EMEP Kayseri İl Başkanı Ahmet Akarsu: İkinci tur öncesi Kayseri’de kutuplaşma arttı
Fabrika ve iş yerleri önünde ikinci tur seçimlerine ilişkin yaptığımız bildiri dağıtımlarında, “Biz reisçiyiz” söylemleri ile çokça karşılaşıyoruz.
Fotoğraf: Barış Timur/Evrensel
Ahmet AKARSU
EMEP Kayseri İl Başkanı
14 Mayıs’ta ilk turu yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri’de yüzde 63.3 oy alırken Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 27.4, Sinan Oğan ise yüzde 8.8 oy aldı. Bu sonuçlar Cumhur İttifakının kalesi Kayseri için şaşırtıcı olarak değerlendirilmese de 2018’de yüzde 70’in üzerinde oy alan Erdoğan’ın yüzde 10’a yakın bir kayıp yaşadığı görülüyor.
Kayseri’de özellikle milliyetçi söylemlerin etkili olduğunu da ekleyince ilk turda Cumhur İttifakına gitmeyen oyların yüksek bölümünün Oğan’a gittiğini söylemek mümkün. Kayseri’de Cumhur İttifakının özellikle de AKP’nin, Erdoğan’ın mitingine katılımın diğer illere göre daha kitlesel olması dikkat çekmişti. Mitinge katılanların sayısı 135 bin olarak ifade edilse de AKP’nin ve Erdoğan’ın daha önce sayıca çok daha fazla katılımla yaptığı mitinglerin olduğu biliniyor.
Kayserili emekçiler arasında hâlâ baskın olan “reisçiliğin” yanı sıra bir yandan ekonomik gidişatın Erdoğan aleyhine olacak şekilde devam ettiğini, sürdürdüğümüz parti çalışmalarında net olarak görüyoruz. Fabrika ve iş yerleri önünde ikinci tur seçimlerine ilişkin yaptığımız bildiri dağıtımlarında, “Biz reisçiyiz” söylemleri ile çokça karşılaşıyoruz. Bunun yanında direkt tepki gösterenler de bulunurken, geçmişte Erdoğan’a oy vermiş işçiler bakımından ise tablo netlik kazanmamış. “Elim Kılıçdaroğlu’na gitmiyor”, “Erdoğan’a da vermeyeceğim” diyen ancak ne yapacağını bilmediğini ifade eden bir işçi kesiminden de söz edebiliriz. Sayıca az olsa da “İkisine de vermeyeceğim, oy kullanmayacağım” söylemi fabrikalarda karşımıza çıkıyor.
MİLLİYETÇİ SÖYLEMLER ETKİLİ OLUYOR
Yaptığımız çalışmalar sırasında şöyle bir diyalog yaşıyoruz:
Metal işçisi: Siz ne diyorsunuz? Kime verelim?
Biz: Değişim olmalı artık, yeter, 30 yıldır belediyeleri, 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar...
Metal işçisi: Kılıçdaroğlu yönetebilir mi? O da çok seçim kaybetti.
Biz: Memleketi tek başına birinin yönetmesi zaten doğru değil, tek adam anlayışına karşı Kılıçdaroğlu’na oy veriyoruz. Ama halkın yönetimde söz sahibi olduğu bir ülkeye ihtiyaç var. Yarın kim kazanırsa kazansın emekçiler mücadele etmek zorunda. Bu bilinçle hareket etmek zorundayız...
Metal işçisi: Eyvallah...
Yukarıdaki diyaloga benzer birçok örnek sıralayabiliriz. Fakat; İHA, SİHA, TOGG, doğal gaz indirimi, EYT ve en önemlisi de muhafazakar söylemler değil, milliyetçi söylemler hâlâ işçi ve emekçilerde etkili oluyor. İkinci tura sayılı günler kala işçilerde görüşlerin büyük oranda netleştiğini, farklı söylemlere kulak tıkayan noktada olduğunu gözlemliyoruz.
Yine bir başka metal fabrikasında el ilanı dağıtımı esnasında “Erdoğan mı? Öteki mi?” diye soruyor bir işçi. “Ötekinin de bir ismi var, Kılıçdaroğlu” diyoruz. El ilanını yırtıyor. Arkasından gelen başka bir işçi yırtılan el ilanını görünce alıp, katlayıp cebine koyuyor, “Bunlar ne anlar” diyor. El ilanının içeriğine bakan işçilerin yanı sıra, Erdoğan karşıtı olduğunu anlayınca okumadan yırtan işçilerin sayısının artması, kutuplaşmanın yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Yırtan işçiler kadar alıp sahiplenen işçiler de az değil. Ama Kayseri’de baskın eğilim hâlâ Erdoğan olarak duruyor. İşçilerin örgütlü ve kendi sınıf çıkarları için adım atmalarını sağlayaca4k bir hattan yürümekten başka çare yok gözüküyor...