Kamber Değirmenci: Toplumsal gerçeklik bize yol gösterir

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Şair Ressam Kamber Değirmenci, emekli bir öğretmen. Değirmenci Kartal’a bağlı Uğur Mumcu Mahallesi Çevre Kültür Dayanışma Derneği (UMDER) resim atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. Burada aynı zamanda resimle ilgili eğitmenlik de yapıyor. İki farklı gruptan oluşan resim atölyelerine yaz tatili nedeniyle ara verildi. Değirmenci’nin sırasıyla “Ağıtlarla Yanar Çocuklar”, “Hilesiz Hurdasız Çırılçıplak Gülüşler” ve “Acılarımıza Basarak” adlarıyla üç şiir kitabı bulunuyor. Cinius Yayınları etiketiyle okurla buluşan şiir kitapları toplumsal gerçeklik iddiasını taşıyor. Değirmenci ile, edebiyat, şiir ve resimle ilgili konuştuk.

J. Berger’in “Var olanla insan yaratıcılığı arasındaki büyülü yolculuk” sözüyle sanatı tanımlayan Değirmenci, “Doğayla sanatın arasındaki sınırda sanat eseri sanatçının bütün yetileriyle gömüldüğü, sanat eseri - buradan gittikten sonrada burada kalabilmektir. Sanat sıra dışılıktır, ehlileştirilemez” dedi. Sanatın bilinç olduğunu belirten Değirmenci şunları dile getirdi: “Para üzerine kurulu bir kültürde hiçbir şey sanat kadar aykırı olmaz. Çünkü sanat sürüyle kitaplar, resimler üretmez. Sanat hayatı taklit etmez, sanat hayatı öngörür”. Şiiri, Murathan Mungan’ın, “Aklın ve kalbin hileleriyle yetinenler kelimelerin büyüsüne eremezler” sözüyle açıklayan Değirmenci, “Bir varoluş sorumluluğudur. Şiir gerçeklik dünyasını duygusal tonlarla renklendirir. Şiir maddeye yeniden yaşam ve değer kazandırır” ifadelerini kullandı.

"EDEBİYAT ÖZGÜRLÜKTÜR"

Edebiyatı özgürlük olarak tanımlayan Değirmenci, “Edebiyatın işlevlerinden birisinin kahince fikirler yürütmek olduğunu belirtti. “Sanatçılar acımasızdır, konularını nerede bulurlarsa orada alırlar” diyen Değirmenci, sanatın toplumsal gerçeklik yönüne vurgu yaptı. Resim sanatıyla ilgili de Değirmenci, “Yüzyılları aşarak ve farklılıklar aracılığıyla bize teslim edilmiş bir bayrak yarışı” çubuğuna benzeterek, “Hayal gücümüzden başka sınır yoktur” dedi.

İnsan yaratıcılığının en güzel yanlarından birisinin sanatla dile getirildiğini anlatan Değirmenci şunları dile getirdi: “Şiir yazarsın, resim yaparsın, müzik aleti çalarsın, destan, roman, öykü yazarsın ama sonuçta hepsi insanı anlatır, insanın geldiği doğayı anlatır, doğanın içindeki canlı cansız varlıkları anlatır” Dünyanın ve ülkenin içinde geçtiği döneme de işaret eden Değirmenci, örgütlü mücadelenin önemine değinerek, “Toplumsal gerçeklik yeniden ayağa kalkmak zorundadır, toplumsal gerçeklik savaşlara ses çıkarmak zorundadır, toplumsal gerçeklik acılara hüzünlere ses vermek zorundadır. Toplumsal gerçeklik bize yol gösteren birleşen insan emeğidir, işçi sınıfının önderliğidir” ifadelerini kullandı.