18 Haziran 2023 03:45

Bir Ayrılış Hikayesi: Antakya’dan Balıkesir’e, Balıkesir’den Antakya’ya…

Ersin Karasu depremden sonra yaşadıklarını yazdı.

Antakya | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Ersin KARASU

6 Şubat 2023 günü sabaha karşı, saat 04.17’de doğa; dünyada sıyrılmak istediğimiz her şeyden bizi yalıtan sığınaklarımızın dayanıklılığını test etti. Ne yazık ki pek çok insan; yuva bildiği, güvendiği duvarların altında kaldı.

Şimdi geriye bakıp düşünüyorum, ne hissetmiştim? Deprem anıyla ilgili hatırladığım en güçlü duygu korku galiba. Bitmek bilmeyen sarsıntılar boyunca sanırım korkunun her türlüsünü yaşadım.

Nihayet birbirine karışan sesler ve çalkantılar bittiğinde; ayaklarımızın altında ezilen cam kırıklarının çıtırtıları arasından geçip kendimizi duvarların dışındaki ıslak, soğuk ve zifiri karanlık hiçliğe attık.

Arabanın koltuğuna oturduğumda boğazım kupkuruydu, şoktaydım. Şimdi ne olacaktı? Şimdi ne olacaktı? Kaç kez sordum kendime bilmiyorum. Duvarların içinde enkaza dönen hayatlarımız vardı, duvarların dışında “ölüm namussuzu”ndan kurtulan canlarımız.

Gün aydınlandıkça, haberler geldikçe yaralarım derinleşti. Günler geçtikçe kentimize benzedi kalbim de: Yıkık, paramparça… Evet canlarımız kurtulmuştu, önemli olan buydu, hepsi geçerdi, geçecekti. Peki ya canlarını moloz yığınlarının arasından kurtaramayanlar?

Hayatımızı yeniden kurmalıydık ama yaşam koşulları yeniden oluşana kadar Defne’den, Antakya’dan uzaklaşmak gerekiyordu.

Birine sarılma ihtiyacı duyduğunda ilk kim gelir aklına? Eşini, çocuğunu, anneni demiyorum, başka kim? Bazen düştüğünde ayağa kalkmak için bir ele tutunmak istersin. O el kimin eli?

Bütün zorluklara rağmen “Asi inadıyla” kuzeye doğru akıp Balıkesir’e vardık. Can dostum, canım dostum, kardeşim, arkadaşım Barış ve yüreği güzel kendi daha güzel eşi Zeynep; her zamanki gibi öyle ince ince düşünmüşlerdi ki her detayı daha ilk anda kaybettiğim gülümseme geri geldi yüzüme.

Balıkesir… İlk gençliğim, öğrenciliğim, kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendiğim, kendimi şekillendirdiğim şehir. Balıkesir… Bize iyi geleceğini biliyordum çünkü kalbimin bir parçası hep burada attı benim.

Bize kapılarını açtılar, bizi sevgiyle kucakladılar. Çocuklarımız okula başladı ve ben hayatımda ilk defa kendi okulum dışında bir kurumda öğretmenlik yaptım, büyük bir onurla…

Bize el veren okulda yemekhane personelinden sekretere, temizlik görevlisinden güvenliğe ve özellikle de öğretmen arkadaşlarıma, okul yöneticilerine bize gösterdikleri ilgi ve güler yüzlü yaklaşımları için minnettarım. Bu okulda geçirdiğim kısacık zaman ömrüm boyunca anılarımda yaşayacak. Bize ne kadar iyi geldiğinizi anlatamam.

Şimdi kızımı Balıkesir’de çoğalttığım dostlarıma emanet edip Antakya’ya, Defne’ye dönüyorum. O kenti yeniden yaşanılabilir hale getirmek üzere elimden geleni yapmak için. Biliyorum ki bir şehir yaşayanlarıyla güzelleşir. Bir gün doğunun kraliçesi Antakya’m bütün güzelliği ile doğrulup ayağa kalktığında dostlarımı orada görmeyi diliyorum.

ÖNCEKİ HABER

Gazeteci Sinan Aygül'e saldıran AKP’li başkanın korumaları tutuklandı

SONRAKİ HABER

Kırbaca ve kılıca ‘Hayır De’mek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa