07 Haziran 2023 17:20

"Erzincan İliç’teki altın madenine Mozambik’teki biri bile dava açabilir"

İliç'teki madenle ilgili mahkeme kararını bozan Danıştay ayrıca Av. İsmail Hakkı Atal’ın dava açma ehliyetinin olmadığına karar verdi. Av. Atal, "Madene Mozambik’teki biri bile dava açabilir" dedi.

Fotoğraf: Orhan Kurul/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR

Danıştay 6. Dairesi, Erzincan İliç Çöpler köyü yakınlarında işletilen Anagold altın madenine verilen çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu’ raporuna karşı açılan davayı reddeden yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması kararı alırken, Av. İsmail Hakkı Atal’ın dava açma ehliyetinin olmadığına karar verdi. Atal iklim değişikliğine yol açan bu madencilik faaliyetlerinin herkesi etkilediğini belirterek kendisinin orada yaşamadığı için davacı olamaması kararının hukuksuz olduğunu söyledi.

BİLİRKİŞİ ÇED RAPORUNU YETERLİ BULMUŞTU

Erzincan İdare Mahkemesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’ye verilen ÇED olumlu raporunu, hukuka uygun bulmuştu. Bilirkişiler ise madenin ÇED dosyasında verilen taahhütlerin ve alınacak önlemlerin bilimsel ve teknik kurallara uygun olduğunu ileri sürmüştü.

DANIŞTAY: YENİ BİR BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMALI

Bu kararı temyiz eden yöre halkından Sedat Cezayirlioğlu’nun Avukatı İsmail Hakkı Atal,  davacı olarak keşfe katılmalarının engellendiğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, reddihakim taleplerinin kabul edilmediğini söyledi. Maden faaliyet alanında siyanür borusunun patladığını hatırlatan Atal, “Sızan siyanürün havaya, suya, toprağa ve Fırat Nehri’ne karıştığını, bakanlık maden sahasını 88 gün kapatarak kabul etmiştir” dedi.

İlk bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olmadığına hükmeden Danıştay 6. Dairesi aynı kararında davacılardan İsmail Hakkı Atal’ın proje alanı veya proje etki alanında ikamet etmediği ve bu alanlarda taşınmazının da bulunmadığını gerekçe göstererek dava açma ehliyetinin bulunmadığına karar verdi. Kararın bu bölümü ile ilgili görüşlerini aldığımız Av. Atal şunları söyledi. “Kararın o bölümü tamamen yanlış. İki sebepten yanlış. Birincisi iklim krizi ile birlikte iklim krizine yol açan bu madenler ve termik santrallere karşı herhangi bir yurttaşın davacı olması için orada oturması ya da taşınmazının olması gerekmiyor. Burada yaşanan ekolojik felaketlerden herkes etkileniyor. Hatta sadece Türkiye halkı değil dünyanın her tarafındaki insanlar, Mozambik’teki bir insan da bu madene karşı dava açabilir” dedi.

"SİYANÜR KARIŞAN FIRAT’LA SULANAN HARRAN OVASI’NIN EKMEĞİNİ YİYORUZ"

Madende siyanür borusunun patlaması ile birlikte 80 kilogram siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığını hatırlatan Atal, “86 milyon yurttaştan birisi olarak benim yediğim ekmek Harran Ovası’ndan gelen buğdayla yapılıyor ve Harran Ovası da şirketin siyanür karıştırdığı Fırat’ın suyu ile sulanıyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: RTÜK kararlarıyla toplumu ikiye bölmektedir

SONRAKİ HABER

İşçilerden bakan Şimşek yorumu: Kemer sıkmaya gücümüz yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa