Yunanistan'da seçimler: Büyük değişim beklentisi yok
Bu pazar parlamento seçimlerinin yapılacağı Yunanistan’da partilerin vaatleri sınırlı, değişim beklentisi düşük. Ancak iktidar partisinin oylarının düşmesi ve hükümet kurmasının zorlaşması mümkün.
Fotoğraf: 902.gr
Seyit ALDOĞAN
Atina
Yunanistan 21 Mayıs’ta genel seçimlere gidiyor. İktidarda bulunan Yeni Demokrasi (ND) partisi, yaz ayları ve üniversite sınavlarını gerekçe göstererek seçimleri 1 ay kadar öne çekmişti. Dört yıllık iktidar süreci içinde birçok skandala ve halkın tepkisini çeken ekonomik ve politik uygulamalara imza atan Kriyakos Miçotakis hükümetiyle ana muhalefet partisi SYRIZA arasında geçecek olan seçim yarışının başa baş denebilecek bir yarışa dönmesi bekleniyor.
İktidarda bulunan Yeni Demokrasi Partisi, izlenen ekonomik politikaların Yunanistan’ı krizden çıkardığını, bütçenin fazla verir bir duruma geldiğini, memorandum kontrollerinin kalktığını ve uluslararası para piyasalarına çıkılmasının önünün açıldığını savunurken, SYRIZA, ülkenin ekonomik dinamiklerinin doğru değerlendirilemediğini, işsizlik ve yoksulluğun önüne geçecek politikalara öncelik verilmediğini savunuyor.
SINIRLI VAATLER
Bu seçimin önemli ayrıntılarından biri hükümet ve ana muhalefet partilerinin vaatlerine sınır koymaları. Önceki seçimlerdeki “havada uçuşan” vaatler yok, yine de işsizlik ve sosyal güvenceler, eğitim ve sağlık alanına dair vaatler öne çıkıyor. Halkın temel taleplerini içeren sorunlar etrafında bir seçim kampanyası yapılırken ister istemez ekonomik ve demokratik haklar konusunda mücadeleci bir geleneğe sahip olan Yunanistan emekçileri yıllardan beri iktidarda olanların bu sorunları neden çözmediklerini soruyorlar. AB’nin yıllık 7-9 milyar avro arasında bütçe fazlalığı verecek politikaların uygulanmasını dayatması ve büyük işletmelerin kârlarını yüzde 306 artırarak 10.41 milyar avro tutarında devasa kârlara ulaşması, hükümete gelecek olan partilerin, halk ve işçi emekçilerin yararına bir politika izlemeyeceklerini gösteriyor.
Önce ekonomik kriz ve arkasından gelen pandemi süreci boyunca ekonomik zorluklarla baş başa kalan ve hak gasplarına uğrayan işçi-emekçi ve yoksul halk kesimleri, toplu sözleşme hakları, haftada 5 gün iş, parasız eğitim ve sağlık hizmetleri, modern ve güvenlikli ikamet alanı, ücretlerin yükseltilmesi, işsizliğe çözüm bulunması, sosyal hakların genişletilmesi vb. talepleri programlarına almayan partilere mesafeli duruyorlar. Özellikle 57 kişinin yaşamını kaybettiği tren faciasından sonra yeniden gündeme gelen özelleştirme tartışmaları, AB ekonomi politikaları, “Kontroller kalktı” denmesine rağmen devam eden troyka uygulamaları, gençliğin gelecek kaygısı ve köylünün üretimde karşılaştığı ciddi sorunlar, propaganda amaçlı söylenen “kalkınma planlarının” ve vaatlerinin inandırıcılığını ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla işçi ve emekçilerle yoksul halk kesimleri arasında seçim sonrası kurulacak hükümete ilişkin beklentiler oldukça düşük seviyede.
SYRIZA HEYECAN YARATMIYOR
SYRIZA’nın bundan önceki seçimlerde yaratığı heyecan ise hiç yok denebilir. SYRIZA’ya oy verenlerin ezici bir çoğunluğu ya başka alternatif göremediklerinden ya da “sağcı hükümet” istemediklerinden SYRIZA’ya oy vereceklerini belirtiyorlar.
