Sandığa giderken hayatımızın çalındığını unutmayalım
"Türkiye’de iktidar işçileri ve işçilerin emeklerini 21 yıldır hiçe saymış, Çin’den daha kötü bir duruma getirmiştir. Ekonominin günümüzdeki halini zaten artık hepimiz biliyoruz."

Fotoğraf: DHA
Ford Otosan işçisi
Kocaeli
İkinci tur yaklaşıyor. Hepimizin hayatını etkileyen kararlar vermek durumundayız. İlk turda seçenekler vardı. Şimdi ise sadece iki seçenek var. Biraz referandum gibi görünüyor. İki şıktan hangisi biz işçilerin yararına, hangisi değil? Biraz bunu konuşmak istiyorum. Taraflardan biri hepimizin bildiği üzere yıllardır zaten iktidarda. Peki, bu 21 yıllık iktidarlarında şimdiye kadar biz işçiler için ne yapmışlar, neler yaşamışız kısa bir özetle biraz bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin 21 yıldır kaç grev yasaklanmış? DİSK-AR’ın 8 Mayıs’ta yayımladığı verilere göre, 21 yılda 20 grev yasaklanmış ve bu yasaklardan 200 bine yakın işçi etkilenmiş. Biz Ford işçilerinin ve bizim gibi tüm metal işçilerinin de yasaklanan grevleri bu 20 grevin arasında yer alıyor. Yani işçilerin hak arama mücadelesini engelleyip, grevlerimizi yasaklamışlar.
Yine aynı iktidar 21 yıl içinde emeğin payını giderek düşürmüş ve neredeyse hepimizin ücretini asgari ücrete yakınlaştırmış durumda. Bunun aksine sermayenin payı ise giderek büyümüş. Başkanlık dönemi öncesinde milli gelir içinde emeğin payı yüzde 35.3 iken 2022’de yüzde 25.2’ye geriledi, buna karşılık milli gelir içinde sermayenin payı aynı dönemde yüzde 48’den yüzde 56.7’ye yükseldi.
CANIMIZIN HİÇBİR KIYMETİ OLMAMIŞ
2003 ve 2021 yılları arasında resmi verilere göre bildirimi yapılan iş kazası sonucu ölen işçi sayısı toplam 23 bin 958’e yükseldi. İSİG Meclisi ise sayının 30 bini aştığını söylüyor. Yani bu iktidar boyunca canımızın hiçbir kıymeti olmamış aksine daha fazla ölmeye devam etmişiz.
Türkiye’de iktidar işçileri ve işçilerin emeklerini 21 yıldır hiçe saymış, Çin’den daha kötü bir duruma getirmiştir. Ekonominin günümüzdeki halini zaten artık hepimiz biliyoruz. Tatil gibi ev gibi hayallerimiz artık yok. Varsa da kesinlikle borçlu bir şekilde gidiyoruz. Hepimiz kolay para kazanma yöntemlerine başvuruyor ya da arıyoruz. Biz bu hale gelirken işçiler için hiçbir şey yapılmamış aksine sürekli bir hak kaybına uğratılmışız.
HIZLI KARARLAR BİZİM ALEYHİMİZE
Patron karşısında bizim ona muhtaç olduğumuz bir duruma getirilmişiz. Ali Koç Sarayda ağırlanırken, teşvik üstüne teşvik alırken bize grev hakkı bile verilmiyor. Yine Ali Koç gibi patronlara vergi indirimleri uygulanırken biz işçiler yılın en az 9 ayı vergi ile eriyen maaşımızla geçinmeye çalışıyoruz. Özellikle başkanlık sisteminin geldiği zamandan bu yana bu sistemde hızlı karar verileceğini, ülkenin tüm sorunlarını çözeceğini söyleyen iktidar, tam tersine sistem değişiminden ülkeyi daha kötü bir duruma getirmiş.
Yasaklanan grevlerden 13 tanesi başkanlık sisteminden sonra yasaklanmış. Yani iktidarın hızlı karar alma adına değiştirdiği sistemde aldığı hızlı kararlar hep bizim aleyhimize olmuş.
TEK ADAMI GÖNDERMEK ÖNEMLİ
Yine mevcut iktidar zamanında kıdem tazminatlarımıza göz dikildi. Torba yasa ile tek can suyumuz olan kıdem tazminatlarımız alınmaya çalışıldı. Ancak işçiler buna izin vermedi. EYT’liler de bu iktidar dönemin de birçok mağduriyet yaşadı. Haklarını ise seçimden biraz önce oy alabilmek için ancak alabildiler. Kısa bir özetiyle durum bu şekilde.
Daha birçok şey yazabiliriz. Benim aklıma gelenler, bildiklerim bunlardı. Durum böyleyken biz işçiler kararımızı bunları göz önüne alarak vermeliyiz. Çünkü giden hep bizim hayatımızdan oluyor. Hep biz kaybeden oluyoruz. Bu iktidar zaten her seferinde işçinin değil patronun iktidarı olduğunu bize gösterdi. Diyorsunuz ki diğeri gelirse biz işçiler kazanacak mıyız? Çok güzel bir soru. Verilen vaatlerden en önemlisi başkanlık sisteminden kurtulmamız. Sırf bu yüzden ve yaşadıklarımızdan ötürü bu seçimde tek adamı göndermek üzere karar almamız hepimiz için önemli.
Evrensel'i Takip Et