Karaburun'da Yaylaköy’ün 15 katı alanda zeytinlikler sökülerek GES panelleri dikilecek
RES'ler tarafından istila edilen Karaburun’un ortasında, Yaylaköy’ün tarım alanı ve meralarına GES tribünleri yapılması ile ilgili projeye “ÇED olumlu” kararı verildi. Yaylaköylüler projeye dava açtı.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
Uzun yıllardır rüzgar enerjisi santralleri (RES) tarafından adeta istila edilen Karaburun Yarımadası’na şimdi de güneş enerjisi santrali (GES) ekleniyor. RES direkleri tarafından adeta abluka altına alınan Karaburun’un ortasındaki Yaylaköy’ün tarım alanı ve meralarına GES tribünleri yapılması için hazırlanan projeye nisan ayında “ÇED olumlu” kararı verildi. GES yapılacak alanın köylerinin 15 katı büyüklüğünde olduğunu belirten Yaylaköylüler GES projesine karşı dava açtılar.
AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMİŞTİ
Karaburun Yaylaköy’de kurulu bulunan 87 RES’e kapasite artışı ile 41 tribün daha eklendi. Bu da yetmezmiş gibi bu RES’lerin yakınlarına, köylülerin mera ve zeytin bahçelerine -toplam 118.9 hektarlık bir alana- Lodos Karaburun Elektrik AŞ Karaburun Yardımcı Kaynak Güneş Enerji Santrali projesi için ÇED süreci başlatıldı. Köylülerin tüm itirazlarına ve açılan davalara rağmen bu projenin ÇED raporu 12 Nisan 2023’te onaylandı. GES projesinin onaylanması ile ilgili bir açıklama yapan Karaburun Yerel Fok Komitesi, köyün neredeyse 15 katı büyüklüğüne ulaşan GES’lerin Yaylaköy’ü kuşatacağı uyarısı yapmıştı. Açıklamada, geçtiğimiz yıllarda “afet bölgesi” ilan edilen Yaylaköy, yerinden edilme kaygısı yaşarken şimdi de yaşam alanları ve geçim kaynaklarının gasbedildiği dile getirilmişti.
‘ÇED RAPORU GERİ ÇEKİLSİN’
Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde olan RES direklerinin ortasında kalan Yaylaköylüler, zeytinlik ve mera vasıflı bu alanı da kaybetmemek için GES projesine karşı dava açtılar. Karaburun Yerel Fok Komitesi, GES projesi için verilen “ÇED olumlu” kararının projenin hayvancılık ve tarım faaliyetlerini etkilemesi, biyoçeşitlilik araştırmalarının tamamlanmaması, kümülatif etkisinin değerlendirilmesinin yetersizliği ve Karaburun-Ildırı Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi için koruma planlarının yapılmadan bu kararın verilmesi sebebiyle yeniden değerlendirilmesi ve “ÇED olumlu” kararının geri çekilmesini istedi.
ALTIPARMAK: ZEYTİNLİKLER GES İÇİN FEDA EDİLİYOR
Davanın Avukatı Cem Altıparmak, GES proje sahası içinde zeytinlik sahaların olduğuna dikkat çekerek, “Bir zeytinliğin yenilenebilir enerji iddiasını taşısa dahi bir GES için feda edilmesi Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadele taahhütlerine de aykırı. Sera gazı azaltımı için yenilenebilir enerji yatırımı olarak teşvik edilen GES projesinin, yer seçimindeki hata ve kamu idarelerinin umursamazlığı gibi sebeplerle, iklim değişikliği ile mücadelenin en önemli unsurlarından olan ve atmosferdeki sera gazlarını tutarak, karbon yutağı vazifesi gören bir zeytinlik alanı yok etmesi, iklim değişikliği ile mücadele prensiplerine aykırı. Bu noktadan sonra, böyle bir projeyi temiz enerji projesi olarak nitelendirmek mümkün değil” dedi.
KIL KEÇİSİ KORUNAMADI
GES projesinin, zeytinlikler dışında Karaburunlu keçi yetiştiricileri için oldukça önemli olan mera alanlarını da tahrip edeceğini belirten Altıparmak; “Karaburun’daki çayır ve mera alan oldukça sınırlı olmasına karşın, Karaburun Yarımadası’nın önemli yerel geçim kaynaklarından birisi kıl keçisi yetiştiriciliğidir. Karaburun ilçesi İzmir’in keçi varlığında birinci sırada iken, on yılı aşkın bir süredir yarımadadaki RES ve GES yatırımlarının çayır ve mera alanlarını işgal etmiş olması sebebiyle keçi yetiştiriciliğinde önemli kayıplar yaşanmaktadır. Türkiye’nin en yüksek süt verimine sahip kıl keçisi olan Karaburun kıl keçisi, genetik özelliklerinin korunması ve yok olmaması için 2013 yılında Tarım Bakanlığı tarafından “halk elinde ıslah” programına alınmış olmasına karşın kamu idarelerinin Karaburun keçisini koruyamamış ve yok olmasına göz yummuş olması da enerji yatırımlarının taşıdığı kamu yararının sorgulanmasını gerektirmektedir. Yerelin geçim ve kalkınma olanaklarını yok eden enerji projelerinin kamu yararı taşıdıklarını savunmak mümkün değil” diye konuştu.
HAZİNENİN ‘ZEYTİN DİKİLSİN’ DİYE KİRALADIĞI ALAN BİRDEN ‘ZEYTİNCİLİĞE UYGUN DEĞİL’ OLDU!
Karaburun GES projesinin ÇED raporunun sunulmasından hemen sonra, proje alanındaki arazilerde verimli zeytinlerin yanında kurumuş ve bakımsız zeytinlerin olduğu gerekçesiyle GES kurulumu için irtifak hakkı tahsisi istenmişti. Şirketin talep doğrultusunda “ÇED olumlu” kararı bile beklenmeden aralık 2022 tarihinde irtifak hakkı tahsisine karar verilmişti. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki yenilenebilir enerji yatırımları için yapılan istisna düzenleme, alandaki zeytinlerin bakımsız olduğu ve alanın zeytinciliğe uygun olmaması gerekçeleri ile birlikte bölgede GES projelerinin önü açıldı. Oysa “Zeytinciliğe uygun değil” denilen alan Hazine tarafından köylülere sadece zeytincilik faaliyeti yapılması koşuluyla kiralanmıştı. Üstelik alanda, Karaburun İlçe Tarım Müdürlüğü ekiplerince yerinde yapılan incelemeler sonucu 30 bine yakın zeytin ağacının hemen hepsinin bakımlarının yapıldığı, verimli ve sağlıklı olduğuna dair rapor hazırlanmıştı.
TARIM VE HAYVANCILIĞA BÜYÜK DARBE
Karaburun Yarımadası’nın halihazırda 7 RES proje sahasında 140 RES tribünü bulunuyor. Bu tribünler Karaburun Yarımadası’nın yüz ölçümünün yüzde 89’unu kapsıyor. RES’lerin bölgenin doğal ve çevresel değerlerinin yanında sosyal ve ekonomik yapısı üzerinde de olumsuz etkilerinin bulunduğu, bölgenin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık üzerinde ciddi bir tahribata yol açtığı yöre halkının yıllardır dile getirdiği şikayetleri arasında.