Asgari ücretliler için şartlar her gün ağırlaşıyor: Evlenen ayrı eve çıkamıyor
İstanbul’un Tuzla ve Pendik ilçelerinde yaşayan işçiler, gün geçtikçe yaşamlarının daha da zorlaştığını söylüyor.
Hilal TOK
İstanbul
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ara zam için toplantılara başladı. İstanbul’un Tuzla ve Pendik ilçelerinde yaşayan işçiler, gün geçtikçe yaşamlarının daha da zorlaştığını söylüyor. İşçiler geçinemedikleri için anne, baba, eş, çocuk, ailece yaşadıklarını, evlenmelerine rağmen ayrı evde yaşayamadıklarını söylüyor. Kimi işçiler 15 bin ila 17 bin oranlarını dile getirirken, bir tekstil işçisi ise 10 bin lirayı geçen açlık sınırını, 30 bin lirayı geçen yoksulluk sınırını hatırlatarak, “Bize verilene tamah etmemeliyiz” diyor.
"ÜRETTİĞİM PANTOLONU ALAMIYORUM"
Tekstil işçisi Ali, eşi ve iki çocuğuyla birlikte anne ve babasının evinde kalıyor. Kiraya çıkmak onun için imkansız olduğundan başka bir şansı yok. “Hiçbir şey yapamıyoruz. Sosyal hayat denen bir şey yok. İkramiyeyi çıkarırsak aldığımız ücret asgari. Üstelik şu an babam ve annemle kaldığımız ev bile kiralık. 4 bin lira veriyoruz buraya. Ben ürettiğim pantolonu bile alamıyorum, nasıl ayrı eve çıkayım?” diyor.
Temel tüketim maddelerine gelen zamları hatırlatan Ali şunları söylüyor: “Asgari ücrete yapılan zam daha cebimize girmeden çıkıyor. Babam, ben, annem çalışıyoruz, zor geçiniyoruz. Bizim binada her ay birinin elektriği kesiliyor. Sosyal hayat desen yok. Geçen sene ev sahibi asgari ücrete iki kere zam gelince ara zam yaptı kiraya. Ben fazla mesai yapıyorum, en azından bir faturayı çıkarırım diyerek. Bir de vergi dilimine gireceğiz, kesintiler artacak. Şimdi tüm bunları düşününce asgari ücretin bu sorunları çözecek kadar yükselmesi lazım. Mesela 15 bin lira olmalı ama başka şeylere zam gelmemeli.”
"BENİM BEKAM ÇOCUKLARIMIN GELECEĞİ"
Seçim öncesi “Güçlü devlet, ülkenin bekası” gibi söylemleri hatırlatan Ali, “Seçim öncesi dedikleri güçlü devlet bu mu? Hani beka beka dedikleri. Vallahi arkadaş benim bekam; karnımın tokluğu, iki kızımın geleceği. Ben istiyorum ki çocuklarım resim, müzik kursuna gitsin, iyi beslensin. Büyüyüp genç kız olacaklar, geceleri sokakta rahat rahat dolaşamayacaklar, isterim ki onların güvenliği olsun. Benim için beka budur” diyor.
Ali ile aynı tekstil fabrikasında çalışan bir başka işçi de anne, baba, eş, çocuk hep birlikte yaşadıklarını söylüyor: “Benim de bir çocuğum var, ailemle kalıyorum. Ben de ayrı eve çıkamıyorum, çıkamayız çünkü geçim sıkıntısı... Çıkan olursa da sonrasında ailesinin evine geri dönüyor zaten, pek çok arkadaşımızın durumu böyle. Asgari ücret 17 bin olmalı, ama öyle olsa bile benim ailemle ayrı eve çıkmam zor. Ama en azından şimdi tüm aile oturduğumuz evde biraz nefes alırız.”
"HİÇBİR ŞEKİLDE KESİNTİ YAPILMAMALI"
Kutlu, 5 bin lira kira ödeyen bir tekstil işçisi. İhtiyaç olan her şeyin lüks haline gelmesinden şikayet ediyor. Kurban Bayramı’nda kurbanlık hissesine girmek bile onun iki aylık ücretine denk düşüyor. “Önümüz Kurban Bayramı, her bir hisse için 16 bin lira istiyorlar. Ben asgari ücret alıyorum, nasıl gireyim? Kurban bana bakıyor, ben ona bakıyorum. Biz Kurtköy’den çıkıp Pendik’e bile gezmeye gidemez hale gelmişiz. Asgari ücret bir aileye yetebilmeli ama gel de onu patrona anlat.”
Tekstil İşçisi Mehmet, arkadaşlarının asgari ücret taleplerinin 15-17 bin dolayında olmasına itiraz ediyor. “Kardeşim ne 15 bini” diyen Mehmet şöyle devam ediyor: “Bugün açlık sınırı 10 bini geçti, yoksulluk sınırı 30 bini geçti. Biz buna rağmen asgari ücret 15 bin olsun mu diyeceğiz? Markete gittiğimizde en ucuzunu arıyoruz. Biz sürekli bunun muhasebesini yapıyoruz. Ama hiç etikete bakmadan ürünü alıp gidenler de var. Ben okula giden çocuğuma 20 lira zor veriyorum, çocuğuna kredi kartı verenler var. Bu adaletsizliği çözmeliyiz. Bize verilenlere tamah etmemeliyiz. Sosyal devletse herkes eşit olmalı.”
Mehmet’in talebi asgari ücretli işçilerden hiçbir şekilde kesinti yapılmaması. “Ben fazla mesai yapıp biraz daha kazanayım diyorum ama devlet benim yaptığım fazla mesaiden bile vergi kesiyor. Böyle olmamalı” diyor.
ASGARİ ÜCRET ZAMMI TÜM İŞÇİLERİ ETKİLEYECEK
Bir kompresör firmasında çalışan metal işçisi 13 bin lira aldıklarını, asgari ücrete gelen zam ile kendi ücretlerinin de artacağını söylüyor. Metal işçisi, “Asgari ücrete ne kadar zam gelirse patron bize de o kadar zam yapacak. Ama yine yoksulluk ücretinin altında kalacağız. Zaten geçinebilmek için fazla mesai yapıyor işçiler, yine öyle olacak. Bence asgari ücret en az 15 bin lira olmalı ama hiçbir şeye de zam gelmemeli. Gıda, kira, ihtiyaçlar zamlanmamalı. Anca öyle biraz nefes alınabilir. Alım gücü yok çünkü. Seçimlerden sonra bile nasıl yükseldi fiyatlar. Ekmek bile 6 lira oldu” diyor.
Evrensel'i Takip Et