"Eğitimde yaratılan karanlık tabloya karşı harekete geçiyoruz!"

“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi”ne (ÇEDES) tepkiler sürüyor, İzmir, Muğla, Aydın, Kocaeli, Tokat ve Samsun'da gerçekleştirilen açıklamalarda laik eğitim vurgusu öne çıktı. Başta eğitim emekçisi sendikaları olmak üzere birçok kurum ÇEDES'e tepki gösterdi.

İZMİR

İzmir’de Eğitim-İş, Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, Veli-Der, ADD ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, ÇEDES projesi kapsamında 842 okula “manevi danışmanlık” adı altında imam-vaiz görevlendirilmesine karşı Konak SGK İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi.

Kurumlar adına ortak basın metnini Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım okudu. Eğitimin gericileştirildiğini ve niteliksizleştirildiğini söyleyen Yıldırım, “Gerici dernek ve vakıflarla imzalanan protokollere ve projelere karşı çocukları korumak, vatanı korumaktır anlayışıyla alanlardayız. Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim. Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım” dedi.  

“ÇEDES PROTOKOLÜ HUKUKSUZDUR”

ÇEDES protokolünün hukuksuz olduğunu ifade eden Yıldırım, “Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır. Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz. Bu mücadele aydınlanma mücadelesidir, bu mücadele gelecek mücadelesidir, bu mücadele hepimizin mücadelesidir” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

GEBZE

Birleşik Kamu-İş'e bağlı Eğitim-İş Kocaeli 2 No'lu Şubesi, ÇEDES kapsamında yapılan protokolle okullarda' manevi danışman' adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanacak olmasına tepki gösterdi.

Gebze Kent Meydanında yapılan açıklamaya Atatürkçü düşünce Derneği (ADD) ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) de destek verdi. ADD ve ÇYDD de kurumları adına açıklamada bulundu.

Eğitim-İş Kocaeli 2 No'lu Şube Başkanı Bülent Metin, "Sonuna geldiğimiz bu eğitim döneminde gericileştirme ve niteliksizleştirme politikaları dozunu artırmış, bu kuşatmaya bir de ekonomik krizin eğitime yansıması eklenmiştir. Bugün çocuklarımız okullarda musluklardan temiz olmayan suyu içip, kantinden bir tost dahi alamazken; kalabalık sınıflara mahkum edilmişken, mesleki eğitim adı altında sermayeye çocuk işçi olarak sunulurken, ailesi zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki makas daha da açılmışken, eğitim emekçileri açlık sınırında ücretlere mahkum edilmişken, 1 milyona yaklaşan atanmayan öğretmen varken, şimdi bir de çocuklarımız eğitim dışı kurumların kucağına itilmeye çalışılmaktadır" dedi.

"ÇEDES PROTOKOLÜNÜ YARGIYA TAŞIDIK"

ÇEDES uygulamasını eleştiren Metin, "Onca skandala rağmen dernek/vakıf maskesi takmış tarikatlar MEB protokolleri aracılığıyla eğitimde cirit atmaya devam etmektedir. Eğitimdeki bu gericileştirme hamleleri seçimler biter bitmez hızlandırılmış, İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere birçok ilimizde devlet okullarına pedagoji eğitimi almamış din görevlisi gönderilmesi bunun en somut örneği olmuştur. Seçimden hemen sonra İstanbul’da TÜGVA’ya 238 okulun tahsis edilmesi, ÇEDES kapsamında yapılan protokolle okullara 'Manevi danışman' adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi atanması eğitimde çok başlılığın artacağının da net sinyallerini vermiştir. Eğitim-İş olarak, Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırı; laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıt ÇEDES protokolünü yargıya taşıdık" dedi.

"ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN REDDEDİYORUZ"

"Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim! Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım!" diyen Metin, "Okul yöneticilerine sesleniyoruz: Okullardaki eğitim faaliyetinin yasal çerçevede yürütülmesi sizlerin sorumluluk alanınızdır. Koltuğunuza değil, onun arkasında asılı olan Başöğretmen’in resmine bakın ve bu protokolleri reddedin. Eğitim emekçilerine sesleniyoruz: Sevgili meslektaşlarımız; öğrencilerimiz bizlere Başöğretmen’in emanetidir. Onları, laiklik karşıtı uygulamalara terk etmeyiniz! Kimsenin sizin dersinizi bölme, gasp etme, sizin dersinizden öğrenci çıkarma hakkı yoktur. Bu tür girişimleri her şeyden önce öğrencileriniz, sonra mesleki itibarınız için reddediniz! Velilerimize sesleniyoruz: Çocuklarınızın eğitim adı altında manen ve fiziken güvencede hissetmeyecekleri hiçbir uygulamayı kabul etmek zorunda değilsiniz. Onların geleceği için bu protokolü reddedin!" ifadelerini kullandı. (Gebze/EVRENSEL)

MİLAS

Eğitim Sen Milas Temsilciliği ÇEDES projesine ilişkin Atapark Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Milas Temsilcisi Sinan Coşkun, siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirmeye çalıştığını söyledi.

“ÇEDES projesi hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içermektedir” diyen Coşkun şunları söyledi; “Laik eğitim, din ve mezhep farklılıkları üzerinden farklı inançtan ve mezhepten insanların birbiriyle çatışmalarına son vermek, her inancın kendisiyle ve diğer inançlarla eşit haklar temelinde ilişki kurmasını güvence altına almak açısından önemlidir.”

“LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”

ÇEDES uygulamasının hem çocukların sağlıklı gelişiminin hem de eğitim sisteminde eşit, özgür ve bilimsel düşüncenin ilerlemesinin önünde önemli bir engel olduğunu ifade eden Coşkun, “Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Laik ve bilimsel eğitim için yürüttüğümüz mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi. (Muğla/EVRENSEL)

TOKAT

Tokat'ta ise Eğitim Sen'in çağrısıyla gerçekleştirilen açıklamaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, SES, CHP, EMEP ve Sol Parti de destek verdi.

Açıklamayı Eğitim Sen Tokat Şube Sekreteri Ercan Özel okudu. "ÇEDES Projesi, öğrencilerin hem okulda hem de okul dışı ve yaz tatillerindeki geçirdiği zamanları ele geçirerek okulu ve öğrencileri dini referanslı eğitim anlayışı ile siyasallaştırmaktadır" denilen açıklamada laik eğitimin önemi vurgulandı.

Özel, açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Milli Eğitim bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı, bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik ÇEDES ve benzeri uygulamalardan derhal vazgeçmelidir.

Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerinin parçası haline getirilemez! Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz." (Tokat/EVVRENSEL)

AYDIN

Eğitim-İş Aydın Şubesi ÇEDES projesine ilişkin Kent Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm Bel-Sen, Belediye-İş, Aydın Barosu, AYÇEP, İHD, Emek Partisi gibi sendika, dernek ve siyasi parti temsilcilerinin de destek verdiği açıklamada basın metnini Eğitim-İş Aydın Şubesi Örgütlenme Sekreteri Yasemin Semiz okudu.

Semiz, “Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz, gelin bu protokolü birlikte reddedelim. Eğitime, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkalım. Çünkü ÇEDES protokolü hukuksuzdur. Anayasamıza, yasalara ve yönetmeliklere açıkça aykırıdır. Laik ve bilimsel eğitimle taban tabana zıttır” dedi. (Aydın/EVRENSEL)

SAMSUN

Eğitim Sen Samsun Şubesi, şube binasında yaptığı basın açıklaması ile 2022-2023 eğitim öğretim yılını değerlendirdi. Eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekilen açıklamada ÇEDES'e de tepki gösterildi. Sendika adına açıklamayı Şube Başkanı Ersun Gür okudu.

Gür açıklamasında ÇEDES'e ilişkin şu ifadelere yer verdi:

"Bir milyon 200 bin  eğitimcinin çalıştığı ve emek harcadığı okullarımızda değerler eğitimi adı altında vakıflarla, cemaatlerle ve müftülüklerle birlikte  yapılan bu uygulamalar ve görevlendirmeler açıkça bilimselliğe laikliğe mesleğimize ve emeğimize yönelik bir saldırı olduğu kadar eğitimi dinselleştirme ve siyasetin arka bahçesi haline getirme projesidir.

Milli Eğitim Bakanlığının görevi çocuk ve gençleri tarikat ve cemaatlerin eline bırakmak değil, insanlığın ortak evrensel değerleri doğrultusunda yetiştirmek, temel insan hakları ve çocukların yararını gözetecek,  eleştirel düşünce becerisi kazandırabilecek okul ortamları barınma ve beslenme  ihtiyaçlarının  karşılanmasıdır." (Samsun/EVRENSEL)