Anadolu tanrıçası Hekate'nin günümüz insanına söyleyeceği çok söz var
Ataerkil Yunan kültürünün ötekileştirdiği Anadolu tanrıçası Hekate bir kitaba konu oldu. ‘Hekate’ kitabının yazarı Özlem Ertan, tüm yönleriyle anlattığı bu tanrıçanın günümüze etkilerini de irdeliyor.

Özlem Ertan ve kitabı Hekate'nin kapağı
Arkeolog ve Yazar Özlem Ertan, günümüzde bile popülaritesini koruyan, edebiyata, tiyatroya, sinema filmlerine konu olan Anadolu tanrıçası Hekate hakkında bir kitap kaleme aldı. Destek Yayınlarının mitoloji serisinden çıkan ‘Hekate’ kitabı, ayakta kalan tek tapınağı Muğla’nın Yatağan ilçesindeki Lagina’da bulunan bu tanrıçayı farklı bir bakış açısıyla ele alıyor. Kökleri Antik Yunan öncesine uzanan ve Anadolu’ya ait bir değer olan Hekate’yi hem yazılı hem de arkeolojik verilerin ışığında herkesin anlayabileceği bir dille anlatan Ertan, Hekate’nin tıpkı diğer mitolojik tanrı ve tanrıçalar gibi insan davranışlarında yaşayan ölümsüz bir arketip olduğunu da vurguluyor.
ATAERKİL YUNAN TOPLUMUNDA HEKATE
Hekate’nin ilk başlarda kapsayıcı bir ana tanrıça olduğunu ancak ataerkil Yunan kültürünün Anadolu’da hakim olmasından sonra dışlanıp cadılık ve büyücülükle özdeşleştirildiğini yazan Özlem Ertan, Hekate’nin tek başına ayakta duran, sırtını bir erkeğe yaslamayan ve tam da bu yüzden ötelenen kadınların mitolojideki temsilcisi olduğunu anlatıyor. Kitabında, Hekate’nin en büyük Yunan tanrısı Zeus’un karısı ya da kızı olmadığını, bekar ve çocuksuz olduğunu ifade eden yazar, tam da bu yüzden Hekate’nin ataerkil Yunan toplumunda karanlıkla, ölümle, cadılıkla özdeşleştirildiğini ifade ediyor.
CADILIKLA İTHAM EDİLEN KADINLAR
Kitabın cadılıkla ilgili bölümünde Orta Çağ Avrupa’sındaki cadı avlarına da değinen yazar, cadılık suçlamasıyla yüz yüze gelip katledilen kadınların doğayla iç içe yaşayan, eski Pagan geleneklerini sürdüren ve bundan dolayı kilisenin kendisine karşı bir tehdit olarak gördüğü kadınlar olduğunu da belirtiyor. Hekate kitabında bu tanrıçanın mitolojideki yeri, zaman içinde geçirdiği değişim, sembolleri, günümüzdeki etkileri, İstanbul tarihi bakımından önemi, cadılıkla ilişkisi ve modern paganizmde kapsadığı yer de irdeleniyor.
GÜÇLÜ BİR KADIN OLARAK VAR OLABİLMEK
Editörlüğünü, paganizm, mitoloji ve İstanbul tarihi hakkındaki çalışmalarıyla tanınan Araştırmacı-Yazar Erhan Altunay’ın yaptığı kitabın arka kapak yazısında şu ifadeler yer alıyor: "Tanrıları ve tanrıçaları eski öykülerin unutulmuş kahramanları sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Tanrılar ve tanrıçalar bir öykünün kahramanları değillerdir, onlar içimizde yaşamayı sürdüren ölümsüz arketiplerdir. Bir Anadolu tanrıçası olan Hekate, tek başına ayakta durmayı bilen, sırtını bir erkeğe yaslamayan ve tam da bu yüzden ötelenen, şeytanlaştırılan kadınların simgesidir. Zeus’un kızı değildi Hekate, tanrılardan birinin karısı ya da sevgilisi de değildi. Çocuğu da yoktu. Bu yüzden zamanla karanlık tarafa çekildi ve büyücülerin tanrıçasına dönüştürüldü. Güçlü bir kadın olarak var olabilmenin simgesi Hekate’nin çağımızın insanına söyleyeceği çok şey var.”
YAZAR HAKKINDA
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Bölümünden mezun olan Özlem Ertan, Diyarbakır Kavuşan Höyük, İzmir Ulucak Höyük ve Van Ayanis Urartu Kalesi kazılarında çalıştı. Yazarın ilk romanı ‘Aşık Kadınlar Denizhanesi’ 2015 yılında, ikinci romanı ‘Benim Güzel Ölülerim’ 2017 yılında, üçüncü romanı ‘Dolunay Ayini’ ise 2021 yılında okuyucularla buluştu. Ertan ayrıca ‘Olimpos Öyküleri’, ‘Aşkın Karanlık Yüzü’, ‘Karanlık Yılbaşı Öyküler’i ve ‘Karanlıktaki Kadınlar’ öykü derlemelerinde yer aldı. ‘Hayalet Müzik’ ve ‘Hayalet Müzik 2 – Eskilerin Şöleni’ adlı müzik temalı korku öyküleri derlemelerinde yazar ve editör olarak kendisine yer buldu. Çeşitli yayınevlerinde editörlük de yapan Özlem Ertan, arkeoloji alanındaki çalışmalarıyla adından söz ettiriyor. Yazar aynı zamanda kültür-sanat alanında gazetecilik yapıyor. (KÜLTÜR SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et