Tarsus'ta halk tarım alanlarına çimento fabrikası yapılmasına karşı çıkıyor
Tarsus'ta yapılmak istenen çimento fabrikasına karşı halk, "Birileri para kazanacak diye, kâr ve rant uğruna bu tarım arazileri heba edilemez" diyor.

Fotoğraf: Evrensel
Ali ÇELEBİ
Mersin
Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Yanıkışla, Yamacı, Çokak, Karaharnuplu, Çavuşlu, Durak, ve Koçmarlı Mahallelerinde Nudri Gıda A.Ş tarafından yapılması planlanan çimento fabrikası ve hammade sahaları projesiyle ilgili Yanıkışla mahallesi köy kahvesinde yapılmak istenen ÇED sürecine dair toplantı halkın itirazı sonucu yaptırılmadı. Köylülerin mücadelesine Mersin Çevre Platformu, Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Tarsus Emek Partisi İlçe Örgütü, Mersin Emek Partisi il yöneticileri, Türkiye İşçi Partisi Mersin il yöneticileri de destek verdi.
Fotoğraf: Evrensel
Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan halkın haklı mücadelesinin yanında olduklarını belirterek, "Halkın yapılmasını istemediği bir şeyi belediye olarak biz hiç istemiyoruz.” dedi.
Yöre halkı, şirket yetkililerin fiziki durumu oluşturulamadığı için toplantının yaptırılmadığına dair bir tutanak tutulmasını ve tutanağın mahalle muhtarları, belediye başkanı, yöre dernek başkanları ve yetkililer tarafından imzalamasını talep ettiler. Ancak Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri daha önce kendilerinin hazırlamış oldukları tutanağı imzalatmak istediler. Yetkililer mahallelilerin ve katılımcıların diretmesi üzerine önceden hazırladıkları tutanağı değiştirmek zorunda kaldı.Tutanak mahallelilerin istediği şekidle düzenlendi. Tutanak 11 mahalle muhtarı, belediye başkanı ve yetkililer tarafından imzalandı. Eylem de sona erdirildi.
"KÖYLERDE SANAYİLEŞME İSTEMİYORUZ"
Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, "Bu üretim olmazsa, bu gıda olmasa hiçbirimiz geçinemeyiz. Biz hiçbir şekilde sanayileşmenin köylerden olmasını istemiyoruz. Sanayi alan bölgelerimiz varsa oraya gitsin çimento fabrikalarını kursunlar. Ama halkımızın gücüne kimse karşı koyamaz. Bu işe biz hep beraber hayır diyoruz. Çimento fabrikasına hayır” diye konuştu.
"HAYVANCILIK VE TARIMDAN BAŞKA GELİR KAYNAĞIMIZ YOK"
Mustafa Kendirli | Fotoğraf: Evrensel
"Vatandaş ezilmiş, aç kalmış, işsiz kalmış bunların umurunda değil. Kendileri ne kadar çok kazanırsa o kadar mutlu olurlar" diyen Yanıkkışla köyünden Mustafa Kendirli şöyle konuştu:
"Çocukluğum, lise yıllarım hep bu köyde geçti. Zor koşullardan geçerek bu durumlara geldim. Ben bu köyün beş kuruşu on kuruşuyla biriktirerek okudum ve bir yerlere gelmeye çalıştım. Mersin'de Demokrat Sol Parti'nin il başkanlığını yaptım 6 sene. Çimento fabrikasının yapılmasını ilk duyanlardan biriyim. Bunu da Mersin'deki gazeteci dostum Abdullah Ayhan'ın vasıtasıyla duydum. Sonrasında bir şeyler yapma sorumluluğu hissetim. İlk etapta Mersin Çevre Platformunu aradım onlarla görüştüm. Mersin yerel televizyon ve gazetelerine gittim. Sesimizi duyurmalarını ve bu konuda bize nasıl destek verebileceklerini konuştuk. Yani biz 15 günün içerisinde bu hale getirmeye çalıştık. Şimdi bu fabrikayı kurmaya çalıştıkları yerlerde biz yeri geldi köy çocuğu olarak gezdik. Davar otlattık, avı yaptık. Benim köyümde nereden bakarsan 15- 20 tane hane davarcılıkla uğraşır ve bu fabrika yapıldığında bu insanların ekmeği elinden alınacak, oralara davarını götüremeyecekler. Zeytin bahçeleri var, hayvancılık ve tarım, başka bir gelir kaynağı yok. Eğer bunlar da köylünün elinden alırsa köyü kapatmak gerekir. Bunlar yayılmacı zaten sermayenin işi gücü, bu yayılmacı politikası. Yani vatandaş ezilmiş, aç kalmış, işsiz kalmış bunların umurunda değil. Kendileri ne kadar çok kazanırsa o kadar mutlu olurlar. Şu gördüğümüz köyün ön tarafında Tarsus Beyazı dediğimiz üzüm yetiştirilir. Kanaatimce bunların hepsi ölecek. Şurada ileride Damlama var. Yine yukarıda Karakütük, Çavuşlu, Çokak, Kuzuluk... Bu köylerin hepsi bu çimento fabrikasından dolayı mağdur duruma düşecek. Yaymış olduğu tozdan, dumandan bu köyde oturanların birçoğu korkuyor. Birçoğu penceresini açamayacak, evinde oturamayacak. Bunları gördüğümüz için böyle bir protestonun yapılmasını ve fabrikanın kurulmaması için mücadele etme gereği duyduk. Bugün ÇED raporu için şirket elemanları ve çevre şehircilik müdürlüğünden yetkililer geldi. Toplantıyı yaptırmadık, fiziki durum oluşturulamadı diye tutanak imzalatıp gönderdik. Bu ilk aşama için bir başarı. İleriki süreçte de birlikte davranacağız. Bütün Mersin kamuoyu bu konuda duyarlı davranırsa bu fabrikayı buraya kurmalarına izin vermeyiz. Destekleriniz ve sesimizi duyurduğunuz için teşekkür ederim"
"DEVLET DEDİĞİN ŞEY HALKI İÇİN VARDIR"
Sadık Tırın | Fotoğraf: Evrensel
Evrensel'e konuşan Sadık Tıkın, Yanıkkışla köyünde ikamet ettiğini belirterek "Bu köyde doğup büyüdüm. Tarımla uğraşıyorum üzüm bağım var. Yakın zamanda siyah incir Adana inciri derler bizim buralarda diktim. Çocuklarımın eğitimi için bir evim Tarsus merkezde ama ben genelde burada kalıyorum çünkü işim burada. Tarsus'a gidip geliyorum. 10-15 gün önce haberimiz oldu buraya bir çimento fabrikası kurulacağından. Sanki el altından yapılıyormuş gibi çok gizli yürütüyorlar kanaatimce. Bundan iki yıl önce geldiler bu dağdan taş topladılar sondaj yaptılar, değişik makinelerle yuvarlak kırıcılarla derine inip numune topladılar. İnsanlar ne yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz diye sordular? Doğal gaz arıyoruz, petrol arıyoruz demişler. Fakat taş ocağı çimento fabrikası hiç aklımıza gelmedi. Benim tahminim o zaman bunlar fizibilitesini yaptı, ön araştırmasını yaptı. Bugün de bu projelerini uygulamak istiyorlar. Çok geniş bir alan etkilenecek bu işten. Yanıkkışla, Koçmarlı, Çavuşlu, Çokak, Durak, Kara kütük, Damlama, Gömmece, Kuzuluk, Karaharnuplu, Yamaç 11-12 tane köy yani yüzde 100 etkilenecek. Ben bu civarda fabrika yapılmasına karşıyım. Burada insanlar tarım ve hayvancılıkla geçiniyorlar. Örneklerini görüyoruz. Çimse denen bir çimento fabrikası var etrafında geçerken insanın midesi bulanıyor. Şurada da taş ocağı var hemen Taşobasının altında bizim köyümüze yakın, Tarsus yolu üzerinde Sağlıklı’da, oradan birden fazla taş ocağı var. Oradan geçince doğayı nasıl tahrip etiğini görürsünüz, nefes alamazsınız orayı geçene kadar. Çünkü çok toz bulutu var. İnsanın yaşama sevinci kalmıyor. Yani öyle berbat. O taş ocakların bulunduğu yerde hayvan dahi otlatılamaz hale geldi. Tarım yapılamaz hale geldi, bitme noktasında nerdeyse. Yani ben burada üzüm yetiştiriyorum, bir sürü incir diktim buraya has Tarsus beyazım var diğer türler var. Buraya fabrika kurulduğu takdirde eminim bunların hepsi ölecek. Yazık değil mi onca emeğe? Nereye gideceğiz biz. Birileri para kazanacak diye kâr ve rant uğruna bu tarım arazileri heba edilemez. Devlet dediğin şey halkı için vardır kardeşim. Vatandaş itiraz ediyorsa gelir devlet yetkilisi bakar, hiç yorum yapmadan vatandaşın lehine tutar, raporunu çeker gider. Çünkü insanlar istemiyor. Bu sermaye denen şey bizim hayatımızı bombalamaya geliyor. Bugün ÇED raporunu tutturmadık sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bugün burada yanımızda olup bize destek veren herkese teşekkür ediyorum" dedi.
"BİZİM ÜRETİMİMİZ ÇİMENTO FABRİKASINDAN DAHA FAZLA GETİRİ SAĞLIYOR"
Söz alan diğer bir mahalle sakini de "Buraların tamamı tozdan dolayı kapanacaktır ve üretim yapamayacağız. Bizim yaptığımız üretim aslında çimento fabrikasının milli ekonomiye sağlayacağı getiriden daha fazlasıdır. Biz çimento fabrikasına karşıyız, biz üretimimize devam etmek istiyoruz" diye konuştu.
Yanıkkışla Mahallesi Kalkınma ve Dayanışma Derneği Başkanı Habil Uzun, köylerinde çimento fabrikası istemediklerini belirterek "Doğaya ne tür zararlar verdiği aşikâr. Böyle bir sonuç için dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu kapitalist sistemin bize bir dayatmasıdır. Birileri daha çok para kazanacak diye. Ben yıllardan beri mücadele verdiğim bu doğanın katledilmesini istemiyorum. Burada haklı bir dayanışma sergiledik. Gelen bize bu imzayı attırmaya çalışanlara bunun sonuca ulaşamayacağını anlatmaya çalıştık ve sonuçta başardık. Belediye başkanımızın, hukukçuların desteğiyle, mahalle muhtarlarımızın desteğiyle, destekleriyle bu süreci kayıt altına aldık. Bundan sonraki süreci, hukuki süreci hep beraber bekleyip göreceğiz. Destek istiyorum herkesten. Doğaya herkesin saygılı olmasını istiyorum" dedi.
Habil Uzun | Fotoğraf: Evrensel
"ÇEVRE KATLİAMINA SES ÇIKARALIM"
Yaşam alanının tüketilmesine karşı durma çağrısını yineleyen Yanıkkışlalı Oğuzhan Akkuş da gelir kaynaklarının üzüm, incir ve hayvancılık olduğunu ifade etti.
Oğuzhan Akkuş | Fotoğraf: Evrensel
Akkuş, neler yaşadıklarını ve itirazlarını şu sözlerle anlattı: "Bu süreçten Mustafa amcamın sayesinde haberdar oldum. Sonra muhtarımızı aradım. Muhtarımız da böyle bir şeyi duyduğunu söyledi. Fakat nasıl tepki vereceğimizi bilemiyorduk. Yani yanlış mı olur, doğru mu olur? sonra bir Whatsapp grubu kurup ulaşabildiğimiz hukukçularımıza, çevre örgütlerine, belediye başkanına gazetecilere her alanda bir yerlere ulaşmaya çalıştık ve bu günü örgütledik. Bu kurulacak fabrikanın bize bir faydası olmaz. Belki bir iki kişi şoför olarak çalışabilir, fakat diğer taraftan bütün geçim kaynaklarımız elimizden alınmış olur. Biz zaten kendi kendimize yeten bir köyüz. Burada 11 köy tehlikede. Şuan açıkta değiliz. Onun için bu çimento fabrikasına ihtiyacımız yok. Bunun bize bir getirisi yok, götürüsü var, doğamızı mahvedecek. Biz bunlara karşıyız. Biz çimento fabrikasına veya sanayiye karşı değiliz ama uygun yeri değil buralar. İşsizliğin geçimin olmadığı yerlere yapılsın. Yaşam alanı tüketilmesine karşı durmalıyız. Burada herkese seslenmek istiyorum; sivil toplum örgütlerine, belediyelere, siyasi partilere, sendikalara çevre ve doğaseverlere duyarlı olalım bu çevre katliamına ses çıkaralım çimento fabrikasına hayır diyelim."
Evrensel'i Takip Et