Başka bir gelecek mümkün!
Yapılabilecek her şeyi yaptık demeden, yarını, 5 sene sonrayı beklemeden, tek adam yönetimi karşısında birleşmek, örgütlülüğümüzü büyütmek zorundayız.
Evrensel
2023 seçimleri sonuçlandı. Cumhurbaşkanlığında Erdoğan, parlamentoda Cumhur İttifakı seçimi önde tamamladı. Bu sayımız seçimin sonuçlarına dair çok yönlü bir dergi olacak ve çeşitli yönleriyle seçimler ele alınacak ancak rotadan şunu söyleyebiliriz ki: Erdoğan yönetimi, bütün devlet olanaklarını kullanarak, her türden hileye başvurarak eşitsiz ve antidemokratik koşullarda girdiği bir seçimi kazandı. Başta büyük kentler olmak üzere birçok kentte oy kaybeden Erdoğan yönetiminin kabinesi, liyakat, “iyi kariyer” nutuklarıyla meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Gerçek şudur ki tek adam yönetimi yeni kabinesi ile* baskı ve yasaklar aracılığıyla kriz koşullarının yükünü halka yıkmaya çalışacaktır.
KAYBEDEN BURJUVA MUHALEFETİDİR!
Çeşitli sosyal medya platformlarında dolaşan videolarda, arkadaş grupları arasındaki geyikle karışık sohbetlerde denk gelenlerimiz oluyordur “Benim tuzum kuru, bana ne”, “Aptal bu halk! Çeksin” lafızlarına. Apaçık gördüğümüz ise ne bu sözü söyleyenlerin tuzunun kuru olduğu ne de halkın aptal olduğudur. Erdoğan yönetiminin kazanmasının sonuçları işçiler emekçiler ve onların genç kuşakları bizler açısından ağır olacak. Bu bir gerçek, ancak bu gerçeğin sorumlusu kim? Erdoğan yönetimi tarafından aldatılan, seçeneksiz olduğunu düşünenler mi? Ya da umudunu en basit talepleri dahi sandığa havale eden burjuva muhalefete bağlayanlar mı? Elbette bu işin sorumlusu ister iktidar ister muhalefette olsun Türkiye burjuvazisinin çıkarlarına hizmet etmeye namzet olan düzen partileridir. Bir yanda gerici ve faşist bir rejim inşa etmek isteyen tek adam yönetimi diğer yanda ise bunu restore etmek isteyen burjuva muhalefeti bir seçime girdiler. Kaybeden ikincisi oldu. Bu kaybın bedeli Erdoğan yönetimi tarafından Türkiye’de işçilere ve emekçilere ödetilmeye çalışılacak.
“HER ŞEY KONTROL ALTINDAYSA YETERİNCE HIZLI DEĞİLSİNİZDİR”
Dergimizin seçim gündemli yazılarının hemen hemen tamamında burjuva muhalefetinin pozisyonu tartıştık. Düzen partilerinin demokrasiyi sandığa indirgeyen yaklaşımlarını eleştirdik. Karşımıza çıkan durum bu eleştirilerin haklılığını bir kez daha kanıtlıyor. Özellikle öğrenci gençlik içinde bu seçimlerde gençlik tek adam yönetiminin karşısında tutum aldı. Peki, ne sonuç çıkaracağız? “Erdoğan yönetimin tekrar iktidara gelmemesi için oy kullandık, sandık güvenliği için elden geleni yaptık! Bizim elimizden gelen budur, her seçimden oy çalmayı başaran halkın önemli bir bölümünü ikna etmeyi başaranlara karşı yapacak bir şey yok.” Tabii bu da çıkarabilecek bir sonuçtur. Ancak insanın aklına böyle durumlarda efsane Formula 1 pilotu Mario Andretti o ünlü sözü geliyor: “Eğer her şey kontrol altındaysa yeterince hızlı değilsiniz demektir.”. Andretti bu sözü bir F1 yarışı için söylüyor. Yarış severlerin anlayacağı dil ile söylersek Andretti şunu diyor: Eğer motor devriniz 15.000’i sorunsuz yaşıyorsa, beygir gücünüz 800 HP’te problemsiz kendini gösteriyorsa, lastikleriniz pist için uygunsa, sadece gerekli anlarda Pit Stop’a giriyorsanız yarışı birinci bitirecek derecede hızlı değilsinizdir. Gündemimize dönecek olursak oy kullanmak, müşahit olmak, tweet atmak elbette her şeyi kontrol altında tutularak yapılacak şeylerdir, eksiksiz yapılmalıdır da. Ama yeterli hıza ulaşmak için daha fazlasını yapmak gerekir.
5 SENE BEKLEMEK YERİNE…
Peki, ne yapacağız? Hızımızı artırmak, mücadele etmek seçimlere indirgenmiş bir anlayıştan ibaret olmamalı. Yani önümüzdeki dönem tek adam yönetiminin gitmesi dediğimizde aklımıza 2024’teki yerel seçimler veya 5 sene sonraki genel seçimler için çalışmak, onlara hazırlanmak gelmemeli, daha doğrusu bununla sınırlı kalmamalı. Burjuva muhalefetin programının da tek adam yönetiminin de bize dayattığı gelecek, kendimizi yetkinleştirirken seçimlerle gerçekleşecek değişimleri beklemek ve egemen sınıflar adına bizi yönetenlerin kararlarına tabi olmak. Ancak başka bir gelecek mümkün. 5 sene seçim beklerken sınavlara çalışmak, dil öğrenmek dışında bir gelecek mümkün. Yerel seçimlere giderken yarısını ev kirasına verdiğimiz sefalet ücreti ile kıt kanaat geçinmekten başka bir gelecek mümkün.
Yaz aylarında; yaz okulu sıralarında, atölyelerde, sanayi sitelerindeki çaycılarda, büfelerde, mahallemizdeki parklarda bu gelecek için ne yapabileceğimiz tartışmak, sıra, iş, mahalle arkadaşlıklarımız ikna etmek, başka bir dünyanın, geleceğin inşası mücadelesin çağırmak arttırmamız gereken ilk vites olarak görünüyor.
*https://www.evrensel.net/haber/491535/cumhurbaskani-erdogan-yeni-kabineyi-acikladi-kabinede-yer-alan-bakanlar-kimler