07 Haziran 2023 15:27

Kadın düşmanlarına karşı daha fazla birlik daha fazla mücadele!

Her politikaya karşı söz söylemek, yan yana durmak onlara geri adım attıracak şey olacak.

Fotoğraf: Pngtree

Paylaş

Cemre KAVUKER

Kocaeli

 

Türkiye tarihinin en kritik seçimi geride kaldı. Son on günde haberlerde, yazılarda, programlarda ne çok duyduğumuz, okuduğumuz cümle oldu. Seçimin kritikliği ve seçim sonucu farklı şekillerde ele alınmış ve değerlendirildi. Bu değerlendirilmeler yapılırken önemli iki şey vardı; HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi ile ülke tarihinin en gerici meclisi olması, Erdoğan’ın yeniden kazanması. İkisinin gösterdiği bazı durumlar oldu ve olacak. Ancak biz şimdi tüm bu tabloya genç kadınlar açısından bakmaya çalışacağız.

Bu iki parti, ittifakların kurulması sürecinde, seçim vaatlerinde ve aldıkları sonuçlarla en çok konuşulanlardan oldular. Çünkü kadınların sahiplendirilmesinden bahseden, vaatlerinde yaşam hakkına müdahale edeceğini söyleyen de bu iki partiydi. Yani kadınların hayatına topyekûn müdahale etmek isteyenler şu an meclis koltuklarında. Fakat onlara karşı, kadın mücadelesi içinde yer alan, hayatımıza müdahale etmek isteyenlere karşı hayatımızdan vazgeçmiyoruz diyen ve kadınların sözünü taşıyacaklar olanlar da mecliste yerini aldılar.

Şimdi şunu biliyoruz, kadınları ve LGBTİ’leri hedefine koyan bu iki partinin meclisteki varlığı bir korkuya ve kaygıya neden oluyor: Bundan sonraki hayatımızın nasıl olacağı, meclisten hangi yasaların çıkacağı gibi şeyler soru işaretleriyle beraber yanı başımızda duruyor. Diğer yandan şunu da biliyoruz, AKP iktidarı da 21 yıldır kadınların kazanılmış haklarına saldıran, kadınların yaşam tarzını hedefine koyan politikalar uyguluyordu. Ama karşılarında da bu saldırıları kabul etmeyen, sokağa çıkan, sözünü söyleyenlerimiz hep var. Şimdi, AKP bu iki partiyi de yanına alarak daha sert müdahalelere kalkışsa dahi karşısında yan yana duran ve giderek büyüyen bir kadın topluluğu var: İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak istediğini söylediğinde hiç şüphe etmeden sokağa çıkan, okulda mahallede “Nedir bu sözleşme?​” diye anlatan kadınlar.

Şimdi ortaya çıkan tablonun yarattığı kaygıyı değiştirip dönüştürmemiz gerektiği bir dönemdeyiz. Çünkü yan yana geldiğimizde neler başarabileceğimizin örneğini çokça kez gördük. Bugün daha sert söylemlerle ve politikalarla geldiklerinde karşılarında daha güçlü ve direngen bir kitle görecekler. Kaygı özellikle genç kadınlar arasında yaygınlaşırken bir yandan da yan yana gelme isteğini arttıyor. Çünkü üniversitesinde, lisesinde yan yana geldiğinde bir şeylerin değişebileceğini pek çok kez görebiliyoruz, 8 Mart’ı okulda kutlamaktan kampüste CİTÖB kurulmasına... Bu örneklerle hayatlarının değişimine de şahit oldular. Bu yüzden bugün bu yan yana gelişler dünden daha önemli ve öncelikli bir hale geldi.

Daha birkaç gün önce Millî Eğitim Bakanlığı bir proje kapsamında İzmir’de 842 okula din görevlilerine manevi danışman olarak atadı. Öğrencilerin desteğe ihtiyaç duyacağı herhangi bir anda gitmesi istenen kişiler bunlar. Meclis tablosunun oluşmasının hemen ardından alınan bu karar elbette ki ileride karşımızda çıkabilecekleri de gösteriyor. Zaten yurtlarda, kampüslerde devam eden bu uygulamayı yaygınlaştırma isteği bir yanıyla da bizi nasıl bir hayata götürdüklerinin de göstergesi. Şimdi bu haberleri gördükçe “ah, vah” edip üzülmenin zamanı değil. Çünkü bu süreçte uygulanmak istenecek her politikaya karşı söz söylemek, yan yana durmak onlara geri adım attıracak şey olacak.

ÖNCEKİ HABER

Matematik ve gerçeklik*

SONRAKİ HABER

Seçim mülteciler yüzünden mi kaybedildi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa