Suriyeli işçileri katleden sanık, avukatını görevden aldı
16 Kasım 2021’de kaldıkları evde gece uyku halindeyken yakılarak katledilen Suriyeli işçilerin davası İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
İzmir’in Güzelbahçe ilçesindeki bir inşaat şirketinde çalışan ve 16 Kasım 2021’de kaldıkları evde gece uyku halindeyken yakılarak katledilen Suriyeli 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish davasının ikinci duruşması bugün İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
3 işçi genci yakarak katleden tutuklu sanık Kemal Korukmaz hakkında, “Tasarlayarak canavarca hisle yangın çıkarmak suretiyle öldürme” suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, “taksirle mala zarar vermek” suçundan ise 6 yıla kadar hapis istemiyle yargılama yapılıyor.
Duruşmaya katledilenlerin yakınları ve avukatları katılırken, sanık Kemal Korukmaz ve avukatları da salonda hazır bulundu. Ayrıca İzmir Barosu, Konak Kent Konseyi Mülteci Meclisi, Mültecilerle Dayanışma Derneği, Sığınmacı Hakları Derneği, Mülteci Medyası Derneği, İzmir Mültecilerle Dayanışma Platformu, Halkların Köprüsü Derneği, İHD duruşmayı takip etti.
Duruşmada ilk olarak bir önceki celse istenen evraklara gelen cevaplar okudu. Sanığın akli dengesinin yerinde olduğunu söylemesine rağmen bir önceki celse avukatları tarafından talep edilen akli dengesinin yerinde olup olmadığına dair rapor Adli Tıp Kurulu tarafından gönderildi. Raporda sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu bildirildi.
SANIK TEHDİT EDİLDİĞİNİ İDDİA ETTİ
Sanık Kemal Korukmaz savunmasını yazılı olarak mahkeme heyetine sundu. Korukmaz duruşmada okunan ifadesinde, olay günü yaşananları anlattı. Korukmaz’ın yazılı savunmasında şu ifadeler yer aldı; “Birlik Beton’da yıllarca patronum Suat Matur ile çalıştım. İfade vermememin sebebi eski patronunum ailemi ve beni tehdit etmesidir. Bana ve aile bir şey olursa sorumlular bunladır. Bana gönderdiği avukat da deli taklidi yapmamı söyledi.”
Olay günü Urla’da olduğunu ve zeytinyağı taşıdığını söyleyen Korukmaz, olay yerine yangın sırasında geldiğini belirtti. Yangın sonrası hastaneye gittiklerinde patronun oğlu Malik Matur’un hayatını kaybeden Suriyeli işçilerle ilişki kurmasını engellediğini ve yolda gergin olduğunu aktaran Korukmaz, olaydan sonra da dükkana gittiğinde kendisini kovduklarını ve olayı üstlenmesi için tehdit ettiklerini söyledi.
Daha sonra söz alan müşteki avukatlarından Eylem Soylu, Korukmaz’a ifadesiyle ilgili sorular yöneltti. Soylu, “İfadede olaydan sonra Malik Matur’un kendisini tehdit etmesiyle ilgili polis ve jandarmaya gittiğini söylüyor. Karakola ne zaman gittiniz ve şikayetinizi sözlü olarak kime anlattınız? Komiserle tanıştığına göre neden ısrarcı olup şikayetçi olmadı” diye sordu.
Sanık Korukmaz, “Tarihleri hatırlamıyorum. Ama yangın olayından 7-8 gün sonra olabilir. Karakolda sivil bir memur vardı. Beni karakoldan içeri bile almadı. Memurun ismini de bilmiyorum” şeklinde cevap verdi.
SANIK AVUKATINDAN ISRAR: AKLİ DENGESİ YERİNDE DEĞİL
Söz alan sanık avukatı ise müvekkilinin ifadelerinde sürekli çelişkiler bulunması, kamu kurumlarında kendisinin tanındığını söylemesini, zeytinyağı olayını ayrıntılı olarak anlatarak olayı başka yerlere çekmeye çalışmasından kaynaklı akli dengesinin yerinde olmadığını düşündüğünü dile getirdi.
“AKLİ DENGEM YERİNDE”
Avukatına itiraz eden Kemal Korukmaz da akli dengesinin yerinde olduğunu belirtti. Avukatını azlettiğini dile getiren Korukmaz, “Avukatımın karşı tarafla irtibatta olduğunu düşünüyorum, cezaevine hiç gelmedi. Duruşmadan gitmesini istiyorum. Bana ‘mahkemede konuşmayacaksın rapor alıp seni kurtaracağız’ dedi. Bu avukatı bana gönderen de benim düşmanımdır” diye konuştu.
Müşteki avukatlarından Eylem Soylu, sanığın avukatı bulunmadığı için bu durumun istinaf sürecinde sorun oluşturacağını söyleyerek, sanığa barodan bir avukat atanmasını ve işlemlere daha sonra devam edilmesini talep etti.
Savcı da sanığın üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyeti açısından ifadesinin avukatları huzurunda alınması gerektiğini belirterek, duruşmanın ertelenmesini istedi. Savcı ayrıca sanığın İzmir 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde düzenlenen tehdit davasındaki müzekkerenin cezaevi idaresinden sorulmasını talep etti.
DURUŞMA 4 EYLÜL’E ERTELENDİ
Ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın müdafisini duruşma anında azletmiş olması, sanığın üzerine atılı suçun müdafisi ile ifade vermesini gerektirdiği nedeniyle sanığa müdafi bulunmasına, müşteki avukatlarının taleplerini celse arasında yazılı olarak bildirmesine, hazır olan tanıkların yeni duruşma gününde dinlenilmelerine, ilk celsede verilen ara kararlara gelmeyen cevapların tekrar sorulmasına hükmetti. Duruşma 4 Ekim saat 14.30 tarihine ertelendi.
“NEFRET SÖYLEMİ YASASI ACİLEN ÇIKARILMALI”
Duruşması öncesi İzmir Mülteci Dayanışma Platformu adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Hacer Yeşilçay, sanığın ilk duruşmadaki ifadesini hatırlatarak, “Failin sözleriyle de açıktır ki, bu cinayetler ırkçı saikle işlemiştir” dedi.
Adaletin yerini bulmasının sadece failin hak ettiği cezayı alması ile mümkün olmadığını dile getiren Yeşilçay, “Bu bağlamda faili cinayete azmettiren nefret ortamının oluşmasına zemin hazırlayan nefret söylemi son bulmalı ve bu söylemi dile getirenlerin de yargılanmasını sağlayacak bir nefret söylemi yasası acilen çıkarılmalıdır” diye konuştu.
İzmir’de Suriyeli inşaat işçileri Mamoun al-Nabhan, Ahmed Al-Ali ve Muhammed el-Bish'in uyurken yakılarak öldürülmesine dair davanın ikinci duruşması görüldü
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) June 14, 2023
İzmir Mülteci Dayanışma Platformu: Nefret söylemi yasası acilen çıkarılmalıhttps://t.co/RjTqF2EGY0 pic.twitter.com/H3FKIsMJJ0
(İzmir/EVRENSEL)