Hiranur Vakfı istismar davası 17 Temmuz'a ertelendi
Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını müridi Kadir İstekli ile “evlendirmesi” ve çocuğun yıllarca istismara maruz bırakılmasıyla ilgili dava 17 Temmuz'a ertelendi.
Fotoğraflar: Özlem Songül Abayoğlu/Evrensel
Özlem Songül ABAYOĞLU
İstanbul
İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G'yi “müridi” Kadir İstekli ile “evlendirmesi” ve çocuğun yaşamı boyunca istismara maruz bırakılmasıyla ilgili davanın duruşması İstanbul’daki Kartal Anadolu Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Savcılık, esas hakkında mütalaa vermek için süre istedi. Mahkeme, Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli'nin tutukluluğun devamına karar vererek davayı 17 Temmuz'a erteledi. Anne Fatıma Gümüşel ise tutuksuz yargılanmaya devam ediyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının talebi üzerine davaya gizlilik kararı ve yayın yasağı getirilmişti.
DURUŞMANIN ARDINDAN KADINLAR KONUŞTU: BU BİR YAŞAM MÜCADELESİ
Duruşmanın ardından Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği ve Sol Feminist Hareket açıklama yaptı.
Duruşma sonrası Sol Feminist Hareket adına Esen Karaküçük açıklama yaparak, “Duruşmaya katılma talebimiz reddedilmiş olsa da dosyaya gizlilik kararı verilmiş olsa da biz her seferinde burada olmaya ve davayı takip etmeye devam edeceğiz. 17 Temmuz saat 9.30’da burada hazır olacağız” diyerek bir sonraki duruşmaya çağrı yaptı. Bu duruşmanın bir yaşam mücadelesi olduğunu ifade eden Karaküçük, "Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in 6 yaşında kızı H.K.G'nın istismarı, H.K.G'nin ses çıkarmasıyla yaşam hakkını savunduğu bir mücadeleye dönüştü. Bu dava yalnızca bir çocuğun davası değildir. 10 binlerce çocuğun davasıdır. Çocukların istismarı, çocukların yaşam hakkının ortadan kaldırılması tüm çocukların, tüm kadınların, tüm insanların ortak davasıdır" dedi. Saadet Öğretmen Çocuk istismarı ile Mücadele Derneği temsilcisi de davanın akıbetini takip etmeye devam edeceklerini ifade etti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri'nin açıklamasında da şu ifadeler yer aldı: “En başından beri bu davanın takipçisiyiz, takipçisi olmaya devam edeceğiz. 'Neye göre çocuk, kime göre çocuk?' söylemleri çocuk istismarını teşvik etmek anlamına gelir. Biz bu teşvik etme söylemlerini aklatmayacağız, aklanmasına izin vermeyeceğiz. Kadınlar, kız çocukları sahiplenilecek, mal gibi alıp satılacak bir meta değildir. Asla yalnız yürümeyecekler, bu yolda her zaman yanlarındayız. Kadınlar, kız çocukları kendinizi yalnız hissetmeyin. Biz buradayız. Sizinle ilgili her davanın her sorunun yanında olacağız, omuz omuza yürüyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz ve H.K.G kardeşimizin de bundan sonraki tüm duruşmalarını takip edeceğiz.”
DURUŞMA ÖNCESİNDEKİ AÇIKLAMALAR
Duruşması öncesi siyasi partiler, kadın örgütleri adliye önünden adalet çağrısı yaptı. EMEP, TİP, EHP, Kadın Meclisleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ve Kadınlar Birlikte Güçlü duruşma öncesi Anadolu Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
EMEK PARTİSİ: KARANLIĞA KARŞI HİÇBİR KADIN YALNIZ DEĞİL
Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca, gerçekleşen davanın önemine dikkat çekerken, 6 yaşındaki bir çocuğun tarikatlar eliyle evlendirilmesinin bu ülkede hiçbir çocuğun, hiçbir kadının güven altında olmadığı anlamına geldiğini belirtti. Karaca, tarikatların, cemaatlerin yalnızca gündelik hayatta değil devletin her yerinde ele geçirmiş oldukları bütün olanaklarla kadınları, çocukları tehdit eder halde olduğunu vruguladı.
Yeni Meclis toplamına dair de konuşan Karaca, “Bu yeni Meclis kurulurken tek adam iktidarı tüm karanlık güçlerle iş birliği yaptı. Biz çok iyi biliyoruz ki o karanlık güçler arasında 6 yaşında, 15 yaşında çocukların evlendirilmesine karşı çıkmayanlar, bunu meşru görenler var. Kadınların Meclis koridorlarında dolaşmasını, kadın çalışanları koridorlarında istemeyenler var. Biliyoruz ki bu önümüzdeki Meclis, işte bu adliye salonunda bir suç olarak yargılanan çocuk istismarını önümüzdeki günlerde aklamak için kolları sıvayan bir Meclis” dedi.
“Bugün burada Emek Partili kadınlar ve Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile birlikteyiz. Bugün buradayız çünkü çocukların istismarına karşı tüm gücümüzle verdiğimiz mücadele adliye saraylarından Meclislere, sokaklardan okullara her yerde devam edecek. Bütün bu karanlık tabloya karşı hiçbir kadın, hiçbir çocuk yalnız değil. Biz varız, buradayız” diyen Karaca, mahkeme heyetine adaleti yerine getirme çağrısı yaptı: “Çocuk istismarının aklanmadığını, aklanamayacağını göstermek için bugün bu mahkeme salonundaki hakimlere çok büyük bir görev düşüyor ve bu görevi yerine getirmezlerse, adaleti sağlamazlarsa, adaletin sağlanması için her yerde mücadeleye devam edeceğiz.”
TİP: BU SUÇUN ORTAKLARINI BİLİYORUZ
TİP adına konuşan Emek Hacıibrahimoğlu Bekar, “Davaya ilişkin yayın yasağı getirenlere, gizlilik kararı alanlara, davayı gözden uzak tutmaya çalışanlara söylüyoruz: Bu davanın sonuna kadar takipçisiyiz. İstismarın üzerini örtemezsiniz. Ülkemizi tarikatlar cehennemine çevirenler, çocuklarımızı tarikat yurtlarına, okullarına mahkum bırakanlar adım adım laikliği yok edenler bu suça ortaktır. Kadınları baskı altına alan, 6284 sayılı Kanun'u ve pek çok kazanımızı hedef tahtasına oturtan AKP rejiminin tüm unsurları bu zulüm düzeninin bir parçasıdır. Yeni dönemde şeriat özlemlerini açıkça ifade edenler, ilk iş olarak okullara imam atayanlar, din istismarını kazanç kapısına çevirenler; sizinle her yerde mücadele edeceğiz. Ne H.K.G.'nin yaşadıkları ne Ensar'da ne Aladağ'da yaşananlar münferit değildir. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyenlerin, bu suçtaki ortaklığını biliyoruz” dedi.
EHP: CESARETİN ÖYLE BİR ETKİ YARATTI Kİ...
Emekçi Hareket Partisi adına basın açıklamasını okuyan Dilan Kuş,"Buradan H.K.G.'ye sesleniyoruz: cesaretin öyle bir etki yarattı ki şarlatanların gerçek yüzü ortaya çıktı. İsteseler bile 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesinin arkasında duramadılar. Bir kereden bir şey olmaz diyemediler. Emekçi Hareket Partililer olarak sana söz veriyoruz: Asla yalnız yürümeyeceksin. Başka çocuklar istismara uğramasın, başka kadınlar şiddetle, cinayetlerle karşılaşmasın diye mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi
KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ: 'BU ÜLKEDE ÇOCUKLAR GÜVENDE DEĞİL'
Kadınlar Birlikte Güçlü, yaptığı açıklamada davaya getiren gizlilik kararını eleştirdi, istismar faillerinin hak ettikleri cezayı alması için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini belirttiler. Bu istismarın bir ilk olmadığı belirtilen açıklamada, “Yıllardır bizler çocuk istismarını önlemeye çalışırken AKP iktidarı neredeyse senede bir defa TBMM'ye çocuk istismarını, çocuk yaşta zorla evlendirilmeleri aklayacak yasalar getirmeye çalışıyor. Bu ülkede çocuklar güvende değil çünkü devlet, iktidar çocukları koruyucu önlemleri almıyor. Bu ülkede çocuklar güvende değil çünkü başta Milli Eğitim olmak üzere çocuklara dönük politikalar neredeyse tarikatların, cemaatlerin ve diyanetin eline bırakılmış vaziyette” dendi. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de ve Eskişehir’de “değerler eğitimi” adı altında okullara imamların atanmasına değinilen açıklamada “Milli Eğitim Bakanlığı istismar yaşandığını bildiğimiz vakıflarla, tarikatlarla, cemaatlerle protokoller imzalayarak adeta bu vakıfların eline çocukları teslim ediyor. H.K.G bir genç, bir kadın olarak kendi yaşadığı durumu fark ettikten sonra mücadelesine başladı. Bizler de o mücadelenin omuzdaşıyız, yanındayız, onunla dayanışıyoruz. Ama maalesef bu mücadele basının gündemi oluncaya kadar 2 yıl boyunca bu adliyede bekletildi” ifadelerine yer verildi.
