Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç: Muhalefet iş birliğini sürdürmeye muhtaç
Siyaset Bilimci Aytaç, önümüzdeki yıl yapılacak seçimleri de işaret ederek, “AKP’nin hâlâ birinci parti olması, seçimde kurulan güç birliğinin yerel seçimlerde de sürdürülmesi gerekiyor" dedi.
Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel
Şerif KARATAŞ
İstanbul
Milletvekilliği ve iki turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, siyasi partiler ve ittifaklara ilişkin tartışmalar da hızlandı. Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç, önümüzdeki yıl yapılacak seçimleri de işaret ederek, “AKP’nin hâlâ birinci parti olması, önceki seçimde kurulan güç birliğinin yerel seçimlerde de sürdürülmesi gerektiğini gösteriyor” dedi.
Siyaset Bilimci Ahmet Murat Aytaç ile seçim sonrasında siyasi partiler ve ittifaklarda yaşanan tartışmalara dair görüştük. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri, sonrasında hem siyasi partilerde hem ittifaklar hem de ittifak partileri içinde ciddi tartışmalara yol açtı. Cumhur İttifakında yer alan AKP’nin oylarında bir düşüş yaşandı. Ama diğer yandan Erdoğan cumhurbaşkanlığında yüzde 52 oy aldı. Erdoğan’ın ortaya çıkan durumu hem AKP içinde hem de Cumhur İttifakında politikalarının yansıması olacağını belirten Ahmet Murat Aytaç, “Gerçi AKP ve MHP’den oluşan ikili iktidar blokunun tek başına kazandığı sandalye sayısı (şimdilik 312) Meclis çoğunluğu için yeterli olmakla beraber, ikinci turu kazanmak için ittifak kurulan Yeniden Refah Partisi, HÜDA PAR ve DSP ile olan ilişkilerin sadece bir seçim ittifakı olmanın ötesinde, esnek bir koalisyona dönüşmesi kuvvetle muhtemel” ifadelerini kullandı. Önümüzdeki yerel seçimlerde bu küçük partilerin desteğine ihtiyaç duyulacağını da hatırlatan Aytaç şu değerlendirmede bulundu; “Özellikle HÜDA PAR’ın Kürt illerinde işlevselleştirilmesi söz konusu olacaktır. Buradan bakılınca Erdoğan’ın çok parçalı ve heterojen yapıdaki bir koalisyonu bir arada tutmak zorunda olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum Erdoğan’ın önceki dönemlere göre daha yumuşak ve makul bir siyaset izleyeceğini söyleyen yorumcuların görüşlerinin sınırlılığını gösteriyor. Zira aradaki tüm göreli farklılıklara rağmen bu güçlerin ana gövdesi İslamcılık ve Türk milliyetçiliği temelinde bütünleşiyor. Bu durum da Erdoğan’ın fiilen ortaya çıkan bu koalisyonu sürdürebilmek için otoriter ve baskıcı siyasetini sürdüreceğini gösteriyor. En azından yerel seçimler yapılıncaya kadar ben Erdoğan’ın siyasal söyleminde bir yumuşuma beklemiyorum.”
MİLLET İTTİFAKININ NASIL ŞEKİLLENECEĞİNİ YEREL SEÇİMLER GÖSTERECEK
Seçim sonrasında Millet İttifakında tartışmalar sürüyor. İyi Parti yetkililerinin yaptığı açıklamalarda ittifakın sona erdiğini ifade eden beyanları da oldu. Bu gelişmeye ilişkin Aytaç, “İyi Parti yetkilileri Millet İttifakının temelde bir seçim ittifakı olduğunu ve seçim bittiğine göre bu ittifakın da sona erdiğini belirttiler. Buradan bakıldığında ittifak, sanki seçmen tabanlarını birleştirerek seçim barajını aşmak veya Meclisteki sandalye sayısını arttırmak isteyen güçlerin kurduğu geçici bir birlikmiş gibi görünüyor” dedi. Millet İttifakının seçime varılıncaya kadar kendini, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş gibi kapsamlı bir siyasi hedefe sahip uzun erimli bir ittifak şeklinde sunduğuna vurgu yapan Aytaç şunları söyledi: “Seçim sonrasında İyi Parti sözcülerinin söyleminde açığa çıkan değişimin ip uçlarını Kılıçdaroğlu’nun adaylığının belirlenmesi sürecinde kendini gösteren rahatsızlıkta görmüştük. Akşener kendileri dışındaki ittifak bileşenlerinin güçlerinin çok üstünde bir ağırlıkla temsil edilmesinden rahatsızdı ve ittifak içindeki her partinin eşit oy hakkına sahip olmasının karar alma süreçlerinin etkinliğini kısıtladığından yakınıyordu. Millet İttifakının sona erdirilmesi, İyi Parti açısından güçlendirilmiş parlamenter sistem hedefinden vazgeçmekten çok, var olan yapının sona erdirilmesi ve kendilerinin içinde daha etkin olacağı bir şekilde yeniden tesis edilmesi yönünde atılmış bir adım olabilir. İttifakların nasıl şekilleneceği konusunda yerel seçimlerin önemli bir gösterge olacağını düşünüyorum. Bu seçimlerde İyi Partinin kendini baştan bağlayacak ittifak yükümlülüklerini üstlenmek yerine, özellikle büyükşehir belediyelerinde İyi Partinin daha kazançlı çıkacağı bir ittifak modeline yöneleceğini tahmin ediyorum.”
ANA AKIM SİYASETTE LİDER OLİGARŞİSİ HAKİM
Seçim sonrası tartışmalarda CHP’de Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenler de var. CHP’de yapılan tartışmaların kişiler üzerinden yapılmasına ilişkin soruya Aytaç, “Tartışmaların kişiler üzerinden yapılmasının nedeni Türkiye’nin ana akım siyasetinde etkin olan siyasi partilerdeki lider oligarşisi. Siyasi parti yönetimleri delegasyon yoluyla, yani delegeler aracılığıyla seçiliyor. Ancak bir biçimde parti yönetimini belirleyecek delegeler, paradoksal bir şekilde lider tarafından belirleniyor. Yani lideri seçecek olan delegeleri liderin seçmesi gibi bir durum söz konusu. Bu da tüm parti örgütünü liderin kişisel karizmasının bir uzantısı haline getiriyor. Sizin sorduğunuz gibi kişileri merkeze alan bir tartışma yürütülmesi temelde bu işleyiş biçimi tarafından kaçınılmaz kılınıyor. Girilen her seçimde izlenecek siyasetin, geliştirilen strateji ve taktiklerin nihai onay mercii de lider oluyor” ifadesiyle yanıt verdi.
Bugüne kadar yapılan seçimlerde CHP’nin, aldığı seçim yenilgilerini hep dürüst ve adil bir seçim yapılmaması argümanıyla açıkladığına dikkat çeken Aytaç, “Yenilginin sorumluluğunu üstlenmek, demokratik öz eleştiri mekanizmalarını işletmek bakımından bu tartışmalar çok değerli. Ancak tartışmalar lider oligarşisinin kendisini değil belli bir lideri, yani Kılıçdaroğlu’nu hedef alıyor. Buradan bakınca sonuçta bir oligark yerine başka bir oligarkı geçirmekten öteye geçemez gibi görünüyor. Tabii eğer Kılıçdaoroğlu’nu çekilme konusunda ikna edebilirlerse, zira bunun olacağı da şüpheli” değerlendirmesinde bulundu.
"SANDALYE HESABI YAPILMAMALI"
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci tur seçim sonuçlarında hem İstanbul’da hem de Ankara’da yaptığı konuşmalarda önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimleri de işaret ederek özellikle İstanbul’un alınmasına dair söylemleri oldu. Büyükşehir belediyelerini ellinde bulunduran muhalefetin tutumuna ilişkin soruya Aytaç, “Genel seçimler, belli bir oranda oy kaybı yaşasa da parti bazında AKP’nin hâlâ birinci parti olduğunu gösterdi. Belediye başkanlığı seçimleri dar bölge esası ve çoğunluk kuralına göre yapılıyor. Yani her bölgede bir kişi başkan adayı oluyor ve en çok oyu alan kazanmış sayılıyor. AKP’nin hâlâ birinci parti olması, önceki seçimde kurulan güç birliğinin yerel seçimlerde de sürdürülmesi gerektiğini gösteriyor. Muhalefet partileri bu gerçekliği göz önünde bulundurmalı ve dar görüşlü çıkar ve sandalye hesaplarıyla önümüzdeki seçimleri de heba etmemesi gerekir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
DEMİRTAŞ DOĞRU ANLAŞILIRSA MUHALEFETİ GÜÇLENDİREBİLİR
MUHALEFET açısından diğer önemli bir gelişme ise HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Siyasete ara verme” çıkışıydı. Bunun hem Kürt siyasetine hem de muhalefet siyasetine etkisine dair Aytaç, “Demirtaş’ın aktif siyasete ara vermesi ve yaptığı açıklamalar, doğru anlaşılırsa, muhalif siyasete katkı yapması, hatta güçlendirmesi de söz konusu olabilir. Zira eleştiri her zaman geliştiricidir ve öz eleştiri uzun vadede hatalarından arınma, içinde bulunduğunuz zayıf durumdan güçlenerek çıkma anlamına gelir. YSP’nin yetkili kurullarının bu tartışmaları yürütmesi, seçimde yaşanan başarısızlıklardan gerekli dersleri çıkarması büyük önem taşıyor” değerlendirmesinde bulundu.