Seçimlerden sonra Akbelen’in ağaçları kesilecek mi?
İkizköy Çevre Komitesi Üyesi Nejla Işık seçimlerin ardından termikçi şirketin ormana kesim için gireceği duyumları aldıklarını söyledi. Işık, mücadele süreçlerini gazetemize yazdı
Fotoğraf: Evrensel
Nejla IŞIK
İkizköy Çevre Komitesi Üyesi
Biz İkizköylüler; havamızı, suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı, ölmez ağacımızı, kısacası yaşamlarımızı kömürden ve termikten korumak ve savunmak adına yıllar önce büyük bir mücadele yolculuğuna çıktık. Yerinden, yurdundan edilmek istemeyen köylüler olarak topraklarımızı satın almak isteyen Yeniköy-Kemerköy (YK) enerji şirketinin karşısına dikildik. Bu şirketin “bir avuç köylü” olarak gördüğü ve bizlere yaptığı büyük baskı ve zorbalıklara rağmen haklı yolumuzdan dönmedik. Kenetlendik, dayanışma ağları ördük, tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük destekler aldık, mücadeleyi büyüttük. Öğrendiğiniz haklarımız ve 4 senedir büyük bir umutla tutunduğumuz “Zeytin Yasası” ile bugünlere gelene dek köyümüzü ve Akbelen Ormanı’nı yaşattık. Çıktığımız uzun soluklu, zor ve çetin geçen bir mücadeleydi. Motivasyonumuzu, gücümüzü, direngenliğimizi ise yıllar önce kömür uğruna kaybettiğimiz Işıkdere’mizden aldık. Köyümüzün bu mahallesinde yaşadığımız büyük kayıplar; yok olan asırlık zeytinlerimiz, meyve bahçelerimiz, ormanlarımız, tarihimiz, kültürümüz ve geçmişimiz kadar göçe zorlanan dostlarımızın, ailelerimizin acısı bu direniş ateşini körükledi.
AKBELEN ORMANI KÖYÜMÜZLE SON BAĞIMIZ
Yıllarca köyleri ve köylüyü ezen, geçim kaynaklarını elinden alan, kendine bağımlı eden termik santral bir yandan da kırk yılı aşkın süredir bizleri zehirliyor. Yaşamlarımızdan çalıyor. Tüm bu haksızlıklara karşı çıktıktan sonra bizleri ikna edemeyeceğini anlayan şirket; iki senedir Akbelen Ormanı’nı, kömür madeni ile aramızda kalan son yaşam parçasını yok etmeye çalışıyor. Çünkü biliyor ki bizi köyümüze bağlayan, bu zehrin içinde yaşanabilir kılan tek şey ormanımız.
İŞÇİLERİ BİZE KARŞI KULLANMAYA ÇALIŞIYORLAR
Tüm bunları yaparken istihdam ve yerli enerji üzerinden, asılsız haberler de yaptırarak kamuoyuna sevimli görünmeye çalışan şirket kendi bünyesinde çalıştırdığı ve bize destek olmak isteyen kişileri işiyle tehdit ediyor. Eylemlerimize, yükselttiğimiz haklı sese karşı daima işçileri kullanmaya çalışıyor. Biliyoruz ki maden işçileri de biz çiftçiler gibi emeğiyle var olmaya çalışıyorlar. Bu kapitalist sistem yüzünden mağdur olanlar aynı: Tüm emekçiler. Oysaki kimse mağdur edilmeden, adil bir geçiş sayesinde yeni ve daha sağlıklı istihdam koşulları ile başka bir dünya mümkün. Örneğin 350 Türkiye, Avrupa İklim Eylem Ağı ve Milas Kent Konseyi ile yaptığımız raporda zeytincilik, arıcılık, ekoturizm gibi imkanlar sayesinde termik santralde çalışan işçilerin büyük bir bölümü için istihdam yaratılabilir. Ve bu termik santrale devletin yalnızca verdiği bir senelik teşvik ile mümkün. Tüm bunları bildiğimiz için kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Daha önce nöbet alanından jandarma ve kolluk gücünün müdahalesi ile atılmamıza rağmen nasıl vazgeçmeyip nöbete devam ettiysek, bu nöbeti Akbelen için adalet yerini bulana dek sürdüreceğiz.
"SEÇİM SONRASI KESİME GELECEKLER"
Bir süredir şirketin seçimden sonra Akbelen Ormanı’na kesim içine gireceğinin duyumlarını alıyoruz. Ve ne yazık ki bilimsellikten uzak hazırlanan bilirkişi keşfi sonucu kaldırılan yürütmenin durdurulması kararı yüzünden, Akbelen Ormanı her zamankinden daha çok tehlike altında! Şimdiye dek ülkece geçirdiğimiz büyük yangınlar, seller, depremlere rağmen hız kesmeden çalışmaya, kömür çıkarmaya, ömrü dolmuş zehirli termik santrallerini çalıştırmaya devam eden YK enerji şirketi, her zor anı değerlendirmeye devam ediyor. Bizler yaralarımızı sarmakla uğraşırken, maden alanında patlattığı yüksek şiddetli dinamitlerle bizlere her defasında depremi yaşatıyor. İkizköy’de yeni yapılan binalarda dahi oluşan çatlaklar, her defasında yüreğimizden bir parça koparıyor.
BÜYÜK KAYGILARIMIZ VAR!
Şirket, Işıkderesi’de yok ettiği arkeolojik kazı alanından sonra bu kez Akbelen’deki kazı buluntularını çıkarmak amacıyla arkeolojik kazılara başladı. Daha önce akıbeti bilinmeyen ve bize asla bilgi verilmeyen bu hassas konu ile ilgili büyük kaygılarımız var. Devam ettiğimiz nöbette gözümüz bir yanda ormanımızda, zeytinimizde, tarihimizde, yaşam alanımız olan her yerde!
YAŞAMAK VE YAŞATMAK İÇİN…
Bizler bugüne dek yılmadan sürdürdüğümüz haklı mücadeleyi kazanana kadar götüreceğiz! Kalan son ormanlarımızı da kömüre feda etmeyeceğiz! Yaşamak ve yaşatmak için… Şimdiye dek birlikte dayanışmayla yaşattığımız Akbelen Ormanı’nı birlikte yaşatmaya devam edelim! Akbelen’i koruyan mahkeme kararı olmasa bile onu koruyan büyük bir Akbelen ailesi var!