30 Mayıs 2023 04:12

"Tarihi yapıların yıkılıp yeniden yapılması restorasyon değildir"

Mimar Hasan Topal, restorasyon adı altında yapılan pek çok uygulamanın gerçekten son derece yanlış ve tarihi yapının kimliğine, özgünlüğüne zarar veren bir şekilde sonuçlandığını söylüyor.

"Tarihi yapıların yıkılıp yeniden yapılması restorasyon değildir"

Fotoğraf: DHA

Ramis SAĞLAM
İzmir

Restorasyon ne kadar tarihi eserleri onarma işlemi ise de bu işlem ülkemizde yeniden inşa işlemi olarak algılanıyor. Son olarak Kültür Bakanlığı tarafından restorasyonu tamamlanan Kız Kulesi de tartışmalara neden oldu. Bu ve benzeri doğal-kültürel varlıkların restorasyon işlemlerinde yapılan yanlışları konuştuğumuz Mimar Hasan Topal, restorasyon adı altında yapılan işler sonucunda yüzlerce yıl dimdik ayakta duran tarihi eserlerin dokusunun değiştirilerek tanınmaz hale getirildiğini söyledi. 

"RESTORASYON UYGULAMALARI ÖNCESİNDE AÇIK VE ŞEFFAF OLMALI"

Anadolu’da gelişen Hitit, Urartu, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve modern cumhuriyete uzanan uygarlık dönemi boyunca yapı ve mimarlık kültürü serüveninin mirası olan yapı, binalar ya da kalıntıların kültür varlığı olarak kabul edildiğini söyleyen Topal, “Kültür varlığı olan bina ve yapıların korunması ve yaşatılması cumhuriyet döneminde çok önem kazandı. Son yarım yüzyılda koruma bilinci ve duyarlılıkların gelişmesiyle birlikte pek çok koruma uygulaması tartışma konusu olmaya başladı” diye ekledi.

Restorasyon adı altında yapılan pek çok uygulama ve müdahalenin gerçekten son derece yanlış ve tarihi yapının kimliğine, özgünlüğüne açıkça zarar veren bir şekilde sonuçlandığını belirten Topal, “Restorasyon uygulamaları öncesinde açık ve şeffaf olmalı. Görev alan uzmanlar, yeni işlevlendirme, röleve ve restorasyon projeleri vb. konuların ilk aşamasında bilgi verilmeden imalatlarına başlaması neler olup bittiğine ve yapılan işlerin niteliğine dair haklı endişelere ve eleştirilere neden oluyor” ifadelerini kullandı.

Hasan Topal

Fotoğraf: Hasan Topal'ın kişisel arşivi

"SÜNGER BOP" İRONİSİ

Şile Kalesi veya Ocaklı Ada Kalesi olarak da bilinen kalenin tahminlere göre 2000 yıl önce Cenevizliler tarafından gözetleme kalesi olarak inşa edildiğini, 2012 yılında başlayan restorasyon işlevinin 2015 yılında tamamlandığını hatırlatan Topal, “Bu çalışma tamamlandığında ‘sünger bop’ ironisiyle kamuoyuna yansıdı. Evrensel ve ulusal koruma ilkelerinde Şile Kalesi için verilen tavsiye, önerme ve kurallara, yasal düzenlemelere karşın tarihi yapının var olan kalıntılarının da yıkılıp, yapının yeniden yapılması restorasyon olarak adlandırılamaz, kabul edilemez. Koruma mevzuatındaki tanımıyla bu tür uygulamalar ancak rekonstrüksiyon olarak görülebilir. Ancak yıkılmış, yok olmuş kültür varlığı simgesel önemde bir yapının yeniden yapımı, çok çok özel ve istisnai durumlar dışında koruma kuramı ve ilkeleri açısından kabul edilebilir uygulama değildir” diye konuştu.

"KIZ KULESİ'NDE YANLIŞ RESTORASYON UYGULANDI"

 Son günlerde ise yapılan restorasyon çalışması ile tartışmalara neden olan İstanbul Kız Kulesi’ne ilişkin de konuşan Topal şunları söyledi; “Karadeniz’in Marmara ile birleştiği yerde, Salacak açıklarında küçük kayalık bir adacık üzerinde kurulan, tarihi Helenistik döneme kadar uzanan bu çok simgesel yapının uzun tarihi boyunca gözetleme kulesi, deniz feneri vb. gibi pek çok işlev üstlendiği, yangın, deprem vb. nedenlerle pek çok kez yıkılıp yeniden yapıldığı biliniyor. Süreç içinde deprem, bozulma vb. nedenlerle yapılan müdahaleler sırasında uygun olmayan dönem ekleriyle restorasyon öncesi son şeklini aldı. Özellikle 2000 yılında yapılan onarım ve restoran olarak işlevlendirilmesi sırasında özgün olmayan pek çok yeni ek yapıldığı gözlemlenmişti.” Kız Kulesi’nin güncel restorasyon sürecinde tartışmaların yoğunlaşması üzerine Prof. Dr. Mimar Restorasyon Uzmanı Zeynep Ahunbay’ın açıklamasını aktaran Topal, “Ahunbay Hoca, 1944’te yaşanan yangından sonra kulenin üst kısmının betonarme olarak yeniden yapılmış olduğunu, lodoslara açık ve deniz kenarında rutubetli bir yerde bulunması nedeniyle 1944’ten günümüze betonarmenin içerisindeki demirlerin paslanmış ve depreme karşı dayanıklılığını yitirmiş olduğunu belirtti. Restorasyon sırasında tarihe saygı ‘Yangından sonra yapılan restorasyon belgeleme olmadan, kendi özgün malzemesiyle yapılmadan oluşmuş. Şimdi yapılan restorasyonla uygun olmayan eklentiler kaldırılarak kule, II. Mahmut dönemindeki haline geri döndürülecek, proje kapsamında o döneme saygı gösterilerek kulenin yenilenmesine karar verildi.’ Bu kapsamda kulenin balkon ve kubbesi ahşaptan yapılacak. Zeynep Hoca’nın açıklamalarından sonra Kız Kulesi restorasyonu üzerine yapılan tartışmalar ve eleştiriler büyük oranda azaldı” diye konuştu.  Tamamlanarak açılışı yapılan Kız Kulesi’nin Türkiye’deki birçok tarihi yapı gibi yanlış restorasyon uygulamalarına maruz kaldığını ifade eden Topal, “Sağlıklı ve doğru bir restorasyon süreci için; tarihi yapıların ya da yapı gruplarının, kentsel dokuların restorasyonu öncesi, proje müellifleri, varsa danışmanlar, yapılacak araştırmalar ve tespitler, sorunların kavranış biçimleri, çözüm önerileri, varsa yeni işlev önerileri, ihale süreçleri vb. konularda kamuoyu yeterince bilgilendirilmeli, belge ve projelere ilgili uzmanların kolayca erişimi sağlanmalıdır. Sürecin açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekir. Karar vericiler açık ve şeffaf olmayı benimsemek zorundadır. Aksi durumlarda yanlış işler, eleştiri ve tartışmalar kaçınılmaz olacaktır” dedi.

Restorasyon çalışmaları süren Kız Kulesi'nin görünümü.

Fotoğraf: Murat Korkmaz/DHA

Evrensel'i Takip Et