30 Mayıs 2023 18:27
/
Güncelleme: 17:30

TOBB öğrencileri için seçimden sonrası nasıl olacak?

TOBB ETÜ öğrencisi

AKP iktidarına doğan gençler olarak uzunca bir süredir beklediğimiz 14 Mayıs seçimleri geride kaldı. Çoğumuzun ilk defa oy kullandığı bu seçimde hemen hemen hepimiz hayal kırıklığı yaşarken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasından dolayı da çeşitli tartışmalar sürmeye devam ediyor. Biz de bu yazıda TOBB ETÜ Mühendislik Fakültesi öğrencilerine ilk turdaki seçim sonuçlarını neye bağladıklarını ve ikinci tur ve sonrasında ne yapacaklarını sorduk.

Elektrik Mühendisliği Bölümü öğrencisi bir arkadaşımıza ilk turdaki sonuçları neye bağladığını sorduğumuzda şöyle bir cevapla karşılaşıyoruz: “Dün geceye kadar anlam veremiyordum açıkçası ama bu çalınan oyları gördükten sonra bununla ilişkili diye düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’na sonuçları kabul ettiği için öfkeliyim, CHP’nin bu konulardan sorumlu kadrolarının da çoktan görevinden alınmış olması gerektiğini düşünüyorum.” Erdoğan iktidarının yürüttüğü milliyetçi kampanyanın seçim sonucunu ne yönde etkilediğini sorduğumuzda ise, “Zaten ‘Bunlar HDP ile aynı masada’ demekten başka bir şey yapmadı, üstelik öyle bile değil. Ama kendisi de HÜDA-PAR ile ittifak halinde, millet bunu nasıl göremiyor anlamış değilim. Savunma sanayi politikalarının ve TOGG’un etkisi de olmuştur. Ben TOGG’un yerli bir araç olduğunu düşünmüyorum, savunma sanayideki gelişmeyi de desteklerim; sınır ötesi operasyonlar için değil ama yurt dışına İHA-SİHA satmakta bir problem yok bence. Damadına teşvikler vererek onları zengin etmesi de yanlış ayrıca” diyen arkadaşımıza ikinci turda ve sonrasında ne yapacağını da soruyoruz. “Bu çalınan oyları görene kadar hiç ümidim yoktu fakat şu an tam olmasa da ikinci turda kazanabileceğimize inanıyorum, kazanamazsak da yıllardır beni ABD’ye çağıran bir tanıdığım vardı, okulu bitirip ya da son sene stajlarım için oraya gideceğim çünkü Erdoğan’ı gönderebilecek bir direnişin başlayacağına da inanmıyorum” diyerek cevap veriyor.

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü okuyan başka bir arkadaşımız ile devam ediyoruz. İlk turdaki sonucu nasıl değerlendirdiğini sorduğumuzda, “Kılıçdaroğlu’nun aylardır aday olmaması gerektiğini söylüyoruz, bu başlı başına bir hataydı zaten. Alevi birinin bu ülkede Cumhurbaşkanı olamayacağı oldukça açık, ha Erdoğan da ilk turda kazanamasın bir zahmet. Ekonomik kriz, deprem vb. kazanamaması için her şey mevcuttu fakat hâlâ deprem bölgesinde birinci parti. Dünya lideri, bölgesel güç olma, savunma sanayisi gibi şeylerin de hâlâ etkili olduğu çok açık. Çok öfkeliyim, halkın koyun olduğunu bir kez daha gördük. Kılıçdaroğlu’nun da iyi bir çoban olmadığı ortada” sözleriyle cevap veriyor. Bizim gençlik olarak üstümüze düşeni yerine getirdiğimizi düşünüyor mu diye sorduğumuzda da “Biz gençler olarak zaten bu kadar siyaset ile yormamalıyız kendimizi ama buna rağmen gidip oyumuzu attık, sandıklara sahip çıktık. Biz gece sandıkları beklerken Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın balkon konuşmasını izliyor, gece dörtte çıkıp seçim ikinci tura kaldı diyor. Ben neden bu adam için uğraşayım ki?​” cevabı ile karşılaşıyoruz. İkinci turda ve sonrasında ne yapacağını sorduğumuzda ise, “Açıkçası oy kullanmayacağım. 20 saat yolu çekmeye değmez, zaten gitsem de Kılıçdaroğlu’na atmam bu dakikadan sonra. Kaybedersem de yurt dışına giderim” şeklinde ifade ediyor kendini arkadaşımız.

“HERKES TEK TARAFLI BAKIYOR AMA İKTİDARIN OYLARI ERİYOR DA”

Son olarak bir Elektrik Mühendisliği Bölümü öğrencisi ile daha konuşuyoruz: “Herkes kaybettik gibi bakıyor ama, büyük şehirlerde AKP’nin de Erdoğan’ın da oy kaybettiği bir durum var. Seçim ikinci tura kalmış. İlk turda bitmesi gerekiyordu bence de ama “Senin cahilliğin benim yaşamımı etkiliyor” dediğiniz insanlar ilk turda izin vermemiş Erdoğan’ın kazanmasına, biraz da bu yandan bakmak lazım” diyerek değerlendiriyor sonuçları. İkinci tura yönelik düşüncülerini ise “Ne kadar hazzetmesem de gidip yine oyumu atacağım ama yine de Erdoğan’ın kazanmasını daha yakın görüyorum. Sinan Oğan desteklese de Kılıçdaroğlu kazanamayabilir. Önümüzdeki yıllar İspanya’daki son Franco dönemine benzeyecek, hiç olmadığımız kadar birlik olmamız gerekiyor, sadece 5 yılda bir oy atarak dilediğimiz ülkeye kavuşamayız o yüzden mümkün mertebe mücadele etmemiz lazım. Bu okulda biraz zor ama sizin gibi insanları gördükçe bir ümit var oluyor içimde. Ha benim savunma sanayiye görüşüm de açıktır, eğitime veya sağlığa harcanabilecek paraların komşularımıza atılacak bombalara harcanması benim hoşuma gitmiyor. O sattığımız meşhur İHA-SİHA’lardan kazandığımız paralar da senin benim cebime girmiyor, böyle yani” diyerek ifade ediyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et