Aldığınız bütün kararlar hayatımızı zorlaştırıyor
Dumansız kampüs uygulaması yasaklayıcı zihniyet ve ikiyüzlü siyasetin bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Fotoğraf: Pixabay
Murat
Bilkent Üniversitesi
Bilkent öğrencileri finallere çalışmak için gecelerini ve gündüzlerini kütüphanede geçirirken, Rektörlüğün kampüsteki sigara kullanımına ilişkin politikaları onlara beklenmedik geri dönütler yaratıyor. 25 Nisan 2018 tarihli Üniversite Senato ve Üniversite Yönetim Kararları doğrultusunda Bilkent Üniversitesi yerleşkesinin 2022'nin Eylül ayından itibaren tamamıyla "dumansız" olmasına karar verilmişti. Bu kararın uygulaması yıllar içerisinde azalmış sigara, tütün ve elektronik sigara tüketimine izin verilen alanların belirlenmesi yönünde oldu ancak kendileri de sigara kullanımının bu süreçte azalmadığını itiraf eder bir pozisyondaydı. Karar, kampüs içerisinde hareketsiz duran özel araçları bile kapsarken Bilkent'in öğrencilerinden çalışanlarına kadar büyük soru işaretleri yaratan ve fazlasıyla tepki çeken bir uygulamaya dönüştü. Öğrencilere uygulanan cezalar ve Bilkent yönetiminin özgürlük kısıtlayıcı tutumu 30 Eylül 2022 tarihinde kampüs içerisinde oldukça büyük bir protestoya yol açmıştı. 1600'e yakın imza toplayıp rektörle görüşen Bilkent öğrencileri, onları sürece dahil etmeden alınan bu karara karşı özgürlüklerini korumak için bir araya geldiler. Bilkent yönetiminin tutumun hukuksuz ve özgürlükleri kısıtlayıcı yaklaşımının sonrasında elbet farklı konulara da yansıyacağını öngören öğrenciler baskılara karşı hukuki ve eylemsel tutumlar aldı.
AKADEMİK VE PSİKOLOJİK TAHRİBAT
Dumansız Kampüs politikalarına karşı Bilkent öğrencilerinin hukuki mücadelesi ilk adımda onların aleyhine sonuçlanmış olsa bile politikaların yasaklayıcı zihniyet ve ikiyüzlü siyasetin örnekleri olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Günümüzde gelinen nokta bu yasaklardan memnuniyetsiz olan ancak kanıksadığı için ses çıkarmaya mecali olmayan bir Bilkent. Yerleşke içerisinde ancak uzun yürüyüşlerle ulaşılabilinen ücra köşeler sigara alanı olarak ilan edildi. Birincil övünme sebebi akademik başarı olan Bilkent yönetimi, bu uygulamanın potansiyel akademik sonuçlarından henüz bihaber. Genel gözlenen duruma bakıldığında, sigara politikaları özellikle finaller döneminde bütün zamanını kampüs içerisinde çalışarak geçiren öğrencilerin akademik başarısına karşı büyük bir tehdit. Kütüphanede ders çalışan öğrenciler ufak sigara molaları vermek istedikçe onları bekleyen uzun yürüyüşler ve tuhaf ücra köşelerdeki sigara alanları hem zaman hem de psikolojik açıdan zararlı oluyor. Beklenmedik hava koşullarıyla da birleştirdiğimizde ise öğrencilerin sağlığına tehditkâr dahi olabilmekte. İnsanların uzun yürüyüşler sonrası vardığı bu alanlar yalnızca oraya ulaşmak için harcanan efor düşünüldüğünde bile tahmin edilebilir şekilde daha uzun molalar vermelerine de sebep oluyor. Gün içerisinde ders çalışmaktan alınan verime olumsuz yansıyan bu durum hem öğrencilerin buna daha çok vakit ayırmasına sebep olarak yaşamı zorlaştırıyor hem de kendi çalışma düzenlerine psikolojik olarak yansıyor. Benzer şekilde deprem gündemi ve sonrasında alınan uzaktan eğitim kararıyla birlikte akademik hayat Bilkent'te yerle bir edilmişken bu yasaklayıcı politikalar öğrencilerin hayatlarını zorlaştırmaya devam ediyor.
YÖNETİMDE SÖZ SAHİBİ OLMAK İÇİN ÖRGÜTLENMELİYİZ
Bütün bu sorunlar karşısında Bilkent Üniversitesi öğrencileri olarak çözüme ulaşmanın tek yolu üniversite yönetiminde kendi sözümüzü söyleyebildiğimiz alanları yaratmaktan geçiyor. Rektörlüğün öğrencilerin düşüncesini dahi sorgulamadığı yasakçı ve anti-demokratik tutumu karşısında biz öğrenciler olarak kararlığımız ve örgütlülüğümüzle üniversite yönetiminde söz sahibi olabiliriz. Bu bağlamda mücadelemizi büyütmek ve süreklileştirmek gibi bir sorumluluğumuz bulunuyor. Bu da yaşadığımız sorunlar karşısında öğrenciler olarak ortak bir çözümün olanaklarını yanımızda oturan her sıra arkadaşımız ile tartışmamızdan, onları da bu mücadelenin bir parçası yapmaktan geçiyor.