Milletvekili seçilen Can Atalay hâlâ hapiste: Halkın iradesi gasbediliyor
TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Avukat Can Atalay'ın cuma günü Mecliste yemin etmesi bekleniyor. Ancak tahliyesi avukatlarının başvurusuna rağmen halen gerçekleşmedi.
Fotoğraf: TİP Basın Bürosu
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Gezi tutuklusu ve Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tahliyesi Yargıtay tarafından hâlâ gerçekleştirilmedi. Cuma günü Mecliste yemin etmesi beklenen Atalay’ın keyfi bir şekilde tutuklu bulunduğunun altını çizen TİP Parti Meclisi Üyesi ve Avukat Özgür Urfa, Hatay halkının iradesinin gasbedildiğini vurguladı. Urfa tüm yurttaşlara bu haksızlığa karşı çıkma çağrısında bulundu.
TİP PM Üyesi ve Avukat Özgür Urfa, tahliye dilekçesinin 25 Mayıs günü verildiğini hatırlattı. Ancak dilekçenin henüz Yargıtayın ilgili dairesine gittiğine dair bir bilgi sahibi olmadıklarını söyleyen Urfa, “Dosya hâlâ savcılığın önündeydi dün itibarıyla. Dairenin önüne gönderilmeyerek oyalanıyor maalesef ki. Yani süreci hukuki değil siyasi olarak ilerletmeye çalıştıklarına dair bir kanaat oluşmuş durumda bizde de. Çünkü seçim öncesi bir tahliye başvurusu yapıldı, mazbatası alındı. 30 Mayıs itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak kendisinin Hatay milletvekili olduğu bir kez daha resmi olarak ilan edildi. Ancak ısrarlı şekilde tahliye kararı verilmiyor” dedi.
"YARGITAY HAKİMLERİ SUÇ İŞLİYOR"
Tahliye talebinde bulunulmasına dahi gerek olmadığının altını çizen Urfa, “Çünkü Anayasa’nın 83. maddesi açık. Seçimden önce veya sonra bir suç işlense dahi Meclis kararı olmadıkça milletvekili tutuklanamaz, yargılanamaz hükmü var. Mahkemenin kendiliğinden serbest bırakması gerekirken geçtiğimiz hafta yine avukatları tarafından mazbatasının aslı da eklenerek yapılan başvuruya dahi 6 gündür hâlâ bir karar verilmiş durumda değil. Seçim öncesi yapılan başvuruyu seçimin sonrasına bırakmış olmaları hukuki değil siyasi olarak bir değerlendirme yaptıklarını maalesef ki gösteriyor. Kaldı ki tahliye edilmemesi aslında birey anlamıyla Türk Ceza Kanunu’nda da ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçunu oluşturuyor. Hukuka aykırı şekilde bir kişinin cezaevinde tutulması Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesine göre suç ve bu suçun kamu görevlileri tarafından işlenmesi ise 10 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor. Şimdi Yargıtay Savcılığı ve Yargıtaydaki görevli hakimler de birer hukukçular. Kendileri de bu tahliye kararı verilmemesinin bir suç teşkil ettiğini bilmeleri gerekiyor” diye konuştu.
"DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ"
Mahkeme ve Yargıtay üzerinde bir basınç olduğunu ifade eden Urfa şöyle devam etti: “Bu nedenle söz konusu karar geciktiriliyor. Cuma günü Mecliste yemin töreni yapılacak. Şimdi derhal tahliye edilerek Can Atalay’ın Meclise giderek yeminini yapıp görevine başlaması gerekiyor. Can Atalay seçilmiş bir milletvekili olmasına rağmen özgürlüğünden yoksun bırakılıyor. Diğer boyutu da Hatay’dan 76 bin seçmenin ve aslında tüm Hatay halkının iradesi de hukuka aykırı şekilde gasbediliyor. Yargıtayın, daireye derhal göndermesi gerekiyor. Ceza Dairesi de önüne gelen dosyada 3 gün içerisinde karar vermesi gerekiyor taleple ilgili. Ama bir dakika bile beklenmeksizin derhal tahliye etmesi gerekiyor.”
"SİYASİ BİR KARŞI KOYUŞ GÖSTERECEĞİZ"
TİP olarak yasal anlamda tüm başvuruları ve hukuki sürecin tüketilmesini işleteceklerini söyleyen Urfa, “Süreç siyasi bir süreç olduğu için elbette siyasi bir karşı koyuş da göstereceğiz. Ne olursa olsun seçilmiş milletvekilimiz olan Can Atalay’ın cezaevinden çıkarılması için her türlü meşru anayasal hakkımızı kullanacağız. Gereken her türlü eylemlilik gösterilecek. Bu sürecin peşini bırakmayacağız. Özellikle Gezi’nin 10. yıl dönümü vesileyle Sadece Can Atalay’ın da değil Gezi davasında yargılanan ve tüm tutuklu olan kişilerin haksız ve keyfi şekilde tutuklu bulunduğunu ve tamamının derhal tahliye edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama mutlaka Can Atalay’ı cezaevinden çıkararak Meclise göndereceğiz” dedi.
Atalay’ın yalnızca TİP milletvekili olmadığını belirten Urfa, “Aynı zamanda bu ülkede adalet mücadelesi veren bir avukat. Soma davasında, Çorlu davasında, Hendek davasında katledilen işçilerin, yurttaşların da avukatı. Sadece Hatay da değil Türkiye’nin tamamındaki haksızlığın karşısında mücadele eden bir hukukçu. Tüm yurttaşlara, bu haksızlığa karşı Can Atalay’ın tıpkı yurttaşların yanında olduğu gibi yurttaşların da Can Atalay’ın yanında olmasını; bu haksızlığa itiraz edilmesini ve bu sesin yükseltilerek Can Atalay’ın hep beraber oradan kurtarmamız gerektiği çağrısını yineliyoruz” dedi.