'Kaybetmediğimizi, daha güçlü durduğumuzu göstermemiz gerek'
Tek adam yönetiminin değişmesini çok yüksek oranda isteyen ODTÜ öğrencileri açısından da seçimlerin etkisi devam ediyor. Geleceklerine endişeyle bakıyorlar.
ODTÜ öğrecileri rektörün penceresine "Biz geldik aşağıdayız" yazılı döviz uzattı. (Fotoğraf: Evrensel)
Deniz KEMEÇ
Ankara
ODTÜ’de seçim sonuçlarını ve iktidarın yeni kabinesini konuştuğumuz Matematik Bölümü öğrencileri ülkede değişim isteğinin yaygınlığına dikkat çekiyor. Üniversitede düzenlenen forum ve eylemlerde yer alan, takip eden öğrenciler arasında daha güçlü olan bu durumu bir öğrenci şöyle ifade ediyor: “Kaybetmediğimizi, aksine muhalefet olarak daha güçlü durduğumuzu göstermemiz lazım.”
Seçimleri geride bıraktık. Tek adam yönetiminin değişmesini çok yüksek oranda isteyen ODTÜ öğrencileri açısından da seçimlerin etkisi devam ediyor. Geleceklerine endişeyle bakıyorlar.
Matematik Bölümünden öğrencilerle seçim sonuçlarını, muhalefetin tutumunu, seçimlerin geleceğimize etkisini, neler yapabileceğimizi konuştuk. Konuştuğumuz öğrencilerin bazıları okulda karşılaştıkları sorunlara dair mücadele alanlarına henüz katılmamışken, bazılarıysa öğrencilerin talepleri doğrultusunda eylemlere, bölümde bunlara dair yapılan forumlara katılıyorlar.
Ekonominin daha da kötüye gideceği, özgürlüklerinin kısıtlanıp baskı ve yasakların daha da artacağı şüphe götürmeyen bir gerçek onlar açısından. Bu da aslında HÜDA PAR gibi en gerici unsurlarla kurulan ittifakın ve şimdiye kadar üretilen işçi-emekçi düşmanı ekonomi politikaların bir karşılığı.
GENÇLERDE DEĞİŞİM İSTEĞİ YOĞUN
Seçim sonuçlarını nasıl değerlendirdiklerini sorduğumuzda “malumun ilanı”, “İlk turdan sonra şaşırmadım” gibi yanıtlarla karşılaşıyoruz. 3. Sınıf Öğrencisi Mert de ilk turdan sonra şaşırmadığını ifade ederken “Seçimlerde şaibe olduğunu düşünmemek elde değil” diyor. Bir başka 3. Sınıf Öğrencisi Eda Kibar da ilk turdan sonra oy çalma haberlerinin çıkmasıyla birlikte umudunun azaldığını söyledi. Üstünden birkaç gün geçtikten sonra ise “İkinci turda oyların çalınmamasını sağlamak için, bunun verdiği motivasyonla umudumuz da artmıştı” diyor. Konuştuğumuz bir 4. sınıf öğrencisi ise insanların dini değerlerini daha ön planda tuttuklarından dolayı AKP’ye oy verdiklerini düşünüyor ve ailesinin yaşlı kuşağıyla örneklendiriyor: “Türkçe ezan okuttuklarından bunlara mı verelim, diyorlar. Babam AKP döneminde siyasi tutuklu kaldı 2.5 sene. Onun babası da bunu eleştirmesine rağmen oyunu AKP’ye veriyor.” Ancak yaşlı kuşağa rağmen gençlerin değişim isteğinin yoğun olduğunu da ekliyor.
MUHALEFET YANLIŞ PROPAGANDA YAPIYOR
Başka bir 4. sınıf öğrencisi gelecekte de Erdoğan’ın gitmesine dair bir umudunun olmadığından bahsediyor. Bu umutsuzluğunun da muhalefetten kaynaklandığını ve muhalefetin değişmesi gerektiğini söylüyor: “Yanlış propagandalar yapılıyor ve seçim Twitter’da kazanılmıyor.” Konuştuğumuz öğrenciler muhalefetin AKP seçmenine ulaşamadığını düşünüyor genel olarak. Başka bir 4. Sınıf Öğrencisi Deniz Takkur ise muhalefetin Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerdeki mitinglerini ‘kendi kendine bir güç gösterisi’ olarak değerlendiriyor ve kırsaldaki seçmene ulaşamadığını düşünüyor.
Bunlar bir yanda dururken, muhalefet, evde kal çağrılarıyla, sokak muhalefetini desteklememe kararlarıyla yurttaşların umudunu sandığa hapsediyor. Bunlar üzerine konuştuğumuzda Kibar, “Evde kal çağrısını kötü niyetli algılamıyor, iki taraf arasında şiddet ve insanlara zarar veren durum olmaması için söylendiğini düşünüyorum” derken, Takkur ise oy kazanmak için böyle bir politika izlendiğini düşündüğünü belirtiyor ve “Halkın siyasi etkinliğinin azalması yapılabilecek en kötü şeylerden biri” diye değerlendiriyor muhalefetin tutumunu.
KABİNENİN İŞLEVİ DEĞİL YÜZLERİ DEĞİŞTİ
Yeni kabine hakkında konuşmaya başlar başlamaz konuştuğumuz herkes aynı şeyi söylüyor. Tek adam yönetiminin devam ettiği bu durumda Erdoğan’ın sözünün delinmesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla da yeni kabineyle birlikte hayatlarında olumlu yönde değişecek herhangi bir durum olacağını düşünmüyorlar. “Mehmet Şimşek mi toplayacak bu ekonomiyi?”, “İşlevden ziyade yalnızca yüzler değişti” gibi yorumlar oluyor ilk duyduklarımız.
Yeni Milli Eğitim Bakanının “Karma eğitim zorunlu olmamalı” söylemi, HÜDA PAR ve YRP’nin zinanın yasaklanması ile ilgili açıklamaları, 3 eşli olduğu ortaya çıkan YRP Konya Milletvekili Ali Yüksel üzerinden sohbete devam ettiğimizde böyle bir zihniyetin Mecliste olmasından üzgün olduğunu ifade ediyor Kibar. Diğer yandan ise kadını aşağılayan, bir obje gibi gören, sahiplendirme gibi söylemlerle, kadının varlığını reddeden ve iradesini yok sayan çirkin bir zihniyetin var olduğunu söylerken “Sırf onlar dedi diye bu kararların uygulanacağı anlamına gelmiyor. Bu ülkede mücadele eden ve birlikte göğüs geren kadın sayısı çok fazla. Bu tip özgürlük dışı, kadınları hayattan koparmaya yönelik kararlara kadınlar olarak karşıyız” diyor.
"DAYANIŞMAYI VE ÖRGÜTLENMEYİ DAHA DA SIKLAŞTIRMAMIZ GEREK"
Ne yapmamız gerektiğini tartıştığımızda mücadele etme eğiliminde olmayan arkadaşlar bir çıkış yolu göremediklerini belirtirken diğer arkadaşlar açısından izlenecek yol daha net. Ülkede sürmesi gereken mücadelenin ODTÜ’de de sürmesi gerektiğini vurgulayan Kibar, “Aynı dayanışmayı ve örgütlenmeyi daha da sıklaştırmamız gerek. Kaybetmediğimizi, aksine muhalefet olarak daha güçlü durduğumuzu göstermemiz lazım” diyor.