Şile’de belediye eliyle kıyı tahribatı
Şile Ayazma sahilinde, AKP’li Şile Belediyesi tarafından tesisler yapılmasını da kapsayan düzenleme tepki çekti. Doğal sit alanı olan kumsaldaki yapılaşmayı Çevre Bakanlığı da destekliyor.
Fotoğraf: Yusuf Yavuz
Yusuf YAVUZ
İstanbul’un Şile ilçesinde 1. Derece doğal sit alanı olan Ayazma sahilinde ilçe belediyesi tarafından yürütülen kıyı düzenlemesi sırasında doğal alanın tahrip edilmesi tepki çekti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının da desteğiyle AKP’li Şile Belediyesi tarafından yapılan düzenleme, kum üzerine tesisler yapılmasını da kapsıyor. İş makineleriyle kumsalda yürütülen çalışmalar sırasında korunan alan niteliğindeki kumsalın tahrip edildiğine dikkat çeken Şile Sivil İnisiyatifi, projenin yasalara aykırı olduğunu savundu.
İSTANBUL, KIYI KUMULLARINI ADIM ADIM KAYBEDİYOR
Şile kıyı kumulları toplam 13 kumula sahip İstanbul’un önemli doğal miraslarından biriydi. Türkiye’nin kıyı kumulları konusunda yıllarca bilimsel çalışmalar yürüten Prof. Dr. Turhan Uslu’nun verdiği bilgilere göre İstanbul kıyı kumulları 1972 yılında 6521 hektarlık alana ve 70,6 kilometre uzunluğa sahipti ve bu oran İstanbul’un 9591 (1972) hektar kıyı kumuluna sahip olan Adana’dan sonra ikinci sırada yer almasını sağlıyordu. 1987’de İstanbul’un kıyı kumulları 5922 hektara, uzunluğu ise 53,1 kilometreye düştü. Aradan geçen zamanda yaşanan kıyı kumulu kaybıyla ilgili sağlıklı bir veri bulmak zor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Türkiye'nin kıyı kumullarıyla ilgili tespit raporunda 1975 yılında yapılan toprak haritası verilerine yer veriliyor.
ŞİLE AYAZMA SAHİLİNDE TOPLAM 580 BİN METREKARELİK PROJE
İnsan baskısı, yapılaşma, konut, turizm, üniversite ve benzeri yapıların zamanla kıskaca aldığı İstanbul’un kıyı kumulları giderek yok oluyor. Şile kıyı kumullarının akıbeti de farklı değil. Şile Belediyesi’nin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da desteğiyle Kasım 2022’de Ayazma kumsalında uygulamaya koyduğu ‘Kıyı Düzenleme ve Kum Üzeri Tesis Projesi’nin çalışmalarında sona yaklaşıldı. Toplam 580.506 metrekarelik alanda uygulanan proje kapsamında 520 metrekare kapalı alan, 25 adet seyir terası, 16.855 metrekare ahşap yürüyüş yolu, 2564 metrekare çocuk oyun alanı, 1900 metrekare fitness alanı, 21038 metrekare şezlong alanı, 14 adet spor aktivasyon alanı, 413 adet binek araç, 83 Adet engelli araç ve 10 adet otobüs kapasiteli otopark alanı yapılacak. Proje kapsamında ayrıca 2214 metre gezinti yolu, 337 metrekare dinlenme cebi, 3243 metrekare servis yolu, 25 adet gölge elemanı,1337 metre paylaşımlı bisiklet yolu ve 11 adet bisiklet parkının hayata geçirilmesi planlanıyor.
ŞİLE SİVİL İNİSİYATİFİ UYGULAMANIN TAHRİBAT YARATTIĞINI AÇIKLADI
Ayazma kumsalında uygulanan projenin çevre katliamına yol açtığını savunan Şile Sivil İnisiyatifi, konuyla ilgili açıklamasında, uygulamanın kanuna aykırı şekilde yürütüldüğünü öne sürdü. Koruma Kurulu kararına göre kum üzerinde yapılabilecek tesislerin WC, duş, soyunma kabini ve 6 metrekareyi geçmeyen, saçak altı yüksekliği 3,5 metreyi aşmayan, birbirinden en az 150 metre mesafede bulunan satış büfesi gibi demonte, taşınabilir, sökülüp takılabilir ahşap ve sivil mimari örneklerine uygun üniteler olarak belirlendiğine dikkat çekilen açıklamada, “Koruma Kurulu kararı yürürlükte iken ve ayrıca bu ve benzeri yapılacak tüm işler için Kurul onayı mecburi iken, yapılan projede binalar devasa platformlar üzerine yapıldı. Platform üzerinde birçok yapı yapılıyor. Bina yükseklikleri zemin +3.5 metreden çok fazla. Yapılar birbirlerine 150 metreden çok yakın, demonte değil. Gereksiz ahşap yürüme yolları, devasa duvarlar yapıldı. Endemik türler tahrip ve yok edildi, kumsal ekolojik yaşamı tahrip edildi” görüşüne yer verildi.
‘KUMSALA BİNLERCE TON KAYA VE MOLOZ YIĞILDI’
Kumsal ve toprak kıyı şeridinde dozerler ve kamyonlarla hafriyat çalışmaları yapılarak topografyanın değiştirildiğine, ayrıca ekolojik tahribat yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Mevcut yollar genişletilip büyütülmek suretiyle sahildeki tahribat yüzeyi büyütülmüştür. Bakı terasları eklenmiştir. Binlerce ton kaya ve moloz kumsala yığılmıştır, kumsala kanalizasyon hattı yapılarak ilave çevre kirliliği ve riski doğurulmuştur. Platformlar kolayca kapalı alana dönüştürülecek şekilde planlanmıştır. Yapılar tüm kıyı siluetini bozarak kenti çirkinleştirmiştir” denildi.
ÜCRETSİZ DENİZE GİRMEK HAYAL OLDU, PLAJ RANTA KURBAN EDİLDİ
Kıyıdaki düzenlemenin ilave trafik sorunu yaratacağına da değinilen açıklamada, yoğun aydınlatma direklerinin geceleri ışık kirliliğine yol açacağı kaydedilerek ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Ses kirliliği oranı artacaktır. İşletmeler yüzünden kumsalda 24 saat ve 12 ay yaşanılacak ve kumsal ekolojisi toparlanma süreci olan kış aylarında dahi büyük bir baskı altında kalacaktır. Yapılar kanunun hilafına; denize 50 metreden yakın yapılmıştır. Kum zambaklarının etrafı kötü bir yöntemle çevrelendi. Böyle bir proje halkın denize ulaşımını engelleyecektir. Kumsalda oturulacak, havlu serilerek güneşlenecek alanlar daralmış, halkın özgürce kum ve denizden yararlanması kısıtlanmıştır. Ücret ödemeden serbest ve rahat yaşama alanımız elimizden alınarak ranta kurban edilmiştir. İşletmeler otopark alanlarında hâkimiyet kurarak serbestçe otopark engellenecektir. Plaja para ödeyerek giren araçlardan ekstra otopark ücreti talep edilecektir.”