Bir enstrüman olarak meclis ve seçimler
Ölümlü Dünya filminde Serbest’in parolası sevgiydi fakat şiddeti de bir enstrüman olarak kullanıyordu. Parola yapmamak koşuluyla meclis de emekçi sınıfın savunulmasında bir araç olarak kullanılabilir.
Fotoğraf: Aytaç Ünal/AA
Jiyan BAHADIR
Merve EROĞLU
ODTÜ
14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihinde iki ayağı gerçekleşen Meclis ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Tayyip Erdoğan’ın ikinci turda %52 oy alarak kazanmasıyla sonuçlandı. İlk turda Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle eş zamanlı bir şekilde yapılan meclis seçimleri, AKP adına oy oranlarının düşmesine rağmen birçok sağ partinin azımsanamayacak oy oranlarıyla meclise girmesiyle sonuçlandı. Sağ siyasetin daha da radikalleşiyor oluşunun bir sebebinin emek eksenli siyasetin düzen siyasetinin karşısında güçlü bir alternatif yaratma noktasındaki eksiklikleri olduğu söylenebilir. Aşırı sağın bu denli taban kazanmasını engelleyebilmek için solun sokakta vereceği mücadelenin yanında sol-sosyalist partilerin parlamentoda da kürsülerini genişletmesi de yer alır. Peki, meclis ne noktada bizler için önemli olmalıdır? Meclisin nasıl bir işlevi vardır?
BURJUVA İKTİDARININ BÜROKRATİK AYGITI: PARLAMENTO
Seçim sonuçları belli konularda indikatör görevi görmüş olsa da burjuva parlamentosunun özünde gençlerin ve emekçilerin çıkarları lehine hareket etmeyeceği bir gerçektir. Çünkü burjuva demokrasilerinde parlamento, devletin karar alma aygıtlarından biridir. Peki bu devlet özünde kimin çıkarını korumaktadır? Geçmişte meclisten çıkan kararlar, gençlerin ve emekçilerin çıkarına olmamıştır. Örneğin, depremde büyük bir yıkıma ve yüz binlerin ölümüne sebep olan imar affı kanunlarının geçmesinde hem Cumhur İttifakı hem de Millet ittifakı partileri evet oyu vererek sadece inşaat burjuvazisinin çıkarlarını düşünerek hareket etmiştir. Marx bu durumu kelimelere şöyle döker: “Devlet bir sınıfın egemenlik organıdır ve bir sınıfın başka bir sınıfı ezmesine zemin hazırlar; sınıflar arası çatışmayı yumuşatır ve baskıyı yasallaştırır.” Bu kodlarıyla burjuva iktidarın bürokratik araçlarından biri olan parlamento, farklı sermaye grupları temsilcilerinin, halkın kendisini doğrudan siyasetten “temsiliyet” vurgusuyla uzaklaştırarak yer tuttuğu bir alan olarak şekillenir. Egemen sınıfın hangi fraksiyonunun halkı baskılayacağına ve ezeceğine karar verilir. Örneğin şu an parlamentoda çoğunluğa sahip olan Cumhur İttifakı’nın burjuva gericiliği ön plandadır ve yandaşı birçok tarikatının sistematik çocuk istismarı soruşturmalarına rağmen bu durumun araştırılmasına yönelik önergeleri meclis eliyle reddettiklerini gördük. Fakat söz konusu burjuvazinin ortak çıkarı olduğunda, yukarıda verdiğim imar affı örneğinde olduğu gibi, gayet tabii ortak hareket edebilirler.
Bu durumun istisnası toplumdaki mücadeleci güçlerin ve geniş bir mücadele hattının kendi örgütlülük düzeyleri doğrultusunda parlamentoda yer alabilmesidir. Egemen sınıfların devleti, toplumsal mücadeleci güçlerin önüne geçemediğinde bu örgütlü güçlerle alanını parlamentoda paylaşmak zorunda kalır. Böyle bir durumda, parlamentonun burjuva devletinin bürokratik bir aracı olduğu, hâkim sınıfların lehine hareket ettiği sonuçlarına varılabilir. O zaman, mücadeleci güçlerin bu alanı kendi lehine kullanabilme şansına sahip olduklarında dahi meclis yokmuş gibi davranması gerektiği çıkarımını mı yapmalıyız?
PARLAMENTONUN BİR ARAÇ OLARAK KULLANIMI
Ölümlü Dünya filminde Serbest’in parolası sevgiydi fakat şiddeti de yerine göre bir enstrüman olarak kullanıyordu. Parola yapmamak koşuluyla seçimleri ve meclisi yerine göre bir enstrüman olarak kullanmamak için bir sebep yok, yani parlamento ve seçimler çeşitli yollarla emekçi sınıfın haklarının savunulmasında bir araç olarak kullanılabilir. Örneğin toplumun emeğe ve demokratik taleplere yönelik siyasete ne denli ilgi gösterdiğini ölçmek açısından seçimler işe yarayabilir zira bu talebin toplum nezdinde büyüklüğü, egemen sınıflara, onların bekçilerine ve temsillerine korku salma niteliği taşıyabilir. Buradan alınan sonuçlara göre gerçek bir halk egemenliği için nasıl bir taktik belirlenmesi gerektiğine dair çıkarımlarda bulunulabilir. Toplumun ulaşılamayan kesimleriyle iletişim kurma olanağı sağlanabilir. Hâkim siyasetin uyguladığı politikaların bizzat yüzlerine vurulduğu bir alan yaratılabilir.
Parlamentonun yukarıda saydığımız gerekçelerle emekçi sınıfların lehine kullanılmasıyla birlikte alınan olumlu sonuçların olacağı gibi, parlamentonun bir araç olarak kullanılmasından sapılıp amaca dönüştüğü durumlarla da karşılaşabilir. Bu noktada sömürülen kitlelerin siyaseti olma iddiasında bulunanların karşılaşabileceği bir parlamentarizm tehlikesi ortaya çıkmaktadır. Bunlardan biri olan oportünizm, sermaye ve onun uzantısı olan siyasal partilerle uzlaşmacılıktır. İşçi sınıfı içerisindeki küçük burjuva eğilimler, kimi durumlarda kendini oportünizm şeklinde gösterir. Bu oportünist eğilimler, seçimler gibi kısa vadeli süreçleri bir yerden sonra hedef olarak ortaya koyar. Mevcut konjonktürde işçinin, emekçinin, gençliğin siyasetini taşıdığını iddia edenlerin ilkelerinden kopmadan devrimci hatta kalarak parlamento yoluyla genişlettiği mücadele toplamını dönüştürüp geliştirmesi gerekmektedir.
MÜCADELEMİZİN SESİ
Sonuç olarak, seçimler ve meclisteki dağılım bize güncel siyasetin durumu hakkında belli mesajlar vermiştir. Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı seçildi, iktidar ortağı olan gerici partiler meclise dahil olmuş durumda. Meclisi, iddia edildiği gibi halkların geniş kesimlerinin taleplerinin iletildiği ve yerine getirilmesi yönünde kararların alındığı bir yerden ziyade, ezici çoğunlukla egemen sınıf temsilcileri ve burjuva partilerinin sadece konuştuğu bir yer olarak tartışabiliriz. Fakat bu meclis siyasetinden elimizi tamamen çekmemiz anlamına da gelmemekte, sosyalistler de meclisi çeşitli yollarda kullanabilir. Bu yollardan bir tanesi ve en önemlisi diyebileceğimiz; parlamentonun emekçilerin, gençlerin ve halkların tamamı için bir propaganda yapma aracı niteliği taşıyabilecek olmasıdır, seçimlerse halk nezdinde taleplerin iletilmesini olumlu ve gerekli bulan kesimin büyüklüğünü bizlere göstermesi yönüyle önemli olmuştur. Geldiğimiz noktada sosyalistlerin de mecliste yer bulduğu ve burayı mücadelesinin bir mevziisi olarak belirlediği bir durum var. Bir propaganda aracı olarak meclis mevziisi, sınıf siyasetinin toplumun her kesimine anlatılması açısından kullanıldığı takdirde işçi ve emekçilerin mücadele alanını genişletmesi, kazanım elde etmesi açısından rol oynayabilir.