Yağmurdan sonra açan o güneşi engelleyemezsiniz

Seramik Bölümü öğrencisi

Hacettepe Üniversitesi

Geçen hafta pazartesi günü Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mezuniyet Sergisi gerçekleşti. Sergi için tasarlanıp okulun çeşitli bölgelerine asılan afişler, içeriğinde gökkuşağı renkleri barındırdığı gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından sergiye iki gün kala toplatılıp renkleri değiştirildi. Mezuniyet sergisinin telaşı içindeki öğrenciler fakültenin çimlerinde, kantinlerinde bu konuyu kendi aralarında konuşup tartışıyorlardı. Sergi günü yaptığımız röportajla GSF öğrencileri fikirlerini Genç Hayat’la paylaştılar.

“HAKLARIMA SALDIRI OLARAK DEĞERLENDİRİYORUM”

Sergi sırasında benimle aynı resme bakan bir öğrenciyle tanışıyorum. Resim 2. sınıfta olduğunu öğrendiğim öğrenciye konuyu açtığımda “Kesinlikle bu konunun demokratik olduğunu düşünmüyorum, aksine özgür eğitime sahip öğrencileri hedef gösterdiklerini düşünüyorum” şeklinde bir cevap aldım. Aynı soruyu sorduğumuz bir Heykel 1. sınıf öğrencisi “Haklarıma saldırı olarak değerlendiriyorum, çünkü her bireyin eşit şartlarda, ötekileştirilmenin ve hedef göstermenin olmadığı bir ortamda eğitim görmesi gerektiğini düşünüyorum” derken, bir Heykel 4. sınıf öğrencisiyse “Evet, eğitim genel anlamda farklılıklarımızı ortadan kaldıran bir sistem ve bizleri çağdaş hedeflere yöneltme amacı taşıyor. Bu açıdan herhangi bir ötekileştirici, kısıtlayıcı ve dayatmacı üslup ve eylemler ortak paydamızı olumsuz etkiliyor” şeklinde cevap verdi.

“Üniversite yönetiminin bu tutumunu ülke genelinde nefrete, şiddete ve ayrımcılığa dayanan politikalarla bağlantılı görüyor musun?​” diye sorduğum öğrencilerin biri “Evet görüyorum çünkü ülkede halihazırda LGBTİ’lere karşı olan fobinin daha da kışkırtıldığını, bunun da üniversite yönetimlerinden küçük belediyelere kadar kayyum yönetimiyle sağlandığını düşünüyorum” derken başka bir öğrenci “Ülke geneline yayılan politikanın bir yansıması olarak görüyorum. Üniversite yönetiminin bu tutumundan bir an önce geri dönmesini, siyasi çıkarlarını eğitimimizden uzak tutmalarını ve eşit haklara sahip modern bir eğitim kurumu olmalarını umuyorum” diyerek cevapladı.

DAHA ÖNCE DE KAZANMIŞTIK

Üniversitemiz Güzel Sanatlar Fakültesinde geçen sene de modeller işten çıkarılmış ve eğitimin modelsiz devam etmesi okul yönetimi tarafından dayatılmıştı. Fakat öğrenciler bu karara karşı çıkmış, emekçilerin haklarını ve kendi haklarını durumu protesto ederek korumuştu. Sohbet ederken geçen seneyi tekrar hatırlayarak bir soru daha yönelttim. “Afişlerin kaldırılmasından modellerin atılmasına kadar fakültende yapılması istenen gerici uygulamalarla karşılaştığında nasıl mücadele ediyorsun, eşit ve demokratik bir eğitim için nasıl mücadele edebiliriz?​” Bu soruya cevap veren bir resim öğrencisi “Hakkımı savunursam bana ne olur, eğitim hakkımdan mahrum kalır mıyım?​’ gibi düşünceler, bizim bu korku düzeninin üzerimizdeki dayatmalarına sessiz kalmamıza neden oluyor. Bu süreçte arkadaşlarıma şöyle seslenmek istiyorum: Sanatımızı koruyalım, eğitim hakkımızı savunalım ve ayrımcılığa karşı çıkalım” dedi. Başka bir öğrenci de benzer bir çağrıyla sorumu yanıtladı, “Yeteri kadar hakkımı savunmaya çalışıyorum ama bu mücadele ben ve diğer LGBTİ’ler için güzel sanatlar gibi açık görüşlü insanları barındıran bir ortamda bize görünürlük sağlamaktan başka bir şeye yaramıyor. Tek yapmamız gereken birlik olup bu gerici uygulamalara güzel bir şekilde yanıt verecek gücü bulabilmek.” Resim Bölümünden bir 1. sınıf öğrencisiyse bu soruya daha umutsuz bir yerden yaklaşarak “Şu noktada ne kadar mücadele etsek de bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Ama düşünen ve mantıklı fikirleri olan insanlar olabilir” diyerek cevapladı.

Öğrencilerin de yaptığı çağrı üzerine ben de bir çağrı yaparak yazımı sonlandıracağım. “Ne yaparsak yapalım olmuyor ki” tuzağının iplerini geçen sene GSF öğrencileri çoktan söküp attı. Mücadele ederse eğitim hakkını koruyabileceğinin en güzel örneğini, atılan modelleri tekrar işe aldırarak gelecek dönem öğrencilerine miras bıraktı. Fakat iktidardakilerin çıkarlarıyla bizim çıkarlarımız uzlaşmadığı sürece bu saldırılar devam edecektir. Bizlerse mücadele ederek hem haklarımıza sahip çıkalım hem de yeni haklar kazanmanın yollarını birlikte arayalım.