Bir önceki SYRIZA hükümeti döneminde halkın beklentilerinin karşılanmaması ve ana muhalefet süreci boyunca “Biz daha iyisini yapardık” benzeri söylemler dışına çıkılmaması, partiye mesafeli durulmasının bir başka nedeni. Geçmiş seçimde SYRIZA’nın hükümet olması için küçük sol parti ve örgütlerden buraya kayan oyların bir bölümünün yeniden bu örgüt ve partilere dönmesi büyük olasılık. Yunanistan Komünist Partisinin de (KKE) bu seçimlerde, geçmişe kıyasla oyunu artırması bekleniyor.
HÜKÜMET PAZARLIKLARI
Tren faciası nedeniyle gerçekleştirilen ve özelleştirmelerin yanı sıra genel olarak sömürü politikaları karşıtlığına dönüşen genel grevlerin ve tepkilerin kitleselliğinin belli oranlarda sandıklara yansıması büyük olasılık.
Bir diğer güçlü olasılık ise iktidardaki Yeni Demokrasi Partisinin birinci parti olması. Ancak SYRIZA ile aralarında büyük bir oran farklılığı gözükmüyor. Alınabilecek en yüksek oy oranının ise hiçbir partinin tek başına hükümet kurmasına olanak vermeyeceği yorumları yapılıyor. Dolayısıyla daha şimdiden medyada ve partiler arasında koalisyon tartışmalarının başladığı görülüyor. SYRIZA’nın PASOK, Yeni Demokrasinin ise sağcı ve gerici bir parti olan “Elliniki Lisi/Helen Çözümü” partisiyle “flört” etmeye başladığını belirtmek gerekir. Kısacası Elliniki Lisi ve PASOK, kurulacak koalisyon hükümetleri için kilit parti durumundalar. Eliniki Lisi geçen seçimlerde aldığı yüzde 4’lük oy oranını bir miktar daha artıracağa benzerken PASOK ise yüzde 7-10 arası bir oy bekliyor. PASOK Genel Başkanı Nikos Andrulakis, Yeni Demokrasi ile bir koalisyona yanaşmayacağını açıkladı. SYRIZA’ya ise başbakanın Aleksis Çipras değil üzerinde anlaşılan başka birinin olması şartını koştuğu biliniyor.
Yüzde 3 oy oranıyla mecliste temsil edilen SYRIZA’nın Eski Ekonomi Bakanı Yanis Varufakis’in partisi MERA 25’in oy oranının da artacağı tahmin ediliyor. Varufakis, hiçbir parti ile koalisyon yapmayacaklarını söylerken programına avro kuşağından çıkıp eski para birimine dönmeyi koyduğu için özellikle Yeni Demokrasinin hedefinde. Varufakis, bankaların ve özelleştirilen kamu kuruluşlarının yeniden kamuya kazandırılacağını da söylüyor.
KKE’NİN ÇAĞRISI
Bu seçimlerde oy oranını artıracağı tahmin edilen partilerden biri de Yunanistan Komünist Partisi (KKE). KKE, işçi ve emekçileri kendi saflarında “Kapitalist barbarlığa karşı mücadele” etmeye çağırırken zayıf bir burjuva hükümetin halkın ve işçilerin yararına olacağını söylüyor ve KKE’nin desteklenmesi çağrısı yapıyor. Parti, halk ve işçiler arasında güçlü bir seçim çalışması yapıyor. Ayrıca listelerinde aydınlara ve sanatçılara da yer veriyor.
Sol parti ve örgütlerin ittifakı olan ANDARSYA da oylarını artırma yönünde bir seçim kampanyası sürdürüyor ancak tatmin edici bir oy artışı sağlayamayacakları tahmin ediliyor. Yüzde 3 olan seçim barajını aşmaları beklenmiyor.
Yunanistan’da seçimden sonra kurulacak koalisyon hükümetinin, geniş bir halk desteği ile kurulmayacağını ve emekçi halkın gerçek talepleri doğrultusunda mücadele etmeye devam edeceğini belirtmek en doğru tahmin olacaktır.