21 Haziran 2023 04:14

Asgari ücretlinin hali: Elektrik, su, doğal gaz kesik, ev sahibi ‘Evden çıkın’ diyor

Pendik Esenyalı Mahallesi’nde görüştüğümüz asgari ücretli ailenin elektrik, su ve doğal gaz biriken borçlar nedeniyle kapatılmış. Kapatılan vanaların mühürleri sökülmüş.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Mesut, Zehra ve iki çocukları... Asgari ücretle geçinmeye çalışırken yığınla artan borçlar altında her gün ezilen milyonlarca aileden biri. Pendik Esenyalı Mahallesi’nde, üç katlı bir binanın giriş katında; rutubetli, duvar sıvaları dökülen iki göz odalı bir evde elektrik, su ve doğal gaz biriken borçlar nedeniyle kapatılmış. Kapatılan vanaların mühürleri sökülmüş. Zehra, “Ne yapalım, susuz, elektriksiz kalacaktık. Ödeyemiyoruz, böyle kullanıyoruz mecbur” diyor. Mühürler söküldüğü için artan faturalara bir de ceza aidatları ekleniyor. Asgari ücret giren evde, fatura borçları kısa sürede iki asgari ücreti aşar olmuş.

KIRIK DÖKÜK EVE 5 BİN LİRA İSTİYORLAR

Mesut yüzde 62 engelli, bir metal fabrikasında çalışıyor. Aldıkları yardımlar İBB’den 350 liralık market kartı ve Türk Aile Destek Paketi kapsamında 1250 lira. İcra borcundan dolayı Mesut’un ücretinin dörtte biri kesiliyor. Aldığı yardımlar kesintiyi bile karşılayamıyor. 2 bin liralık kirasını düzenli ödemeye çalışan aile bir de ev sahibinin, “Kiraya 5 bin vereceksiniz, yoksa kapının önüne koyarım” tehdidiyle karşı karşıya.

Zehra içinde bulundukları durumu şöyle özetliyor: “Faturalar 15 bini aştı, onlar kesiyor biz açıyoruz, usulsüz kullanımdan dolayı ceza üstüne ceza geliyor. Evde çamaşır makinesi, elektrik süpürgesi, televizyon bozuk. Komşular yardım ediyor. Bazen çamaşırları elimde yıkıyorum, dün iki leğen yıkadım. Eve damacana su da alamadığım için komşunun arıtmasını kullanıyorum. Utana sıkıla gidiyorsun. Laf etmeseler de ‘Elektriğim, suyum fazla geldi’ dediklerinde gücüme gidiyor. Bir de ev sahibi çıkın diyor. 5 bin lira istiyor kiraya. Bu ev 5 bin lira etmez bile, muslukları kırık, duyuları bozuk. Ev dökülüyor. Rutubetli, bu evde oturmaya başladığımdan beri nefes darlığı başladı bende. Ev sahibi her gün arayıp tehdit ediyor, bir kere kapıma dayandı. Beni dövmeye kalktı, üzerime yürüdü. Polis çağırdım. Polis gelene kadar gitti. Sağdan soldan yardım alıyoruz, borç alıyoruz.”

O gün de biz geleceğiz diye karşı sokaktaki komşudan elektrik süpürgesi alıp evi süpürmüş Zehra.

"DOĞAL GAZ SAYACINI KALDIRACAKLAR"

Evin buzdolabında, yumurta, zeytin ve biraz peynir ve salça var. Önceki gün sofraya gelen yemeğin sadece bulgur pilavı olduğunu söylüyor: “Gün oluyor aç kalıyoruz. Ramazanda bir yardım paketi geldi, içindeki bakliyatları pişirip yemek yapıyorum. Dün bulgur pilavı yapabildim sadece, bir de komşunun verdiği domates salatalıktan koydum yanına, yedik. İBB’nin 350 liralık market kartı bir şey almaya yetmiyor. Milletin eskilerini giyiyorum. Burada gördüğünüz ev eşyalarını hep görümcem verdi. Halılarımı eski üst komşum taşınırken verdi. Doğal gazı mühürlenmesine rağmen kullandığımız için sayacı komple kaldıracaklarına dair bir kağıt gönderdiler şimdi. Baş edemiyorum artık… Bu evi boşaltmak zorunda kalsak hiçbir yere gidemeyiz. Ailem Malatya’da depremzede oldukları için, ablamın evine geldiler. Ablamın evinde zaten iki aile kalıyorlar, biz ne yaparız? Bize yardım başvurumuz sonrası gelip bakan memurlar oldu, televizyonu görünce ‘Bizim evde böyle televizyon yok’ dedi. Bu televizyonu görümcem verdi ve bozuk. Asgari ücretle yaşamak gerçekten çok zor.”

Bugüne kadar pek çok yere yardım başvurusunda bulunmuşlar. Kocasının engelli kartı olduğu için, genelde yardımlara eşi başvuruyor. Zehra’nın başvuruya gitmesi, ekstradan yol ücreti vermesi ve ev sahibinin çocuklar evde yalnızken kapıya dayanması demek.

"BİZİ YARDIMA MAHKUM ETMESİNLER"

Asgari ücretle metal fabrikasında çalışmaya başlamadan önce uzun süre işsiz kalmış Mesut. Bu süreçte biriken borçları kapatma uğraşına girmiş çalışmaya başlayınca. Şimdi aldığı asgari ücret bu borçlara yetmiyor. Asgari ücretin belirlenmesinin arifesinde yaşadıkları durumu kendi ağzından anlatıyor: “Benim memlekette tapulu bir yerim görünüyor, bu yüzden de yardım vermiyorlar. Kredi de çekemiyorum artık, borçlarım olduğu için. Asgari ücretin dörtte biri borçlara gidiyor. Bu benim değil devletin ayıbı. Asgari ücrete zam yapacaklar şimdi. Ekmeğin fiyatını 2 liraya çeksin. Patates soğanın kilosunu 1 liraya çeksin bana gerekirse zam yapmasın. İki yeğenim üniversite mezunu boşta, işsiz. Ben iyi kötü engelli kadrosunda olduğum için iş buldum, yoksa onu da bulamazdım. Benim oturduğum gibi evler 7 ila 10 bin lira arasındaysa eğer, benim en kötü 25 bin lira almam lazım. Ama kalkıp da sen beni sosyal yardıma mahkum edersen olmaz. Sen beni niye buna mahkum ediyorsun ki? Sonuçta ben çalışıyorum, özgürce yaşayabilmem lazım. Hiç olmazsa bir yaz çoluğumu çocuğumu tatile götürmem gerekiyor. Ben bunları yapamıyorum, ben çocuklarımı adaya bile götüremiyorum.”

"YETEMEMEK ZORUMA GİDİYOR"

“Verdiğim emek, aldığım ücrete değmiyor” diyen Mesut, fabrikasındaki tüm işçilerin bu halde olduğunu söylüyor: “Kamuda çalışmak için 10 yıldır sınavlara giriyorum, atanamadım. Yetememek, bir baba olarak zoruma gidiyor. Çocuğuna haftada bir gün et alamadığında, bir ayakkabı alamadığında zoruna gider elbet. Yarın öbür gün, çocuğum gelip bana ‘Sen benim için ne yaptın’ dediğinde, ne cevap vereceğim? Hiçbir şey yapma, bir çocuğumun okula gidip gelme masrafı 30 lira. Beni sosyal yardıma mahkum etmesinler. Sosyal yardıma ihtiyacı olan kimdir? Adam çalışamıyordur, gücü yoktur, kimsesizdir, yaşlıdır. O insanlara et, eyvallah. Ama sen bana geçinebileceğim bir asgari ücret ver.”

* İsimler ailenin isteği üzerine değiştirilmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Türkiye'nin aydınlığa çıkması için gerekirse 16'lı masa kuracağım

SONRAKİ HABER

EMEP Yüreğir İlçe Başkanı Ferit Kilis sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa