05 Haziran 2023 04:30

5 Haziran Dünya Çevre Günü: Sermaye için günah çıkarma değil halk için mücadele günü!

5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Selahattin Beyaz ile Türkiye'deki çevre politikalarını ve Çevre için Mücadele Haftasının önemini konuştuk.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Birleşmiş Milletler tarafından 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü ilan edilmesinin üzerinden 51 yıl geçmişken sadece ülkemizde değil dünyada da çevresel sorunların daha da arttığı görülüyor. İklim değişikliğinin yıkıcı etkisi her geçen gün daha da belirginleşiyor. Susuzluk, kuraklık başta gıda güvenliği olmak üzere dünya üzerindeki canlı yaşamını ciddi oranda tehdit etmeye devam ediyor. Salda Gölünü besleyen derelerin önüne krom madeni açılıyor, çok büyük ekolojik yıkıma yol açacağı uyarıları sıkça tekrarlanan Kanal İstanbul, Çeşme Turizm Projesi gibi rant odaklı projeler için süreç hızlanıyor. 72 işçinin civa ile zehirlendiği, daha önce işçilerin kanlarında kurşun tespit edilmesi ile gündeme gelen ve siyanür sızıntısı haberlerine konu olan Develi’deki altın madeni kapasite arttırıyor. 400 bin ağacın kesilmesinin ardından on binlerin tepkileri sonrası Kanadalı şirketin elinden alınan ancak rehabilitasyonu için aylardır tek bir adım atılmayan Çanakkale Kirazlı bölgesindeki altın madeninin yeni şirketlere verildiği ileri sürülüyor…

Yıllardır Dünya Çevre Günü olarak değil de Çevre Yıkımına Karşı Mücadele Haftası olarak geçen 5 Haziran’a dair TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Selahattin Beyaz sorularımızı yanıtladı.

EKOLOJİK YIKIMLA MÜCADELE HAFTASI

Ülkemizde 5 Haziran Çevre Günü ve çevre için mücadele haftasına nasıl giriliyor? Siz oda olarak çevre günü haftasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birleşmiş Milletler tarafından1972 yılında Stockholm’de düzenlenen “İnsan Çevresi Konferansı’nda” çevre sorunlarını küresel boyutta ele alarak, Birleşmiş Milletler Çevre Programı(UNEP) organın kurulmasına ve her yıl 5 Haziran tarihinin “Dünya Çevre Günü”olarak belirlenmesine karar vermiştir. Türkiye’de Çevre Bakanlığının henüz olmadığı 1980 yıllarda Çevre Müsteşarlığı; 5 Haziran Haftasını “Dünya  ” olarak belirleyerek kutlamaktaydı. Ekolojik yıkımın en üst seviyeye çıktığı, bütün canlıların yaşam alanlarının daraldığı, yok edildiği günümüzde, “5 Haziran Dünya Çevre Günü” sermaye tarafından “Günah çıkarma günü” olarak kutlanırken, Çevre Mühendisleri Odası “5 Haziran Dünya Çevre Günü nüde” kapsayan haftayı 10 yıl önce Gezi Direnişi sürecinde “Ekolojik yıkımla mücadele Haftası” ilan ederek, Genel Kurulda kabul etmiştir. 31 Mayıs 2011‘de Hopa’da HES karşıtı mücadelede yaşamını yitiren, Metin Lokumcu’nun ölüm yıl dönümü ve Gezi Direnişinin başlangıç günü referans alınarak 31 Mayıs-5 Haziran tarihleri “Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası” olarak tanımlanmıştır.

Selahattin Beyaz

YIKIMIN BOYUTU ARTACAKTIR

Seçimler tamamlandı, iktidar değişmedi. Siz iktidarın çevre politikalarında bir değişiklik olabileceğini düşünüyor musunuz?

14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde ülkemizde yapılan seçimlerde iktidar değişmedi, Gerici blok iktidarı süresince sermayenin bitmez tükenmez ihtiyaçlarını karşılamaya devam edecektir. Bu durumdan elbette en çok Ekolojik yaşam alanları etkilenecek, yıkımın boyutları artacaktır. İnşaat, Maden, Enerji, Havalimanı, gibi birçok yıkım projeleri ile geri dönüşü olmayan tahribatlar meydana gelecek, Ekolojik alanlar yok edilerek, insan ve diğer canlılara yaşam alanları sınırlandırılacaktır. Önümüzdeki günlerde İktidarın çevre politikalarının dahada yıkım anlayışı ile devam edeceği, yarım kalan veya henüz başlamamış projelere hızlıca başlayarak krizinden çıkmaya çalışacak, krizin bedelini emekçilere ve ekolojik yaşam alanlarına yükleyecektir.

RANT ODAKLI MEGA PROJELERE DEVAM EDECEKLER

“Çılgın projeler” denilen "Kanal İstanbul" ve Çeşme Turizm Projesi" gibi projelerde de yeni gelişmeler var. İktidar seçimlerin ardından bunlar için düğmeye basacak mı ve bunların sonuçları ne olacak?

Bu projeler; İktidarın var olma projeleri olarak hep gündemdeydi ve hiçbir zaman raflardan inmedi. Özellikle” Kanal İstanbul “olarak bilinen “Su Yolu” projesi çevresindeki hızlı yapılaşma devam etmektedir. İnşaat maliyetlerinin belirsizliği nedeni ile Kanal İstanbul çevresinde planlanan konut ve diğer inşaat yapım ihalelerine katılım sağlanamadığı için süreç uzamıştı. Ancak iktidar ve sermaye ne olursa olsun varlığını sürdürmek için “Mega Projeler “olarak bilinen Rant projelerine devam edecektir.

ÖNCEKİ HABER

Hürriyet: MİT Başkanı İbrahim Kalın oldu

SONRAKİ HABER

CHP'den "yeni anayasa" açıklaması: Otokratik yönetimi sonlandıracaksa katkı sağlarız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa