Depremin 100. gününde Hatay’da sorunlar devam ediyor | İnsanlar hâlâ çadırda
Depremlerin üzerinden 100 gün geçti. 100 gündür çözülemeyen barınma, sağlıklı suya erişim sorunu eğitim ve sağlık alanında da sorunları derinleştiriyor.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
Volkan PEKAL
Hatay
Depremlerin üzerinden 100 gün geçti. 100 gündür çözülemeyen barınma, sağlıklı suya erişim sorunu eğitim ve sağlık alanında da sorunları derinleştiriyor. Her şey yolunda gibi gösterme telaşıyla atılan adımlar vatandaşın yarasına merhem olamıyor. Çözülemeyen sorunların başında eğitim ve sağlık geliyor. Seçim yatırımı olarak atama yapıldığını ifade eden Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, sorunlar çözülüyormuş görüntüsünün ardındaki gerçeğin sayısı yetersiz depremzede öğretmenler, barınma sorunu ve yetersiz okullar olduğunu söyledi. Güven Hastanesi bahçesinde dağınık çadırlarda poliklinik hizmeti verildiğini dile getiren Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, gebe hastaların muayene edildiği yer ile kurşunla çevrelenmemiş röntgen çekilen yerin birbirine çok yakın olduğunu, çok basit bir teknikle ayrılabilecek bu yerlerin bile ayrılmadığını söyledi.
"ÖĞRETMENLERİN BARINMA SORUNU ÇÖZÜLMEDİ"
Antakya, Altınözü ve Defne’de çalışan öğretmenlere barınma için Serinyol’da şehir merkezine 18 km uzaklıkta 11 katlı bir yurt gösterildiğini ifade eden Tıraş, “Depremi yaşamış öğretmenlerimiz açısından yüksek binada kalmak sıkıntı. Eğitimle ilgili ne sağlıklı, ne güvenli bir ortam yaratıldı. Havalar ısınıyor ama içme suyu problemi çözülebilmiş değil. Şebeke suyu içilemiyor. Bazı yerlerde hiç şebeke suyu yok. Havanın ısınması ile müthiş bir sivrisinek sorunu var” dedi.
"OKULLARIN ÇATILARI TEHLİKE YARATIYOR"
Okulların fiziki koşulları konusunda sorunlar olduğunu ifade eden Tıraş, “Az hasarlı okullara hiçbir şey yapılmadı. Dostlar alışverişte görsün diye alçı sıvası yapıldı. Birçok okulun çatısında problemler var. Çatılarda kayma var, üstlerinde su depoları var, her an kafanıza bir şey düşme riski var” dedi.
Eğitim öğretimin sağlıklı ve güvenli bir ortamda başlamasını talep etmelerine rağmen bunun sağlanmadığını ifade eden Tıraş, depremzede olan birçok öğretmenin dönemediğini belirterek “Yüz gün oldu. Okulların bahçesine konteynerler yerleştirerek eğitim öğretim sağlanabilirdi. Bazı çocuklar deprem travmasını aşamadıkları için binaya girmek istemiyor. Bu yüzden sınıfların sayısı azalıyor. 8 ve 12’inci sınıftaki çocuklarımız da lise ve üniversite sınavlarına tabi tutuluyor. Bu da doğru değil. Bugün itibarı ile binası uygun olmayan okullar sağlam olan yakın okullarla eşleştirildi, sabah bir okul, öğleden sonra bir okul kullanıyor” dedi.
"ATANAN ÖĞRETMENLER EYLÜL’DE BAŞLAYACAK"
Yaratılan algının aksine ataması yapılan öğretmenlerin eylül ayında göreve başlayacağını ifade eden Tıraş, “Hatay’a 900’ün üzerinde öğretmen atandı. İnsanlar hemen başlayacak sandı ama eğitim öğretim depremzede öğretmenlerle devam ediyor. Öğretmenlerimiz her ne kadar depremde büyük bir travma yaşasalar da eğitime devam ediyor” dedi. Öğretmenler ve öğrenciler için sağlıklı ve güvenli eğitim öğretim ortamının sağlanmasını istediklerini ifade eden Tıraş, bunun için öğretmenlerin barınma sorununun çözülmesi gerektiğini dile getirdi.
Depremzede öğretmenlere sınırsız bir tayin hakkı tanınmadığını ifade eden Tıraş, “17 Mart’a kadar öğretmen arkadaşlarımız tek hekim raporu ile tayin isteyebildi ama artık tam teşekküllü bir hastaneden rapor isteniyor. Depremzede öğretmenlere tayin kısıtlanmasının kaldırılmasını sınırsız bir tayin hakkı tanınmasını istiyoruz” dedi.
"HÂLÂ HASTANE BAHÇESİNDEKİ ÇADIRLARDA POLİKLİNİK HİZMETİ VERİLİYOR"
Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, 100 günde olumsuz gelişmeler yanında tek olumlu gelişmenin 2 ay içerisinde 300 ve 400 yataklı iki tane prefabrik hastanenin faaliyete geçecek olmasını gösterdi. Deprem öncesinde Antakya’nın 2 bin yatak kapasitesi bu iki hastane ile 700’e düşmüş olacak. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde Güven Hastanesinde dağınık çadırlarda poliklinik hizmeti verildiğini dile getiren Yılmaz, ileri bir müdahale gerektiğinde hastaların ilçelere gönderilmek zorunda kaldığını ifade etti.
"HASTANEDE RADYASYON RİSKİ VAR"
Gebe hastaların bulunduğu ultrason yapılan yer ile kurşunla çevrelenmemiş röntgen çekilen yerin birbirine çok yakın olduğunu dile getiren Yılmaz, “Anomali doğum oluşma, çalışanlarda da kanser riski var. Oysa bu basit şekilde çözülebilir” dedi.
"BEBEKLERİN YÜZDE 80’İ AŞILANMAMIŞ"
Bebeklerin yüzde 80’inin aşılanmamış olmasının en önemli sorunlar arasında yer aldığını dile getiren Yılmaz, aşı sorununun telefonla ailelere ulaşılarak hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Antakya ve Defne’de özel bir hastanede doğum hizmeti verildiğini ancak ücretsiz doğum yapılacak bir merkez olmadığını ifade eden Yılmaz, bunun da kısa bir sürede çözülmesi gerektiğini belirterek “Aile hekimlerinin de poliklinik yapar durumdan koruyucu sağlık hizmetlerine yönlendirilmeleri gerekiyor” dedi.
"SU VE HİJYEN SORUNU DEVAM EDİYOR"
Su ve hijyenle ilgili sorunların devam ettiğini dile getiren Yılmaz, “Belediyenin sağladığı şebeke suyu halen içilemiyor. Sağlık bakanlığı günlük analiz yapıyordu. Son bir aydır paylaşım yapmıyor ama içilemediğini biliyoruz. Taşıma su ile de nereye kadar hastanelerde bile su tükenebiliyor” diyerek bu sorunun çözülmesini istedi.
"YÜZ BİN KONUTA İHTİYAÇ VARKEN YÜZ TANE VAR"
Çadırların ilk bir ay içinde terk edilerek 3 ay sonunda da prefabrik evlere geçiş yapılması gerekirken 100 gün sonra halen çadırların ağırlıkta olduğunu ifade eden Yılmaz, “Prefabrik evler yapılmaya başlandı ancak sayılar yüzlü seviyelerde. Yüz bin konuta ihtiyaç varken yüz tane var. Çok yavaş ilerliyor” dedi.
"MOLOZLAR TEHDİT OLUŞTURMAYA DEVAM EDİYOR"
Yıkımın ve molozların ayrıştırılması devam ederken yıkım yapılan yerde sulama yapılmadığını, taşınırken branda ile örtülmediğini ifade eden Yılmaz, “Asbest de ayrıştırılmıyor. Bu işlemin uzmanlar tarafından yapılması gerekir ama o ekiplerde bu eğitimi almış kimse yok. Molozlar halen su, zeytin ve yerleşim alanlarına yakın yerlere dökülmeye devam ediyor” dedi.
Çalışan işçilere de uyarılarına ve maske dağıtmalarına rağmen maske takma zorunluluğu getirilmediğini dile getiren Yılmaz, bu da sadece yerel halkın değil, dışarıdan gelip çalışan işçilerin de aynı riske maruz kaldığını ifade etti.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TAYİNİ YAPILSIN"
Sağlık çalışanları ve hekimlerden 2.5 ay önceden tayin için dilekçe alınarak bir beklentiye sokulduğunu dile getiren Yılmaz, “Aradan geçen sürede insanlar tayin talep ettikleri yerlere taşındılar ama halen tayinler sonuçlanmış değil. Sonuçlanmadığı gibi sağlıkçıları göreve çağırıyorlar. İnsanlar ev tuttular, çocuklarını okula verdiler orada bir düzen kurdular. Burada okul yok, kreş yok, anne olan çalışanlar çağrılıyor” dedi.