20 Mayıs 2023 04:41

"Sandıklara sahip çıkarak oy verelim"

Oy ve Ötesi ile Seçim Güvenliği Platformu, seçim güvenliği için sandıklara sahip çıkarak oy kullanmaya çağırdı.

Fotoğraf: Esra Hacioğlu Karakaya/AA

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

OY ve Ötesi ile Seçim Güvenliği Platformu, seçim güvenliği için sandıklara sahip çıkarak oy kullanmaya çağırdı.

İlk turda yaşanan usulsüzlükler, müşahit eksikliği ikinci tur kaygılarına neden oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki puan farkı muhalefet cephesinde sandığa gidip gitmeme tartışmasına neden oluyor. Ancak muhalefet uyarıyor: 2 buçuk milyon kapanmayacak bir sayı değil. Sandığa gidin, oy verin, sonra sahip çıkın.

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun, “71 bin gönüllümüzle sahadaydık” dedi ve toplam 344 bin 400 tutanak sisteme yüklediklerinin bilgisini verdi. Bu sayıların sandıkların yüzde 66’sına, nüfusun ise yüzde 76’sına denk geldiğini söyleyen Orkun, “Her sandıkta güvenliğin sağlanabilmesi için tüm sandıklarda müşahitlerimizin olması şart” diye belirtti. İkinci turda tam bir seçim güvenliği sağlanması için 14 Mayıs sonrasında artan gönüllülerimizle birlikte ilk turdan çıkardığımız dersler doğrultusunda çok daha verimli organize olmayı ve her sandıkta yer almayı hedeflediklerini anlatan Orkun, şunları söyledi:

“Siyasi partiler başta olmak üzere sandıkta bulunan, oy vermeye gidecek tüm vatandaşlarımızı öncelikle sağduyulu olmaya ve önceden eğitim alarak oylarına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Aynı anlayışla seçim günü boyunca sandık başında duramamış olan kişiler de sürece gün sonunda katkı sağlayabilirler. Saat 17.00 itibarıyla gerçekleşen sayım döküm süreci yasa gereği herkese açık gerçekleştirilmekte, tamamlanan sandık sonuç tutanakları halka açık olarak kapıya asılarak ilan edilmektedir. Vatandaşlar bu aşamada oyveotesi.org/kayit bağlantısından oluşturdukları kullanıcı bilgilerini kullanarak secim.oyveotesi.org bağlantısına girebilir, bulundukları bölgelerdeki tamamlanan tutanakların fotoğraflarını çekerek yazılıma yükleyebilir. Bu sayede Oy ve Ötesi tarafından toplanan sandık verileri YSK’nin ilan ettiği sonuçlarla kıyaslanarak, tüm partilerle paylaşılacak. Oluşan referans veriler sürecin şeffaflığına katkı sağlayacak.”

SANDIK GÖREVLİLERİNE İHTİYAÇ VAR!

İkinci tur için başta deprem bölgesindeki kentlerde olmak üzere sandık görevlilerine ihtiyaç olan kentlerle ilgili Orkun, “Her geçen gün Oy ve Ötesine yeni gönüllü başvuruları gelmeye devam ediyor. Sayımız Türkiye genelinde 200 bine ulaşmakla birlikte bazı illerimizde yığılma olduğunu, bazı illerimizde gönüllü ihtiyacımız olduğunu tespit edebiliyoruz” dedi. Bölgesel olarak öncelikleri olan 62 ilimizin güncellenen listelerini sosyal medyada duyurarak buralardaki vatandaşlara da ulaşma çabasında olduklarını da anlatan Orkun, “Özellikle Konya, Şanlıurfa, Kastamonu, Sivas, Yozgat, Erzurum, Afyonkarahisar, Tokat, Malatya, Kahramanmaraş, Elâzığ, Kütahya, Ordu, Mardin ve Trabzon illerimiz bu listenin de öncelikli şehirlerini oluşturuyor” bilgisini verdi.

"SEÇİM HEPİMİZİN"

Orkun, seçmenin sandığa gitmesi konusunda ise şu çağrıda bulundu:

“Türkiye’de katılımcı demokrasi anlayışının güçlenmesine yönelik çalışan bir dernek olarak, oy hakkını kullanmanın demokrasinin temel gerekliliği olduğunun altını çiziyoruz. Her bir vatandaşın oyu, bu ülkedeki barışçıl ve çok sesli yaşam, eşitlikçi sosyal politika ve katılımcı yurttaşlık bilinciyle güçlenecek toplumun tuğla taşlarıdır. Bu nedenle bireylerin görüşleri ne olursa olsun #SeçimHepimizin diyor, herkesi sandığa oy vermeye ve sandıklara sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

"HALK İRADESİNİN SANDIĞA YANSIMASINI SAĞLAMALIYIZ"

Seçim Güvenliği Platformu Koordinasyon Kurulu Üyesi Nesteren Davutoğlu, Seçim Güvenliği Platformunun (SGP) önceki seçimde yaşanan haksızlıkları bilerek hazırlıklarına neredeyse iki yıl önce başladığını hatırlattı. Yirmi farklı sivil toplum örgütünün birleşmiş gücüyle seçimlerin adil ve şeffaf geçmesi için sahadaki görevli çalışmaları yürüten kuruluşları ve siyasi partilerin de iş birliğiyle hem kamuoyunun endişe ve kargılarını gidermek için ortam düzenleme ve iletişim çalışması gerçekleştirildiklerini anlatan Davutoğlu, “Hem de Türkiye çapında tüm sandıklarda fazla gönüllü ve görevlilerin hazır olduğu bilgisiyle 14 Mayıs’a gidildi. Sevindirici bir gelişmeyle sokaklarda ve sandık başlarında bir çatışma, bir gerilim olmadı” dedi. Güven duygusunun zedelenmiş olduğu bir ortamda, seçmenin pek huzurlu olmamasına karşın olaysız kapatmış olmaktan Türkiye’nin hoşnut olduğunu belirten Davutoğlu, “Seçimin birinci turunda yaşananlara ilişkin tansiyon sayım sırasına değişti. İşin diğer yüzü, kaygının tekrar yükselmesine neden oldu. Anadolu Ajansı verilerinin aktarılış kurgusu ANKA verileriyle farklıydı, partilerden gelen ıslak imzalı tutanaklarla uyum göstermeyen sonuçlar düşündürücüydü. Süreç sonrası 4 bini aşkın itiraz başvurusunun sonuçları değerlendirildiğinde, uluslararası gözlemcilerin ön raporları ve yabancı basındaki yansımaların da gösterdikleriyle, daha seçimlerin eşitsiz koşullar altında gerçekleştiği, kamu kaynaklarının ve medyanın nasıl hukuksuz bir şekilde kullanıldığı, zaten gözler önündeydi” ifadelerini kullandı.

Birinci tura ilişkin gözlemlerini de içeren raporu, seçim değerlendirmelerini kamuoyuna sunacakları bilgisini de veren Davutoğlu, 28 Mayıs seçiminin önemine işaret ederek şunları söyledi: “Öyle evlerde oturup sadece boş zamanlarda seçim üzerine muhabbet ederek değil, gerçekçi bir sonuç tablosu çıkarabilecekler. Sosyal medyayı ileri geri, kimi dezenformasyon dolu, zihin sulandırmak için troller tarafından kurgulanmış haberleri yayarak değil, seçimin ülkeyi getirdiği yol ayrımının bilincinde olarak demokratik görevimizi yerine getirmek için diri, somut adımlar atarak, halk iradesinin sandığa tam yansımasını sağlamalıyız. 28 Mayıs’ta sandığa gitmeyen yurttaş kalmamalı. Bu hakkı kullanmayan kişiler ‘Beni birileri yönetsin, çektiği yere giderim, fikrim yoktur’ demek istemiyorlardır herhalde.” Oyun ne kadar kıymetli olduğunu düşünerek sandık başına gitme çağrısını da yapan Davutoğlu, “Sandık görevlileri ve gözlemciler, mutlaka bu yüksek görevi aynı fedakarlıkla tekrarlamalı. Siyasi partilerin hem varsa sandık başı organizasyonlardaki eksiklikleri gözden geçirmeli hem kararsız kalmış yurttaşlarla yüz yüze, kalbine, aklına hitap ederek onları gerçekleriyle ikna etmelerine bekleriz” ifadelerini kullandı.

SEÇİM GÜVENLİĞİNİN EN ÖNEMLİ PARÇASI SANDIK GÜVENLİĞİ

Seçim Güvenliği Platformu Koordinasyon Kurulu Üyesi Gamze Burcu Gül, seçimin ülkenin rejimini ve geleceğini belirleyeceğini belirterek, “O nedenle 28 Mayıs’ta gerçek demokrasinin işletilmesini sağlamak hepimizin en büyük sorumluluğu. Bunu gerçekleştirebilmek için de özellikle üzerinde durmamız gereken kritik nokta, seçim güvenliğinin belki de en önemli parçası olan sandık güvenliği” şeklinde konuştu. Önceki seçimlere oranla seçmen sayısında iki kat artış olduğunu da belirten Gül, “2002-2023 arasında Türkiye nüfusu 17 milyon artmışken, seçmen sayısı 22.7 milyon artmış. Aradaki 5 milyon fark toplam seçmen sayısının yüzde 7.8’i. Yine deprem bölgesindeki seçmen sayısı gibi benzer gri alanlar nedeniyle seçim güvenliği halkın iradesinin sandıklara tam olarak yansıması için çok önemli” ifadelerini kullandı.

Seçim tarihinin açıklamasıyla başlayan kampanya sürecinin eşitsiz koşullarda yapıldığına vurgu yapan Gül, muhalefetin aleyhine iktidarın lehine olan koşulları işaret ederek, “Özellikle iktidar partisinin kutuplaştırıcı ve sert söylemleri, kamu kaynaklarının seçim propagandası için kullanılması, muhalefet partisinin karşılaştığı baskılar seçim yarışına gölge düşürdü” dedi.

Seçim öncesi çıkarılan dezenformasyon yasasına, internet sitelerine erişimin sık sık engellenmesine, gazetecilerin tutuklamasına, medya özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığına dikkat çeken Gül, bunun da adil seçim kampanyası koşullarının önünde engel olduğunu belirterek, “Devlet televizyonu açıkça iktidar partilerini ve adaylarını öne çıkardı, böylelikle tarafsız kalma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Ulusal kanallarda da iktidar partilerine ve adaylara dramatik şekilde fazla yer verildi” ifadelerini kullandı.

Seçim günü yine sandıkların, pusulaların, zarfların mühürlenmesi, seçmen kimliğinin doğrulanması gibi hususlarda hatalara ve usulsüzlüklere tanık olduklarına dikkat çeken Gül, “Sandık alanlarında oyların gizliliği tam olarak sağlanamadığı, ailelerin veya grupların birlikte oy kullanması gibi durumlara rastlandı. Usulsüzlük yapılan sandıklar tespit edilip, aynı durumun tekrarlanmasını önlemek için gereken çalışmaları yapmak seçmenin zedelenen güven duygusunu tamir etmek için şart” diye konuştu.  

SEÇİM GÜVENLİĞİ İÇİN İNSAN GÜCÜNE İHTİYAÇ VAR!

Seçim güvenliği için çalışanların hâlâ çeşitli bölgelerde insan gücüne ihtiyacı olduğunu ifade eden Gül, “Özellikle deprem bölgesinde Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Erzincan, Malatya, Mardin, Urfa’da ihtiyaç büyük. Sandık güvenliğini artırmak, seçimin hiçbir aşamasında sandıkları sahipsiz bırakmamak adına bir müşahitlik seferberliği başlatmalıyız” dedi.

Öncelikle 14 Mayıs’ta sandığa gitmeyen yurttaşlara oylarının ne kadar değerli olduğunun hatırlatılması gerektiğini söyleyen Gül, “Depremden etkilenen yurttaşların oy verme işlemlerini kolaylaştırmak için alınan önlemler yetersiz kaldı. Deprem bölgelerinde oyunu kullanacak olan ancak farklı şehirlerde bulunan yurttaşların sandıklarına ulaşmasını sağlayacak organizasyonlara destek vereceğiz” dedi.  

Oy verme merkezlerinin çoğunun engelliler için tam olarak erişilebilir olmadıklarını da hatırlatan Gül, “Sandık kurulu üyeleri ve müşahitlerin haklarını ve sorumluluklarını bilmesi için görevli eğitimleri çok önemli. Ayrıca her yurttaş kayıtlı olduğu ve oy kullandığı sandıkta herhangi bir siyasi partiye üye olmasına veya imzalı parti müşahit kartı taşımasına gerek olmaksızın tüm oy verme ve oy sayım süreçlerini en son aşamasına kadar takip etme hakkına yasal olarak sahiptir. Yani sandık kurulu başkanının veya polisin bir yurttaşı kayıtlı olduğu ve oy kullandığı sandıktan uzaklaştırma yetkisi yoktur. Aksi bir durumda derhal itiraz tutanak altına alınmalıdır. Sandık kurulu başkanı bu tutanağı almak ve oy çuvalıyla birlikte ilçe seçim kuruluna iletmekle yükümlüdür. 28 Mayıs’ta şeffaf ve adil bir seçim için yine büyük katılım oranıyla sandık başında olacağız” şeklinde konuştu. 

ÖNCEKİ HABER

Doç. Dr. Tezcan Durna: Ayrımcılığın panzehri demokrasi ve barıştır

SONRAKİ HABER

Erdoğan’dan ‘Oğan’ın isteklerine boyun eğmeyeceğim’ açıklaması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa