"Tek adam" referandumu: İstikrarsızlığın istikrarı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istikrar vaadiyle geniş yetkiler istediği 2018 seçimlerinden itibaren ekonomiden politikaya, temel özgürlüklerden toplumsal barışa kadar istikrarsızlık artarak devam etti.
Fotoğraf: TCCB
Birkan BULUT
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Türkiye, ikinci tura kalan seçimlerde cumhurbaşkanını belirlemek için yarın sandık başına gidiyor. 2018’de uygulamaya girmesinden bu yana tek adam yönetimine dönüşen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin oylamasına dönüşen seçimler, Cumhur İttifakının Adayı Erdoğan ile Millet İttifakının Adayı Kılıçdaroğlu arasında gerçekleşecek. Meclisin üzerinde birçok yetkisi bulunan cumhurbaşkanlığını kazanan adayın kabineyi de kuracak olması, ülkenin nasıl yönetileceği konusunda da belirleyici olacak. Bu açıdan önceki seçimde uygulamaya giren tek adam yönetiminin 5 yıllık uygulamaları oylanacak.
"KARARNAMELERİN ÜÇTE BİRİ ÖNCEKİNİ DEĞİŞTİRDİ"
Geniş yetkilerle donanan Cumhurbaşkanının kararnameleri 5 yılda Meclisin çıkardığı kanunları geçti. İşlevini yitiren Meclis, uluslararası antlaşmalar dışında 139 kanun kabul ederken, 140 tane Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2 bin 880 ayrı düzenleme yapıldı. Bu kararnamelerin 83’ü ise daha önce çıkarılan kararnamelerde yapılan değişikliklerdi. Yani “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri”...
"7 BAKAN, 5 TÜİK BAŞKANI, 3 MERKEZ BANKASI BAŞKANI GİTTİ"
Tek adam yönetimine ne bakan dayandı, ne bürokrat. Bu dönemde 7 bakan değişti, TÜİK Başkanı 5 kez, Merkez Bankası başkanı da 3 kez görevden alındı. “İstifa etmek” yerine cumhurbaşkanına “görevden affını” sunmayı tercih eden bakanlar arasında en dikkat çekeni ise bunu sosyal medya hesabından duyuran, Erdoğan’ın damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak oldu.
Başta deprem olmak üzere birçok felakette kurtarma ve müdahale çalışmalarında koordinasyonsuzluk, çoğu yetkinin cumhurbaşkanına bağlandığı sistemin “bürokratik engelleri” aşmadığını gösterdi. İçişleri Bakanlığı faaliyet raporunda afetle mücadelede “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile tesis edilen yüksek koordinasyon” denilse de bakanlık kuruluşları arasında görev, yetki ve sorumluluk tanımlarında netlik bulunmadığı kaydedildi.
"VER YETKİYİ, GÖR ETKİYİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki seçimlerde yeni sisteme atıfta bulunarak “Bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz” demişti. Ancak 2018 yılında 4.50 TL olan dolar başta faiz ve kur olmak üzere iktidarın ekonomi politikaları sonucunda bugün 21 TL’ye tırmandı. Kur korumalı mevduat uygulamasında, zenginlerin servetini korumak için kamu kaynaklarından milyarlarca lira harcanırken, değersizleşen TL en çok emekçilerin canını yaktı. Rekor üstüne rekorlar kıran enflasyon, TÜİK tarafından geçen ay yıllık yüzde 43.68, ENAG tarafından ise yüzde 105 olarak açıklandı. Artan hayat pahalılığı karşısında emekçilerin payına düşen ise eriyen asgari ücretin, yapılan zamlarla yaygın-ortalama ücret haline gelmesi oldu.
"YARGI ÜZERİNDE HAKİMİYET ARTTI"
Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısı değiştirilerek, yüksek yargıdaki atamalarda cumhurbaşkanı belirleyici hale geldi. HDP ve Gezi gibi birçok siyasi davada iktidar lehine kararlar tepki toplarken, 200 bin kişiye cumhurbaşkanına hakaret soruşturması açıldı. Artan adaletsizlik karşısında AİHM’ye başvurular ise 2022’de 12 bin 551’e çıktı.
Mahkemelerin yanı sıra iktidarın yasakları da adaletsizliği derinleştirdi. AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana 7’si son 5 yılda olmak üzere toplam 20 grev yasaklandı. 2022 yılında 544 eylem ve etkinliğe müdahale edildi, 28 ilde 128 toplantı ve gösteri yürüyüşü yasaklandı. Eylem ve etkinliklerde 5 bin 789 kişi gözaltına alındı.
"MECLİSE RAĞMEN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ FESHEDİLDİ"
AKP’nin kadın, çocuk ve LGBTİ’lerin yaşamın her alanındaki temel haklarını kimi zaman yasal düzenlemelerle kimi zaman keyfi olarak gasbetmesi tek adam rejimiyle birlikte ayyuka çıktı. Kadına yönelik şiddete karşı devlete somut görevler veren İstanbul Sözleşmesi, Cumhurbaşkanı kararıyla feshedildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının üzerinden 2 yıl geçmeden 6284 sayılı Kanun’un kaldırılması, Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ın iktidarla seçim ittifakı pazarlıklılarına konu edildi. Kaldırılan önlemler ve cezasızlıkla 2018’den beri 882’si şüpheli 2 bin 174 kadın öldürüldü.
"ÜNİVERSİTELERDE TEK ADAMIN TEK ADAMI"
2018 yılında rektör atama yetkisinin tamamen cumhurbaşkanına bırakılması, birçok üniversitede tepkilere neden oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan rektörler, üniversitelerde öğrencilerin birçok etkinliğini yasaklama yoluna giderken, torpil ve liyakat tartışmaları da büyüdü.
"MEDYADA TEKEL BÜYÜDÜ, SANSÜR YASALAŞTI"
En büyük medya kuruluşları satın alma ve baskı yoluyla iktidar güdümüne girerken, eleştiren basın yayın organları ekonomik ve politik baskılara maruz kaldı. RTÜK’ün iktidarı eleştiren kanallara yönelik cezaları, gazetelere açılan davalar, Basın İlan Kurumunun ambargoları son 5 yılda arttı. Baskılar son olarak “dezenformasyonla mücadele” adıyla sansür yasasının Meclisten geçmesine kadar vardı.
"KUTUPLAŞTIRMA TOPLUMSAL BARIŞI ORTADAN KALKTI"
AKP ve MHP’nin tek adam yönetimi uygulamaları toplumsal barışı da ortadan kaldırdı. İktidarı eleştiren her kesimin teröristlikle suçlanması, savaş politikaları, Kürt illerinde binlerce siyasetçinin gözaltına alınıp yerel yönetimlere kayyumlar atanması, nefret söylemleri, göçmenlerin entegrasyonu için eşit hak ve koşullar temelinde çözümler getirilmemesi gibi kutuplaştırma siyaseti toplumsal huzuru olumsuz etkileyen sonuçlara yol açtı.