Atanmış yönetimin tehdidine karşı Boğaziçi bileşenlerinden kitlesel nöbet

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri atanmış yönetiminin 2911 sayılı yasayla tehdidine kitlesel nöbetle cevap verdi; “Mücadeleye devam, kabul etmiyoruz vazgeçmiyoruz”

02 Haziran 2023 14:40
Paylaş

Nisa Sude DEMİREL
İstanbul

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri kayyum rektör yardımcısı Fazıl Önder Sönmez’in 2911 sayılı yasayı birimlere göndererek üniversite bileşenlerini tehdit etmesinin ertesi gününde akademisyenler ve öğrenciler direnişin 880. Gününde 599. kez rektörlük binasına sırt dönerek “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi. Öğrenci Temsilciliği Kurulu’nun çağrısıyla nöbete çok sayıda öğrenci de katıldı. Akademisyenler bu hafta okudukları bültenlerinde atanmış yönetimin gönderdiği yazının ifade özgürlüğünü tehdit ettiğini söyleyerek tepki gösterdi.

“TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ”

Nöbetin ardından yaşanılan hukuksuzlukların belgelendiği bülten yerine zorunlu bir açıklama yaptıklarını ifade eden akademisyen Ahmet Ersoy, açıklamaya “Bugün 2 Haziran Cuma. Nöbetimizin 599., direnişimizin 880. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz. Bu hafta üniversitemizde Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü dün, 1 Haziran 2023 tarihinde üniversitemizin tüm birimlerine bir yazı göndererek bugün 880. kez Güney Meydan'da gerçekleştirdiğimiz barışçıl nöbetimizi kanuna aykırı bir eylem olarak nitelemiş ve nöbetlere katılanlar hakkında adli ve idari işlem yürüteceğini ilan etmiştir” diyerek başladı.

Anayasasının ifade özgürlüğü ve barışçıl protesto düzenleme hakkındaki 26. ve 34. Maddelerini hatırlatarak açıklamaya devam eden Ersoy, “Boğaziçi Üniversitesi yönetimi anayasanın güvencesi altındaki temel hak ve özgürlüklerimizi ihlal etmekte, bizleri, öğrencilerimizi ve mezunlarımızı alenen tehdit etmektedir. Özgür, özerk, demokratik üniversite mücadelemizden de, temel hak ve özgürlüklerimizden de vazgeçmediğimizi basına ve kamuoyuna saygı ile duyurunuz. Türkiye'de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar; kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.

“MÜCADELEYE DEVAM, VAZGEÇMİYORUZ”

Nöbetin ardından gazetemize konuşan akademisyen Esra Mungan, “Biraz önce açıklamada vurguladığımız gibi bu bir anayasal hak, herkesin kendi fikri ve düşüncesini kamusal alanda ifade etme hakkı vardır. Bunu tek başına ya da topluluk olarak yapabilir. Mevcut kayyumluk farklı bir yasa ile karşımıza geldi, kendi hukuk müşavirinden gelen bir madde olsa gerek. Çok ilginç bir durumla karşı karşıyayız” dedi.

Mungan 17 hoca hakkında bir buçuk sene önce 2911 sayılı yasadan savcılıkta bekleyen bir soruşturma olduğunu, “Tam bir buçuk yıldır davaya dönüşemedi. Biz 17 hoca, aynı öğrencilerimiz gibi, işimiz gücümüz yokmuşçasına Çağlayan'a gide gele ifade verdik, hala davaya dönmedi” diyerek hatırlattı.

“BİZ DOĞRU BİR ŞEY İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”

Seçim sonuçlarının ülkenin ekonomik ve kültürel dinamizmini taşıyan şehirlerin bu rejime hiçbir şekilde onay vermediğini gösterdiğini ifade eden Mungan, “Üniversitemiz de İstanbul'un köklü bir üniversitesidir, bundan sonra hangi kamu desteğine, meşruiyete yaslanarak üniversiteye bu operasyonu çekmeye devam edeceklerini merak ediyorum. Bu kentte bu rejim kabul edilmemiştir. Gün Zileli'nin dediği gibi bu ülkenin canlı dokusunu taşıyan bölgeler rejime hayır demiştir. Biz doğru bir şey için mücadele ediyoruz. Üniversiteler bir ülkenin geleceğinin taşıyıcısıdır. Ölü doku bir bakışla hiçbir üniversite yürüyemez. Mücadeleye devam, kabul etmiyoruz vazgeçmiyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

En çok patates zamlandı

SONRAKİ HABER

İzmir Dersim Dernekleri: Yaşamı savunmaya devam edeceğiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa