Bir hile aparatı olarak Anadolu Ajansı ve YSK
Anadolu Ajansı, son yıllarda kilit bir rol oynuyor. Doğrudan bir iktidar maşası haline getirilen Anadolu Ajansı, bu seçimde de manipülasyon aparatı olma görevini devam ettirdi.
YSK logosu
Deniz GÖKMEN
Dokuz Eylül Üniversitesi
Ülkemizde önemli bir seçimin ilk turu geride kaldı. İple çekilen, gençliğin ağırlıklı bir kısmının değişimin günü olarak hayal ettiği, bir o kadar da şaibeli sonuçları olan 14 Mayıs kiminin televizyon başında, kiminin seçim kurulları önünde, kimisinin de seçim bürolarında veri akışını takip etmesiyle geçti. Herkes heyecan dorukta bir şekilde sonuçları beklediler. Şimdiyse birinci turu geride bıraktık ve ikinci tura doğru ilerliyoruz. Bir değişim beklentisinin yüksek olduğu süreçte ilk veriler yavaş yavaş gelmeye, sonuçlar televizyonlarda açıklanmaya başladı. Bildiğimiz üzere Anadolu Ajansı (AA), medyanın tek bir elden yönetildiği son yıllarda kilit bir rol oynuyor. Doğrudan bir iktidar maşası haline getirilen Anadolu Ajansı, bu seçimde de manipülasyon aparatı olma görevini devam ettirdi.
İKTİDAR LEHİNE MANİPÜLASYON
AA, 14 Mayıs’ta da Erdoğan’ı ilk verilerde %55 oy bandında gösteriyordu. ANKA’nın ilk açıkladığı verilerindeyse Erdoğan, %49,81 oy oranında gösteriliyordu. Peki, bu kesin olmayan sonuçların ilk elden böyle verilmesi iktidara ya da AA’ya ne kazandırabilir? Sonuçların bu şekilde paylaşılması öncelikle, sayımlar devam ederken yurttaşların görevli oldukları sandıkların başından bir yenilgiyle karşılaşıldığı düşüncesiyle ayrılmasını tetikleyebilir ki bu, sandık güvenliğinin sağlanması noktasında sorunlar yaratabilir. 14 Mayıs seçimlerinde de bu durumla karşılaştığımız bir tablo mevcut. AA iktidar lehine olan ilk verileri açıkladığı sırada, binlerce sandığın sayımı devam ediyordu.
İlk verilerin iktidar lehine açıklanması manipülasyonu; sandık başında olmayan ama verileri takip eden muhalif seçmende yenilgi hissine, iktidar taraftarlarının kutlamalarına ve seçimin fiili olarak kesin olmayan sonuçlarla sona ermesine kadar uzanan bir sürece kapı açıyor. AA girdiği bu verilerden sonra akışı keserek manipülasyonu devam ettirmek, muhalif seçmen kitlesinin umutlarını bitirmek için çabalıyor.
OYLARIMIZIN İLÇE SEÇİM KURULUNDAN EKRANA UZANAN MACERASI
Seçimlerin en önemli ayağını oluşturan diğer şey ise Yüksek Seçim Kurulu (YSK). AA’nın yaptıklarının devamı niteliğinde, YSK da saatlerce veri paylaşmıyor ve güncelleme yapmayarak, AA’nın manipülasyonunun sürmesi için çabalıyor. AA’nın şeceresinden farksız şekilde değerlendirilemeyecek YSK, şeffaf ve hızlı hareket etmesi gerekirken bu güvenilmez hâliyle tam tersine şaibeli işleri yapmaya devam ediyor. YSK’nın yaptıklarından birkaç örnek vererek bu durumu netleştirebiliriz. Özellikle bölge illerinde ama aynı zamanda batıda da gerçekleşen, ıslak imzalı tutanak sonuçları ve sistem sonuçları arasındaki tutarsızlıklar bunlara örnek gösterilebilir. Mesela Diyarbakır, Bismil’deki bir sandıkta, Yeşil Sol Parti’ye yazılan 233 oyların tamamı, YSK’da sisteme geçirilirken MHP’ye yazılmıştır. Bir başka örnek olarak Van’ın Edremit ilçesinde, Yeşil Sol Parti’nin aldığı 220 oyun toplamı sisteme yine MHP oyu olarak yazılmıştır. İzmir, Menemen’de de Yeşil Sol Parti’nin aldığı 112 oy yine MHP oyu olarak yazılmıştır. Bu ve benzeri örneklerin başka partilere ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de yapıldığını biliyoruz. Güvenilirliği şaibeli olan YSK, son yaşanan bu durumların ardından tek tek yapılan sandık itirazlarının bazılarını kabul etmiş bazılarını ise reddetmiştir. YSK bu süreçte, tekrarlanmasını gerektirecek kadar şaibeler içeren seçimde muhaliflerin itirazlarını reddetmek için her fırsattı kollamıştır. Bir devlet kurumu olan YSK’yı tek adam yönetimin istediği şekilde kullanabilmesinin yarattığı sorunlardan bazıları bunlardır. Böylesi kurumların halka karşı şeffaf ve hiçbir partinin çıkarına çalışmayan kurumlar hâline dönüşmesini sağlamalıyız. Öyleyse sonucun bu kadar kolay değiştirilebilir olduğu bir seçimin güvenliğini nasıl sağlayacağız? Sonucunu YSK’nın belirleyeceği bir seçim bizim irademizi ortaya koyacak mıdır?
İRADEMİZ VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Yukarıda verdiğimiz örneklerden hareketle yapılan itirazlar sayesinde halkın iradesinin sonuçlara yansımasını sağlayabildiğimizi söyleyebiliriz. Bunu yapabilmek için gerekli olan şey, sandıklara sahip çıkmaktır, yalnızca sandığa gidip sayımı izlemek değildir. Örgütlü bir şekilde sandık güvenliğini sağlayabilmek için harekete geçmeliyiz. Yaşanan usulsüzlükler ve olumsuzluklara karşı birlikte hareket etmeli, hukuki olarak haklarımızı bilerek usulsüzlüklere itiraz etmeliyiz. Seçim gününde, okul sorumluları, kat sorumluları, avukatlar, gözlemci ve müşahitler olarak organize olabilmeliyiz. Bu organizasyonu sağlayabilmek için hem kendimizi hem de bir yanımızdakini, irademize ve geleceğimize sahip çıkmak için harekete geçirmeliyiz. Yaşanan bu şaibeli seçimlerin ardından ülke tarihinin en kritik seçimlerinden birisine daha gidiyoruz ve bu seçimin öneminin büyüklüğü kadar, sandıkları korumanın, birlikte hareket etmenin de önemi var. Bunu atlamadan, ikinci turda hile ve usulsüzlük maharetlerini sergilemekten imtina etmeyenlere karşı, birlikteliğimizi sağlamalıyız.