İşçiler olarak son 6 aya değil genel duruma bakarak oy vereceğiz

Mahmut Yiğit sağlık işçisi
İzmir

Yeni bir döneme girmek üzereyken cumhurbaşkanı ortalığa para yağdırmaya başladı. Şimdi şöyle bir durum var birincisi demek ki verilmek istenince verilebiliyormuş, ikincisi de bu verilen zamlar. Kaşıkla verdiler ama hiç gerek yoktu çünkü gelen zam ve enflasyon oranları şimdiden maaşları eritmeye başladı bile.

Daha işçi Kamu Çerçeve Protokolü yekunlarını hesaplarında görmeden piyasa hemen zamlara başladı. Ev sahipleri mırıldanmaya başladı, kurumlar “bütçemiz yetersiz” demeye başladı. Demek istediğim enflasyona yenik düşürülecek isek bu zamlara gerek yoktu ya da çarşıdaki gerçek enflasyonu işçinin, memurun, emekçinin cebine geri koysunlar ki gerçekten işçiye, emekçiye zam yapıldı ve yerini buldu diye bilelim.

Bir şeyler daha eklemek istiyorum. Şu vergi adaletsizliği kesinlikle ortadan kaldırılması gerek. İşçi, memur ve emekçiden kesinlikle vergi alınmamalıdır. Bir de az kazanandan hiç vergi alınmamalı çok kazanandan ise kazancıyla orantılı vergi alınmalıdır. Ayrıca vergi affı, vergi indirimi, teşvik primi vs. gibi şeyler iş insanlarına yapılan imtiyazlar işçi, emekçi ve memurlara uygulanmalıdır.

Sonuç olarak bu ülkenin en düzgün vergi ödeyen kesimiyiz. Ne vergi kaçırıyoruz ne naylon fatura ne de başka üç kağıtlar yapıyoruz. Bence bunlarında göz önüne alınması şarttır. Ve seçime saatler kala yapılan bu zamlar biz emekçilerin gözünü korkutmaktadır. Yani seçimlerden sonra hali hazırda Cumhurbaşkanı tekrar kazanırsa en az iki yıl zam yapmaz gibime geliyor ve ülkenin ekonomik krizini yine işçiye, emekçiye yüklenir.

Ben 18 yıllık bir işçi olarak şunu söylüyorum; oy kullanmaya giden kardeşlerim bir değil binlerce defa düşünüp oyunu o şekilde kullansın. Çünkü unutulmamalıdır ki seçim zamanı bütün siyasetçiler gökten zembille indirilmiş meleklere benzerler o yüzden bu son 6 ayı dikkate almadan değerlendirmenizi yapın ki gerçekten hak eden kazansın ve hakkımızda hayırlı olan olsun.

Bence bu seçimde kimsenin inat etmeden kin tutmadan ve taraftarlık yapmadan sade bir bakış açısıyla bakıp değerlendirmesi şarttır. Verdiğimiz karar sadece 85 milyon insanı bağlamıyor, bizden sonraki nesilleri yani çocuklarımızı, torunlarımızı da bağlıyor. O yüzdendir ki kişisel düşünmek bizlere zarar verir ve bizleri olduğumuzdan daha da geriye götürür. Gereğini 14 Mayıs’ta yapacağınızdan ne tereddüttüm ne de şüphem var. Bizim talebimiz açık; iş, emek, özgürlük...