26 Haziran 2023 03:01

Online eğitimin rövanş maçı

Ben çabasız bir insan değilim, sorunu kendimde arayıp buna dair çözümler uyguladığımda dahi olmuyorsa elbette üniversiteyi, eğitimini sorgulayacağım.

Vijay Verna/ Blush

Paylaş

Tuğba

ODTÜ

 

Yine dönemin kendimi küçümsediğim zamanındayız. Bu ikinci yılım. En az iki sene daha bunu tekrar tekrar yaşayacak olmak buna değer mi diye sordurtuyor bana. Başarılarıyla nam salmış bir üniversitedeyim. Buraya gelmeden önce bu başarılara, güzelliklere heyecanla bakar, hayallere dalıp giderdim. Ben de o çok başarılı öğrencilerden biri olacaktım. Başvurduğum yerlerden kabul alınca hangisine gideceğime karar veremeyip artı-eksi listesi yapacak, yoğun bir düşünce döneminden sonra benim için en doğru olana kararı verecektim. Şimdiyse, final haftasında düşündüğüm tek şey bu okulu nasıl bitireceğim. İşin kötü yanı çalışmıyor da değilim. 2021-2022 senesinde zaten online eğitim denilen sistemle üniversitede olduğumu bile unuttum. Doğru düzgün ders dinleyemedim, dersin sonunda düşünceler havuzunda buluyordum kendimi. Derslerde de buna kolayca alışmamız beklendi. Hocalar sanki ders yüz yüzeymiş gibi davranıyordu. Oysaki değildi. Bizi işlediğimiz dersten uzaklaştıran onlarca neden vardı. Online eğitimde her şey çok normalmiş gibi davranıldı ve bizden önceki öğrencilerin başarısı beklendi.

İşin asıl kötü yanıysa bu durum normalmiş gibi davranıldı, anormal bir zamandan geçtiğimiz yeterince dikkate alınmadı. Artık, ikinci yılımda hayalini kurduğum öğrenci olacak ve bir seneyi başarısızlıkla bitirmiş olsam da toparlanacaktım. Bu sırada ortalamam 2’nin altına düştüğü için bursum kesildi. Sorun değil dedim. Hem ortalamamı düzeltecek hem de part-time çalışacaktım. Maalesef, hem part-time çalışmayı hem de bir okul grubunda kişisel gelişimime katkı sağlamayı derslerimle birlikte yürütemedim.

Bu dönem yine yapabilirim dedim. Pes etmeyecektim, çünkü çabalamak zorundaydım. Bir şeyleri yoluna koymak için, üniversite eğitimim için harcadığım zamanın ve emeğin bir karşılığı olması için çabalamalıydım. Milyonlarca insanı etkileyen, hayatlarımızı yasa boğan deprem felaketi yaşandı. Bunun sonucunda kesinlikle alınmaması gereken bir önlem olarak üniversiteler online eğitime geçti tekrar. Daha önce online eğitimden sağ çıkmıştık, yine çıkardık. Şu noktada ben sağ çıkabildiğimi hissetmiyorum. Pes etmeyeceğim dedim ama nereye kadar? Nereye kadar bu okulda çabalayıp final haftasında vaktimi boşa harcadığımı hissedeceğim? Yolunda gitmeyen bir şeyler var. Bir yandan da her şey aynıymış gibi davranan hocalarımız var. Kendimi ait hissedemiyorum, çabalıyorum ama yetmiyor.

GERÇEKTEN DEĞİYOR MU?

Benim durumumda olan yüzlerce öğrenci daha var ama çoğumuzun birbirinden haberi yok online eğitim yüzünden. Üniversite hayatının insanı geliştirip şekillendirmesi beklenir. Çeşit çeşit yerlerden gelen hayatı birbirinden farklı binlerce insan bir aradayken elbette böyle bir etkileşim olur, ama yine online geçen derslerle bitirdiğimiz bu dönemde bunu hissedemiyorum. Sonraki dönem “Hangi sebeplerle online eğitime devam edeceğiz?​” diye düşünmeden edemiyorum. Bunların üstüne final haftalarında uykusuz geçen geceler, kendimi yine yapamadığımı hissederken bulduğum anlar… Gerçekten değiyor mu? Bu kadar yorucu olmasına, derslerin böyle zor olmasına gerek var mı? Hele ki değişen dünyada yıllar öncesinin müfredatına şu bu şekilde bağlı kalmamız tartışmaya açıkken… Bir yandan da araştırdığım iktisadı ne kadar sevdiğime dönüp bakıyorum, beni bölümde tutan şey de bu galiba. Ekonomi beni heyecanlandırıyor, dünyayı anlamak adına bir anlayış kazandırıyor ama online dersler dolayısıyla sonuç ortada, öğrenmek istediğim iktisat yerini dinlemeye çalıştığım derslere bırakıyor, bir de ders çalışınca geriye pek bir vakit kalmıyor. Daha keyifli bir iktisat eğitiminin de mümkün olduğunu biliyorum ancak bu yolda çok bir çaba gösterilmediğini düşünüyorum. Kısacası, beklediğim ODTÜ bu değildi. Hayalleri olan, yeni bir şeyler öğrenmeyi çok sevip Ekonomi Bölümünü heyecanlı bulan kendimi burada yaşatamıyorum. Ben çabasız bir insan değilim, sorunu kendimde arayıp buna dair çözümler uyguladığımda dahi olmuyorsa elbette üniversiteyi, eğitimini sorgulayacağım. Buna karşılık ODTÜ sadece paylaşılan başarılardan ibaretmiş gibi davranılıyor. Geride kalan onlarca insan için bir şeyler düşünülse keşke. Belki de başarılarını okuduğumuz yüzlerce insan için ODTÜ sadece bir araç, ODTÜ olmasa başka bir yerde yine adları anılacak insanlar onlar. Bir şeyler yapma çabası içinde olan benim gibiler için de bir şeyler yaptığımızda kendimi ait hissedebileceğim bir yer artık ODTÜ benim için.

ÖNCEKİ HABER

Django’da Stephan, Türkiye’de “Kürt bakan”

SONRAKİ HABER

İstanbul'da Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlardan ifadesi alınanlar serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa