Kılıçdaroğlu 7 Mart'ta veda ettiği CHP grup kürsüsüne geri döndü
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Mart'ta "'Başardık' diyeceğiz" ifadeleriyle veda ettiği CHP Meclis grup kürsüsüne "Beklediğimizi alamadık, kazanamadık" diyerek geri döndü.
Fotoğraf: TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaorğlu, 7 Mart'ta "Bir gün tüm bunlar geçecek; şafak, tatlı bir gülümseme ile doğacak. Birbirimize bakacağız, birbirimizi kucaklayacağız ve 'Başardık' diyeceğiz" ifadeleriyle veda ettiği CHP Meclis grup kürsüsüne bugün "Beklediğimizi alamadık, kazanamadık" diyerek geri döndü.
Seçimlerin ardından partisinin ilk Meclis grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, "Elbette ki eleştiriler gelecektir. Tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemini satan ve onurlu davranmayan, kendisini bir anlamda savcı yerine koyup, yargıç yerine koyup karar veren gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir" ifadelerini kullandı.
"Gemiyi limana sağlam götürmek kaptanın görevidir. Gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin" diyen Kılıçdaroğlu "değişimin önünü sonuna kadar açacağını" dile getirdi.
CHP Meclis Grup Başkanı Özgür Özel'in "Adalet yürüyüşünde Türkiye ile birlikte yürüdünüz. Adalet yürüyüşünü sürdürdünüz ve geçmişte küskün olan kesimlerini birleştirdiniz. Sizin adalet, demokrasi yürüyüşünüz sürüyor ve hepimizin önderi ve Türkiye ile helalleşen ve Türkiye'yi barıştıran lider olarak hepimizin önünde yürümeye devam ediyorsunuz" sözleriyle kürsüye çağırdığı Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar özetle şöyle:
CAN ATALAY ÇAĞRISI: DERHAL HAPİSTEN ÇIKMASI GEREKİYOR
"Bir milletvekili arkadaşımız, başka bir partiden. Seçime girdi, kazandı. Mazbatayı aldığı tarihten şu ana kadar bu arkadaşımız halen tutuklu. Biz nerede haksızlık varsa o haksızlığın giderilmesi için mücadele ederiz. Önemli olan bir milletvekilinin halen Anayasa’ya aykırı olarak hapiste tutulmasıdır. TBMM'nin onurunu, haysiyetini koruyacak olan bir numaralı isim Meclis Başkanı, bu konuda suskun davranamaz. O milletvekilinin derhal hapisten çıkıp gelip yemin etmesi gerekiyor. Daha acı olanı ise Adalet Bakanı'nın tutuklu ile hükümlüyü ayıramayan bir pozisyonda olmasıdır. Bunlar doğru değil. Bir kişi haksızlıkla karşı karşıya kalıyorsa ona sahip çıkmak görevimizdir. Bunu yapmaya devam edeceğiz. "
"YOLUMUZ DOĞRUDUR, YÜKÜMÜZ AĞIRDIR"
"Bir seçim dönemini geçirdik artısıyla eksisiyle. Elbette oturup değerlendireceğiz. Güzel bir atasözümüz var. Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yolumuz doğrudur ve yükümüz ağırdır. Mazlumların yolunda olduk, kendisini kimsesiz hissedenlerin yanında olduk. Sorunlarını çözmek için mücadele ettik."
"KAZANAMADIK" DEYİP GAZETECİLERE YÜKLENDİ
"Bize oy veren 25 milyon aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Bir değişim yapacaktık, ğlkemize demokrasiye getirecektik, otoriter bir yönetimi dünya demokratik yollarla yolcu edecektik. Beklediğimizi alamadık. Yani açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Arkasından elbette ki eleştiriler gelecektir. Tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan, haklı eleştirilerini her zaman yazan bütün gazetecilere saygım vardır. Ama kalemini satan ve onurlu davranmayan, kendisini bir anlamda savcı yerine koyup, yargıç yerine koyup karar veren gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Ben bunu yapmak zorundayım."
"İNANÇ VE KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"
"Yeni bir anlayışı, yeni bir kültürü bu ülkeye getirecektik. Kimsenin inancından, yaşam tarzından ötürü, kimliğinden ötürü ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye inşa edecektik. Peki bu idealimizden vazgeçtik mi? Asla. Bundan sonra da vazgeçmeyeceğiz, inançla ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi gerçek anlamda getirene kadar yolumuza devam edeceğiz."
"DEĞİŞECEĞİZ, YENİLENECEĞİZ VE GÜÇLENECEĞİZ"
"25 milyon aşkın vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vatandaşlarımızla aynı hüznü ve duyguları yaşıyoruz. Çünkü hedefimiz, amacımız birdi. Bu ülkeye bütün güzellikleri getirmek istiyorduk. Sakın bu bizi umutsuzluğa mahkum etmesin. İnsanlık tarihi zalime karşı mücadele tarihidir. Bir demokrasi tarihidir. Bu ülkede o demokrasinin mihenk taşı da Cumhuriyet Halk Partisidir. Onlar sadece Kılıçdaroğlu'nu desteklemediler. Onlar ortaya koyduğumuz Türkiye idealini desteklediler. Yalan siyasetin karşısında hakikatin yanında oldular. İftiarının karşısında gerçeğin yanında oldular. 25 milyon bu ülkenin temel taşıdır artık. Yeni kazanacağımız gençlerle, kadınlarla 25 milyonu 30 milyon yapmak da CHP'lilerin boynunun borcudur. Saraya seslenmek isterim, işte bu demokratların iradesini asla teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, yenileceğiz, güçleneceğiz ve memleketin bu yalan ve iftira siyaseti içinde olmasına asla izin vermeyeceğiz. Bitmeyen istibdat dönemi yoktur. Hep beraber bu Düyûn-ı Umûmiye hükümetinden bu ülkeyi kurtaracağız."
"DOKUNULMAZLIK DOSYALARIYLA BİZİ TEHDİT EDER OLDULAR"
"Biz hiçbir vatandaşımıza kızgın ya da küskün değiliz. Bahane üretmiyoruz. Tercihleri, kararı ne olursa olsun hepimiz aynı ülkenin evlatlarıyız. Montajlarla, karamalarla aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Terör örgütleriyle bizi bir arada gösterdiler. Devleti beşli çetelere soyduranlar, dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit eder oldular. Biz Kuvâ-yi Milliye geleneğinden geliyoruz. Hiçbir zalime diz çökmedik, çökmeyeceğiz."
"GEMİYİ LİMANA SAĞLAM GÖTÜRECEĞİM"
"Omuzlarımızdaki yükün farkındayız. Kemal Kılıçdaroğlu bu mücadelede sadece bir neferdir. Ben CHP Genel Başkanı olma şerefini ömrüm boyunca taşıyacağım. Hiç kimse unutmasın, ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi veren bir gelenekten geliyoruz. O nedenle dokularımız, inançlarımız, gelecek hayallerimiz çok farklıdır. Bir Genel Başkan olarak partimin sadece bugünü ve yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi sağlam limana götüreceğimi herkes bilsin."
"DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ SONUNA KADAR AÇACAĞIM"
"Ben önderimiz, partimizin ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in koltuğunda oturuyorum. Göreve başladığım günden beri bu emanete halel gelmemesi için, bu ideallerin kirlenmemesi için her türlü çabayı göstermeye özen gösterdim. Dev bir çınar ve yeni bir filiz olan CHP'yi ve değerlerini her zaman korudum. Bunu yapmaya bu partinin sıradan bir nefer olarak da devam edeceğim. Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Bir kere bile haramzadelerin sofrasına oturmadım. Sarayın sofrasına diz kırmadım. Doğru ve hak bildiğimi söylemekten asla geri adım atmadım. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım çünkü bir CHP'li olmak bunu gerektiriyordu ve ben bunu yaptım. Ben kuş uçmuş kervan geçmez yerlerde nasıl bir memleket istediğimi anlattım, yeri geldi tepki gördüm ve asla kızmadım. Dinledim ve ikna ettim. Asla bir araya gelemez denilen kim varsa onları Halil İbrahim sofrasında buluşturdum. Her türlü örgütlü kötülüğe karşı korkmadan yürüdüm. Sanatçıların kapısına dayandım. Gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu baronlarıyla mücadele ettim, beşli çetelerle mücadele ettim. Etmeye de devam edeceğim.
Şimdi köklü bir çınarın altında yeni filizler ve yeni kadrolarla, mücadelemize omuz veren milletimizle birlikte yürüyeceğiz. Bu çınarı büyüteceğiz ve yeni filizler gelecekler. Sarayın ve yandaşların değil milletin kazanacağı tüm eleştirileri dikkate aldığımız ve alacağımız yeni bir süreci hep birlikte inşa etme zamanıdır. 'Bu değişimin ve yenilenmenin parçası olmak istiyorum' diyen bütün yoldaşlarıma, arkaşdalarıma seslenmek istiyorum. Önce bireysel beklentilerden tümüyle arınmak zorundayız. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Gençlere seslenmek istiyorum, gelin üye olun, köklü mücadelenin parçası olun. Kapımız her aydınlığa açıktır. Değişimin önünü sonuna kadar açacağım. Mücadelelerin sonunda kimse merak etmesin, mutlaka kazanacağız." (HABER MERKEZİ)
