27 Haziran 2023 04:45

Bölgede gazetecilik uzun zamandır ateşten gömlek

Gazetecilere dönük baskıların, saldırıların artması, bunların bölgedeki yansımalarını Artı Gerçek Van Muhabiri Şenol Bali ve Serhat News Genel Yayın Yönetmeni Sıddık Güler ile konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Birhat ATEŞ
Van

Türkiye’nin dört bir yanında baskı, şiddet ve adil olmayan yargı süreçlerine maruz kalanların mesleği olan gazeteciliğin, hiç kuşkusuz Kürt illerindeki yansıması çok daha belirgin... Bölgede yaşanan en son olaylarla da bunu görmek mümkün. Tıpkı 17 Haziran günü Tatvan Belediyesindeki usulsüzlüklere yaptığı haberlerin ardından Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin biri polis olmak üzere iki silahlı koruması tarafından sokak ortasında saldırıya uğrayan ve tehdit edilen Gazeteci Sinan Aygül gibi. Yaşanan son saldırının üzerine gazetecilere yönelik işlenen bu suçları bölgede gazetecilik yapan Artı Gerçek Van Muhabiri Şenol Bali ve  Serhat News Genel Yayın Yönetmeni Sıddık Güler ile konuştuk.

"BÖLGEDEKİ GAZETECİLER UZUN SÜREDİR ZOR ŞARTLAR ALTINDA"

Sinan Aygül’ün yaşadıklarına değinerek başlayan Artı Gerçek Muhabiri Şenol Bali, hukukun ve kamu vicdanının merkeze alınarak gazetecilerin korunması gerektiğini belirtti. Bali, bölgedeki gazetecilerin uzun zamandır mesleki faaliyetlerini çok zor şartlarda sürdürdüklerine dikkat çekerek, şöyle söyledi: “Birçok katmanı olan bir süreçten bahsediyoruz. Yargılamalar, tutuklamalar, ekonomik problemler vs... En son da bazı otoritelerin ve sermaye sahiplerinin tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlar. Sinan’ın hikayesi de yeni başlayan bir şey değil, tehdit ediliyor, davalar açılıyor hatta bu sansür yasasından ceza alan ilk gazeteci Sinan. Bir gazeteci yaptığı haberler üzerinden neden bu kadar uzun süredir hedefte bunun cevabını vermek lazım. Bunlara cevap olmayınca dünkü darp olayı daha anlaşılır bir zemine oturuyor. Çünkü artık tepki yok, sahiplenme yok, hukuk aksıyor.”

"HUKUK VE KAMU VİCDANI MERKEZE ALINMALI"

Böylesi olaylarda bizlerin ve kamuoyunun, yargının ve devlet yöneticilerinin bunları normal karşılamaması gerektiğini vurgulayan Bali, gazetecilerin yaptığı haberlerin karşılığı bu olmamalı dedi. Bali, “Burada sorumlu kim ise mutlak suretle bir an evvel ortaya çıkarılmalı ve cezalandırılmalıdır. Cezalandırılmamaları her gazeteciye bu muamelenin yapılabileceğine yönelik bir davetiyedir. Hukuku ve kamu vicdanını merkeze alarak gazetecilerin korunması lazım” diye konuştu.

"KÜRT İLLERİNDE GAZETECİLİK TERÖRİZE EDİLİYOR"

Kürt illerindeki gazetecileri terörize ederek hukuksuzluklara karşı kamuoyunun refleks göstermesinin bir etki yarattığına dikkat çeken Bali, bu hukuksuzluklara karşı tüm sendikaların ve meslek örgütlerinin amasız, fakatsız gazetecilerin yanında durması gerekmesine dair çağrıda bulundu: “Bütün anlamda gazetecilik baskı altında ama bölgedeki gazetecilik uzun zamandır bir ateşten gömlek. Son olarak Ankara’da ki tutuklamalar Diyarbakır’da ki tutuklamalar, bir yıl oldu hâlâ iddianame hazırlanmadı. Bir yıl boyunca bu insanların neden yattığının cevabı neden yok? Dolayısıyla kamuoyunun etkisinden söz ettiğimizde aslında Kürt illerindeki gazetecilerin gördüğü baskının altında kamuoyunun da etkisi var. Çünkü yıllardır buradaki bir gazeteci bir haksızlığa maruz kaldığında, bu durum “terörize” edilebiliyor ve ülke kamuoyuna o şekilde servis edilebiliyor. ‘Tutuklanmışsa yapmıştır’ tarzında bir algı oluşturuluyor. Mesele gazeteciliğin kendisi olmayınca kamuoyu gerçek refleksi göstermekte uzak bir hal alıyor. Hal böyle olunca artık uygulanan politikalar daha normalleşen bir hal alıyor. Çünkü bunu sorgulayacak, buna tepki verecek, bunu hukuki bir zemine çekecek otorite kamuoyu otoritesidir. Dayanışma olması lazım, sadece Kürt illerindeki gazeteciler değil ülkenin genelindeki gazetecilerin mesleki bir dayanışma içerisinde bulunması lazım.”

"GAZETECİLİK FAALİYETLERİ SUÇ UNSURU OLARAK GÖSTERİLDİ"

Çıkarılan dezenformasyon yasasıyla birlikte gazeteciliğin tek ele bağlandığına dikkat çeken Serhat News Genel Yayın Yönetmeni Sıddık Güler, bu yasayla birlikte gazeteciler üzerindeki baskının da arttığını ifade etti. Bölgede gazetecilik yapmanın başlı başına bir sorun olduğunu söyleyen Güler, “İktidarın istemediği haberleri yaptığında ya da uyguladıkları hukuksuzlukları ve yolsuzlukları yazdığında direkt olarak gazeteciyi bir örgüte bağlayarak hedef haline getirildiğine vurgu yaparak, hal böyle olunca sırf gazetecilik yapıyorsun diye hedefte oluyorsun. Zaten mülkü amirler veya seçilmişler gazetecileri böyle hedef gösterdiğinde alt kademedeki güvenlik birimleri de bundan güç alarak gazetecilere karşı her türlü hukuksuzluğu uygulatıyor” dedi.

"HUKUK SİSTEMİ İKTİDARA GÖRE ŞEKİLLENİYOR"

Sansür yasasının tek tip gazeteciler yarattığını söyleyen Güler, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilen ifadelerin artık suç unsuru olarak değerlendirildiğini belirtti. Güler, önümüzdeki süreçte gazetecilere yönelik davalar, tutuklamalar ve baskıların daha fazla artacağına dikkat çekerek, “Aslında çıkarılan yasalarla birlikte hukuk sistemi de tamamen iktidarın talebi doğrultusunda şekilleniyor. Eskiden suç olmayan birçok ifade özgürlüğü olarak kabul edilen terimler artık suç unsuru olarak kabul edilip davalar açılıyor” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

“Kıyma denetimi ile ilgili mevzuatta uzun süredir açık var”

SONRAKİ HABER

Marmaris Kent Konseyi: Sinpaş atık su için denize boru döşüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa