19 Haziran 2023 05:11

Ortaca’da çocuk çalıştırmayan iş yeri yok

Özellikle mülteci çocukların yoğunlukta olduğu Muğla Ortaca Sanayi Sitesinde çocukların çalışmadığı iş yeri neredeyse bulunmuyor.

Fotoğraf: Burcu Yıldırım / Evrensel

Paylaş

Abidin ÇINAR
Muğla

Milli Eğitim Bakanlığı ile iş yerleri arasında yapılan Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) protokolleri kapsamında on binlerce çocuk, ağır sanayi başta olmak üzere birçok alanda işçi olarak çalışıyor. Muğla Ortaca Sanayi Sitesinde de çok sayıda çocuk çalışıyor. Özellikle de mülteci çocukların yoğunlukta olduğu bölgede çocukların çalışmadığı iş yeri neredeyse bulunmuyor.

İlk girdiğimiz tarım aletleri satan iş yerinin önünde akıcı Türkçe ile konuşan Halit’e denk geliyoruz. Halit 8 yıl önce ailesiyle Suriye’den gelenlerden. 15 yaşına girmek üzere olan Halit iki yıl önce okulu bırakmış. Meslek sahibi olabilmek umuduyla sanayide kamyon tamir işleri yapan iş yerinde çalışmaya başlamış.

"SABAH 8, AKŞAM NE ZAMAN BİTERSE"

“Çalışmaya başlayalı iki yıl olmasına karşın bir ay öncesine kadar 3 bin TL alıyordum” diyor Halit. Ücretinin daha yeni 6 bin lira olduğunu söyleyen Halit, “6 kardeşiz, annem ve babam mevsimlik işlerde ve iş buldukları zamanlarda narenciye işlerinde çalışıyorlar. Oturduğumuz ev eski, 4 bin lira kira veriyoruz, nenem de bizimle yaşıyor. Sabah saat 8’de işe başlıyorum, iş ne zaman biterse eve gidebiliyorum” diyor.

"HAFTANIN 6 GÜNÜ ÇALIŞIYORUM"

Çalışma koşullarını sorduğumuz Halit, “İş yerimden memnun sayılmam. Okulu bıraktım bir meslek edineyim diye ama çalışma şartları çok zor, her şey ağır. Usta bağırıp çağırıyor, arada dayak yediğim de oluyor. Çırağım, kalfa olamadım. Kamyon tamir edebileyim, meslek edineyim diye bu işe girdim. Kamyon yerine minibüs tamiri yapmaya başladık. İşi yarı yarıya öğrendim sayılır. İşten sonra doğruca eve gidiyorum. Yani evden işe, işten eve. Haftanın 6 günü çalışıyorum. Herhangi bir yere gidemiyorum. Sadece Suriyeli İbrahim adında arkadaşım var, onunla evlerimizde buluşuyoruz” diyor.

Halit kendisi gibi sanayide çalışan arkadaşı İbrahim’in yanına götürüyor beni. Tam İbrahim ile sohbet etmeye başlıyoruz ustası, “Neredesin? Çabuk gel” diyerek İbrahim’e bağırıyor. İbrahim de 15 yaşında kamyon tamircisi çırağı. “5 bin 200 TL ücret alıyorum. İşler zor ve ağır. Pazar hariç her gün çalışıyorum” diyen İbrahim, ustasının yanına dönüyor.

"BAZEN PAZAR GÜNLERİ DE ÇALIŞIYORUM"

Halit’in ağabeyi Hüseyin 20 yaşında. O da 6 yıldır aynı iş yerinde çalışıyor. Hüseyin, “Artık usta sayılırım” diyor, kendisi için. Haftanın 6 günü bazen pazar günleri de dahil sürekli çalıştığını ifade eden Hüseyin, “İş yerimizde servis ve gelen araçların tamirini yapıyoruz. Akşam 7-8 gibi işimiz bittiğinde eve gidiyorum. İş olunca patron pazar günleri de çağırıyor. Seçimlerden dolayı biraz bekledi sigorta işim, sanıyorum sigortam yatmaya başladı. İşe girdiğim ilk günlerde çok zorlandım. Kafama levye de çekiç de yedim ama işi öğrendim” diyor.

Çalışmak dışında sosyal hayatına vakit bulup bulamadığını sorduğumuz zaman Hüseyin, “İlk defa 4-5 arkadaşımla denize gidebildim” diyerek cevap veriyor. 9 yaşında Suriye’den çıkmak zorunda kaldığını anlatan Hüseyin, “Suriye’den çok Türkiye’deki yaşamı biliyorum. Bizlere bakış açısı değişirse Türkiye’de kalmayı düşünüyorum. Duruma göre Suriye’ye dönmeyi de düşünebilirim” diyor.

"HER İŞLETMEDE MÜLTECİ ÇOCUK ÇALIŞIYOR"

Ardından, sanayide bahçe aletleri ve tarım makineleri satan bir iş yerinin sahibi ile görüşüyoruz. “30 yıldır sanayide aynı işi yapıyorum. Sanayide çalışan çocuk sayısı sayılamayacak kadar çok. Sanayideki her işletmede bir veya iki mülteci çocuğun çalıştığını söyleyebilirim. Sanayiyi ayakta tutanlar da çalışan mülteci çocuklar diyebilirim” diyor.

Üniversitede eğitim gören kızının eğitim masraflarını karşılamakta zorlandığını ve büyük kızının çalıştığı özel okulda karşılaştığı haksızlığı da anlatan esnaf, “Kızım Ege Üniversitesinde okuyor. Okul masrafları aylık 15 bini buluyor. Benim iş yerim olduğu halde kızımı zor okutabiliyorum. 4 bin lira kira ödüyorum kızımın kaldığı yurt için. Asgari ücret alan aileler çocuklarını nasıl okutsunlar? Büyük kızım felsefe okudu. Rehber öğretmen olarak özel bir kolejde çalışıyordu. Okul müdürü genç öğretmenlere hakaret etmiş, aşağılamış. Kızım ve 4 arkadaşı kolejden istifa ederek ayrıldılar. Şu an büyük kızım da işsiz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

TÜPRAŞ işçisi yoksulluk sınırının altını istemiyor

SONRAKİ HABER

Kahvaltı, piknik, çay, film, eylem, açıklama… LGBTİ'lere hepsi yasak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa