Depremin 120. gününde Fındıklı’dan yükselen ses: Acılar unutulmasın, tekrar yaşanmasın diye

Görkem KINACI
İstanbul

Maraş da Derler Oy Aman, Burası Adıyaman, Fırat Ağıdı, Etek Sarı (Malatya), Diyarbekir Etrafında Bağlar Var, Ben Sana Yandım Gelin (Gaziantep Yolunda), Meryem Meryemte (Arapça-Hatay)… Deprem illerinden derlenen bu ağıt ve türküler, Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu sanatçılarının sesiyle depremin 120. günü için hazırlanan çalışmada buluştu. Koro, hazırladıkları çarpıcı çalışmayı “Yitirdiğimiz Canların Anısına” diyerek paylaştı. Eserin hazırlık sürecini konuştuğumuz Koro Şefi Serdar Albayrak, büyük yıkımlar ve can kayıplarına sebep olan depremi ve öncesindeki sonrasındaki ihmalleri unutturmamayı dilediklerini belirtti.

6 Şubat’ta meydana gelen Maraş merkezli depremlerin üzerinden tam 120 gün geçti. Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu, hazırladıkları türkü kolajını acıların unutulmaması ve bir daha yaşanmaması dileği ile yayımladı.

ÇERVATOĞLU: HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALARAK YAŞAYACAĞIMIZ BİR ÜLKE ÖZLEMİ İLE…

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, hazırlanan türkü seçkisini, “Her türlü tedbiri alarak yaşayacağımız bir ülke özlemi ile…” diyerek sundu.

Çervatoğlu şu ifadeleri kullandı: “Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu ülkemizin bundan 120 gün önce yaşadığı ağır deprem felaketini unutturmamak, yaşanan acılardan ders çıkarmak ve bölgede yaşayan insanların hala ihtiyaçlarının devam ettiğini ülkemiz halklarına hatırlatmak adına bir farkındalık klibi çekti.

Yaşanan bu acıların tekrar yaşanmaması, akıl ve bilimle yaşadığımız coğrafyanın bir deprem coğrafyası olduğunu unutmadan ve her türlü tedbiri alarak yaşayacağımız bir ülke özlemi ile…”

KORO ŞEFİ SERDAR ALBAYRAK: ACILAR AYNI, EKSİLMEDEN DEVAM EDİYOR

Deprem illerinden türkülerden derlenen kolajı, Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu Şefi Serdar Albayrak ile konuştuk. Böyle bir eseri yaratma fikrinin nasıl oluştuğunu sorduğumuz Albayrak, Hatay'da 13 yıl müzik öğretmenliği yaptığını, deprem bölgesi ile yakından bağı olduğunu belirterek, “Depremin ardından Hatay’dan iki aileyi konuk ettik. Hatay’dan gelen ve aynı zamanda eserde Meryemte şarkısını seslendiren arkadaşımızla fikir alışverişi yaparken deprem illerinin türküler bakımından ne kadar zengin olduğunu da düşünerek böyle bir çalışma yapmak geldi aklımıza” dedi. Albayrak, “Acılar aynı, eksilmeden devam ediyor. Böylesi acılar unutulmasın, yeniden yaşanmasın diyoruz ve buna katkı sunmak için bu çalışmayı halkımıza armağan ettik. Bir nebze katkısı olabilecekse ne mutlu” ifadelerini kullandı.

ÜÇ GÜNDE TÜKENEN ÇIĞLIK: “SESİMİ DUYAN YOK MU?​”

Deprem bölgesinde sorunların çözülmüş gibi gösterilmeye çalışılsa da aslında hiçbir sorunun çözülmediğini belirten Serdar Albayrak, hâlâ çıkarlar için bilim dışı pek çok uygulamaya tanık olduklarını ifade etti. Depremin bunca yıkıma ve can kaybına neden olmasının, öncesinde ve sonrasındaki ihmaller zinciri sebebiyle olduğunu söyleyen Albayrak, eserde bir çocuk sesinin üç defa tekrarlanan ve her defasında etkisi azalan “Sesimi duyan yok mu” çığlığının, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlara üç gün ulaşılmamasına bir eleştiri niteliği taşıdığını, o insanların üç günlük yalnızlığını paylaşmaya çalıştıklarını belirtti.

“NESİNİ SÖYLEYİM CANIM EFENDİM”

Benzer acılar tekrar yaşanmasın diye ranttan, çıkardan uzak, bilime dayalı uygulamaların bir an önce hayata geçmesini dilediklerini belirten Albayrak, “Deprem sonrasında da sorunlar katlanarak büyüdü, acılar hâlâ aynı, eksilmeden devam ediyor. Bölgede deprem sonrasında da büyük bir kaosa, devasa sorunlara tanık olduk ve sorunlar maalesef sürüyor. Bu nedenle çalışmanın sonunda “Nesini söyleyim canım efendim diyoruz” ifadelerini kullandı.

Koronun, eserin sonunda seslendirdiği türkünün sözleri şöyle:

Nesini söyleyim canım efendim
Gayri düzen tutmaz telimiz bizim
Arzuhal eylesem yar yar deftere sığmaz
Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim

Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim