07 Haziran 2023 04:50

Ülker patronu Öz Gıda-İş aracılığıyla işçi direnişini kötüledi

Murat Ülker, Öz Gıda-İş’in hazırladığı belgeselde işçi direnişlerini “Felaket, cinnet” diye anlattı. Ülker’e cevabı Ülker işçileri verdi: "Felaket cinnet dediği insanca yaşama mücadelemizdi."

Ekran görüntüsü Öz Gıda-İş'in belgeselinden alınmıştır

Paylaş

Murat UYSAL
İstanbul

Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş, “Öz Gıda-İş Belgeseli” adı altında Ülker Patronu Murat Ülker’le de iki bölümlük bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide Ülker, işçilerin mücadelelerini bir cinnet hali olarak, Ülker’de yaşanan işten atmaları ise “Yanlışları ayıklamak” olarak tanımlıyor. Her şeye rağmen işlerinin büyüdüğünü anlatan Ülker tüm bunları ve daha fazlasını bir “işçi sendikası”nın belgeselinde dillendiriyor.

1944’te Ülker Bisküvi Sanayi AŞ’yi, Asım Ülker’le birlikte kuran Sabri Ülker’in oğlu Murat Ülker 4.7 milyar dolarlık servetiyle 2022 yılında Türkiye’nin en zenginleri sıralamasında birinci oldu. Murat Ülker, Ülker’deki konumunu kendi deyimiyle “aktif hissedar” olarak tanımlıyor.

Öz Gıda-İş’in belgeselden ziyade “Murat Ülker biyografisi” ayarında ilerleyen söyleşisinde Ülker okuduğu okullardan, başarılarından, babasının ve amcasının sahibi olduğu Ülker’de çalışmaya başladığı yıllardan bahsediyor. Söyleşinin moderatörü, “74 işçi olayları ders niteliğindeydi, bize bu olayları biraz anlatabilir misiniz?​” diye soruyor. Ülker “Allah kimsenin başına böyle ders vermesin, kimse böyle ders görmek istemez” diye söze başlıyor: “68 işçi ve öğrenci olayları dünyada olurken Türkiye’ye de bunlar değişik bir biçimde yansıdı. İşçi işveren etle kemik gibi birbirinden ayrılamaz, sanayici olmazsa üretim olmaz üretim olmazsa refah olmaz. Bütün bunları bir düşünmek, tek vücut düşünmek lazım. Neticede aynı amaca yönelik düşünmek lazım. Sanki (o dönem) toplum olarak cinnet geçirdik.”

İşçilerin bir dönem DİSK’e bağlı Gıda-İş Sendikasına geçmesine dair ise şunları söylüyor: “Gıda-İş Sendikası vardı, çok solcu komünist söylemleri vardı. Fakat bunlara en çok inanan fabrikanın arkasındaki caminin imamıydı. Sabri Ülker imamla konuştu, ‘Bunlar böyle böyle şeyler yapıyor, sen niye bunların içerisindesin’ dedi. İmam da Gıda-İş Başkanının kendilerine ayet hadis anlattığını söyleyip ‘Niye bunlarla beraber olmayalım’ diye konuştu. Karma karışık her şeyin istismar edildiği günlerdi...”

"FELAKET DEDİĞİ BİZİM İNSANCA YAŞAMA MÜCADELEMİZ"

Murat Ülker’in bir felaket gibi anlattığı dönemde Ülker işçileri örgütlendikleri Birleşik Gıda-İş’in daha sonra Tek Gıda-İş’in sorunlarına çare olmadığını görünce Gıda-İş’e geçti. 1974’te yaşanan bu süreçte Ülker yönetimi o döneme alelacele tatil gününde Tek Gıda-İş ile bir sözleşme imzaladı. Bunun üzerine işçiler fabrikayı işgal etti. İşgalden sonra 100’ün üzerinde işçi işten atıldı. İşten atılan işçiler fabrika önünde direnişe başladı, 3 ay süren direnişin sonunda işten atılan işçiler fabrikaya döndü.

O dönem Ülker’de çalışan direnişte de öncü rol oynayan Mustafa Eri, “Murat Ülker’in felaket dediği cinnet dediği bizim hak alma insanca yaşama mücadelemizdi. Ücretlerimiz çok düşüktü. Muhacir işçileri üzerimizde baskı olarak kullanıyorlardı. Üyesi olduğumuz sendikanın temsilcileri sorunlarımızı dile getirmek bir yana yönetimle iş tutuyordu. Fabrikadaki işçilerin büyük çoğunluğu bu nedenle sendika değiştirdi. Biz de bu sürece öncülük ettik, sendika değişikliğinden rahatsız olan fabrika yönetimi, DİSK/Gıda-İş’i tanımadı. İmzalanan kötü sözleşme sonucu fabrikayı işgal ettik, işten atmalar oldu ama haklarımızı almasını bildik. Ülker direniş boyunca tüm hak kayıplarımızı ödemek zorunda kaldı” diye anlatıyor.

"YANLIŞLARI AYIKLAMAK GEREKTİ"

Programın moderatörü daha sonra 1979’da da işçi eylemlerinin tırmanışa geçtiğinden söz ediyor. Ülker, “Türkiye’nin genel durumu böyleydi. Devletin fabrikalarında da aynı şey oldu, bizde de oldu. Bizde durumların biraz daha farklı olmasının sebebi biz yanlış olan şeylerin yanlış olmasına müsaade etmedik. Birçok insan o zaman işini kapattı ya da yurt dışına gitti, rantiyecilik sınıfı doğdu. Biz işimizi yapmaya ısrarla devam ettik, doğrusunu yapmaya devam ettik, o zaman da yanlışları ayıklamak gerekti. O da biraz acı verici oldu. İnsanlar işsiz kaldı, sonra başkaları gelip onların yerine çalıştı ama işler büyüdü yürüdü. O zaman Ülker birkaç bin kişi istihdam ediyorsa şimdi 70 bin kişi istihdam ediyor. Ben yaptım diye demiyorum, bu kader ama hepimiz için iyi olmuş bence, neticede bugün iyi bir durumdayız” diyor.