KCDP VE KADIN MECLİSLERİ: 'ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN'
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri, yaptıkları açıklamada “En başından beri bu davanın takipçisiyiz, takipçisi olmaya devam edeceğiz. 'Neye göre çocuk, kime göre çocuk?' söylemleri çocuk istismarını teşvik etmek anlamına gelir. Biz bu teşvik etme söylemlerini aklatmayacağız, aklanmasına izin vermeyeceğiz. Kadınlar, kız çocukları sahiplenilecek, mal gibi alıp satılacak bir meta değildir. Asla yalnız yürümeyecekler, bu yolda her zaman yanlarındayız. Kadınlar, kız çocukları kendinizi yalnız hissetmeyin. Biz buradayız. Sizinle ilgili her davanın her sorunun yanında olacağız, omuz omuza yürüyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nden asla vazgeçmeyeceğiz ve H.K.G kardeşimizin de bundan sonraki tüm duruşmalarını takip edeceğiz” dendi.
"HİÇBİR KADININ HAYATININ TARİKATLARIN İNİSİYATİFİNE BIRAKILMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
EMEP Milletvekili Sevda Karaca ve Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan Hiranur Vakfı istismar davası duruşma öncesi Ekmek ve Gül'e konuştu.
Karaca, “Bu büyük dava, Türkiye'de çok büyük bir gündem olmuştu ve kadınlar, özellikle kadın hareketi de bu davayı sahiplenmişti. Başından beri davayı yakından takip ediyoruz” diyerek, “Bu mahkeme salonunda hiçbir kız çocuğunun hiçbir kadının hayatının tarikatlar eline, tarikatların inisiyatifine bırakılamayacağı gerçeğinin bir kere daha ilan edilmesini bekliyoruz. Tek adam iktidarı, iktidarını güçlendirmek için bir seçim çalışması yaptı ve yeni bir Meclis tablosu oluştu. Bu yeni Meclis tablosunda kadınların haklarını, hayatlarını gasp etmek için bir siyasi programla karşımızda olan çok çeşitli kesimler olduğunu da biliyoruz ve onlara da izin vermeyeceğimizi belirtmek isteriz.” diye ifade etti.
Adile Doğan, “Bugün Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği adına buradayız” diyerek, “Bu davanın takipçisi olmamızın önemli nedenleri var. Çocuk istismarına karşı aslında işlenen tüm suçların cezasız kaldığını yıllardan beri yürüttüğümüz mücadelede biliyoruz. Mecliste yeni bir kabine kuruldu. Atanan bakanlardan kabineye baktığımızda, maalesef kadınları ve çocukları karanlık bir gelecek bekliyor. Ama bizler tüm gücümüzle gelecek için mücadele edeceğiz” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Gazeteci Timur Soykan, 3 Aralık'ta Birgün'deki "Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında..." başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.'yi 2002'de altı yaşındayken imam nikahıyla "evlendirdiğini" ve yıllar süren cinsel istismar sürecine maruz bırakıldığını yazmıştı.
Soykan, daha sonra yazdığı "Utancın fotoğrafları" başlıklı yazısında da H.K.G.'nin savcılığa çocukken imam nikahı kıyıldığının kanıtı olarak sunduğu fotoğrafları yayımlamıştı. Gelişmeye başta kadın örgütleri ve siyasi partilere olmak üzere pek çok kurumdan ve kamuoyundan tepki yağdı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı davaya müdahil olduğunu açıkladı.
Tarikataki istismar olayına dair hazırlanan iddianame kabul edildi. H.K.G ile evlenen Kadir İstekli hakkında 30 yıldan az olmamak, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında da 18 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istendi.
Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel tepkiler üzerine, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla gözaltına alındı ve tutuklandı.
30 Ocak'ta görülen ilk duruşmada mahkeme heyeti yayın yasağı ve gizlilik kararı getirilmesine karar verdi. 27 Şubat'ta görülen ikinci duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı sanıkların cezalandırılmasını istedi.
31 Mart'ta görülen davadan karar çıkması bekleniyordu ancak duruşma 5 Haziran'a ertelendi. Duruşmada tanıkların dinlendiği öğrenildi. Mahkeme, bir tanığın daha dinlenmesi yönündeki isteği kabul ederek davayı erteledi.