"ÜLKER’İ KORKUTAN BİRLİĞİMİZDİ"

Ülker’in “Yanlışları ayıklamak” diye anlattığı işçilerin işten atılması. Ülker işçisi o dönem işten atılanları şöyle anlatıyor: “Fabrikanın neredeyse yarısı kadın işçilerden oluşuyordu. Borç harç çalışan, ardının ne olacağını bilmeyen işçiler vardı. Sabri Ülker bizi, öncü diye kafasına koyduğu işçileri odasına çağırdı. Bizi işten atacağını tahmin ediyoruz. Sordu hepimize, ‘Aranızda evli çocuklu olan var mı?​’ Hepimiz bekardık, yalnız aramızda biri evliydi. Söz aldı, ‘Ben evliyim, iki çocuğum var’ dedi. O zaman Sabri Ülker ‘Sen neye güveniyorsun, senin cebine parayı koyan, çocuklarına bakan benim’ dedi. Arkadaş sözünü kesip, ‘Arkadaşlarım cebime harçlığımı da koyar çocuklarıma da bakar. Alın terimin karşılığını veriyorsun, sadaka vermiyorsun’ dedi. O zaman böyle bir birliğimiz vardı. Ülker’i korkutan da bu birlikti. O zaman tek kelime edememişti Sabri Ülker. İşten atmalar yine oldu ama hakkımızı almasını da bildik...”

Öz Gıda-İş’in belgeselinde Murat Ülker nasıl grev kırıcılığı yaptıklarını, Öz Gıda-İş ile nasıl iyi bir ortaklık sürdürdüklerini anlatıyor. Öz Gıda-İş ile uzun yıllar süren ortaklıklarından memnun olduğunu söyleyen Ülker, “Öz Gıda-İş sorunları sulh içerisinde çözmesini biliyor” diyor.

"SENDİKACILARIN ÖZ GEÇMİŞİ: ŞİRKET YÖNETİCİSİ"

DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer’in, Murat Ülker ile yapılan söyleşiye dair ilk yorumu “Öz Gıda-İş, Ülker patronlarıyla uyumunu kamuoyuyla paylaşmayı amaçlamış ancak izlendiğinde bir işçinin tüylerini diken diken edecek içerikte söylemlerin olduğunu belirtmek gerekir” şeklinde oluyor.

Kızılyer şunları söylüyor: “Ülker’in sözlerine ’80 öncesi DİSK/Gıda-İş’in sendikal mücadelesine yaka silkerek başlaması ve Öz Gıda-İş’i nasıl kurdurduklarına ilişkin cümleleri tarihsel gerçeğin sadece bir yanını ifade ediyor. Ülker patronu 12 Eylül faşist cuntasından aldığı güçle Öz Gıda-İş’in temellerini atıyor ve o günden bugüne kadar da kontrol ediyor, sömürüsünü rahat bir biçimde sürdürüyor.”

Ülker grubuyla, Öz Gıda-İş arasında derin ilişkiler olduğundan söz eden Kızılyer, “Öz Gıda-İş’in 35 yıllık geçmişini kabaca incelediğimizde merkezi yönetim kademelerinin kilit noktaları hemen her dönem Ülker’de yöneticilik yapan şahsiyetlere teslim edilmiştir. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Öz Gıda-İş’in çiçeği burnunda Son Genel Başkanı Halil Çukutlu’nun öz geçmişinde gıda firmalarında yöneticilik yaptığına rastlanır. Üretimdeki, makine başındaki işçiler sendikacı olmak istemiyor mu? Neden yıllardır fabrika yöneticileri Öz Gıda-İş’in tepesine çörekleniyor? İşçiler Öz Gıda-İş’i Ülker patronunun kurduğu, büyüttüğü sendika olarak bilmektedir” diye konuştu.

"BUGÜN İŞÇİLERİ İHBAR EDEN BİR SENDİKA VAR"

Murat Ülker’in söyleşide “kötü günler” diye bahsettiği, işçi mücadelelerinin olduğu döneme ilişkin Kızılyer, “1974 yılı kasım ayında Topkapı Ülker fabrikasında 8 işçinin fabrika önünde aylarca süren direnişi, UNO Dudullu’da 11 işçinin, Gebze Ülker’de 7 işçinin, Antalya UNMAŞ’da yüzlerce işçinin direnişi ve 20 kişinin işten atılmasının asıl sebebi işçilerin düşük ücret ve kölece çalışmaya karşı Öz Gıda-İş’ten istifa ederek DİSK/Gıda-İş’e üye olmalarıydı. Bugün işçilerin grevlerini, direnişlerini, hak alma mücadelelerini kontrol eden bir sendika var. Baskıya ve mobbinge karşı çıkan, ekonomik, sosyal hakları yetersiz bulan, TİS’leri eleştiren, sendikanın antidemokratik uygulamalarını kabul etmeyen, sendika seçme hakkını kullanmaya yeltenen işçi Öz Gıda-İş’in ihbarıyla işten atılır” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Boğaziçi direnişinin 884. gününde akademisyenler arkalarını 601. kez rektörlük binasına döndü

SONRAKİ HABER

CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, Kılıçdaroğlu'nun Başdanışmanı oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa