Kiraya yüzde 25 sınır kiracının derdini büyüttü: Yüzde 25 yetmez, hadi kapıya
Fahiş kiraların uygulandığı Antalya’da kiracılar anlattı: “Enflasyon karşısında yüzde 25’i yetersiz bulan ev sahipleri, kiracıyı kapı dışarı ediyor.”
Fotoğraf:Hilal Tok/Evrensel
Hasan ALKAN
Antalya
Antalya’da artan konut kira fiyatları nedeniyle mağdur olan yüzlerce kiracı, sosyal medyada bir araya gelerek “Kiracılar Dayanışması Platformu”nu kurdu. Henüz ocak ayında kurulan Antalya Kiracılar Dayanışması Platformu üyelerinin sayısı gün geçtikçe artıyor. 2019 yılının sonlarında ortaya çıkan pandemi ve sonrasında Rusya-Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle yaşanan göç, Antalya’da konut kiralarını artırdı. Savaş sonrası yaşanan göçle birlikte kira ücretleri de fahiş noktalara ulaştı. Konut kiralarının belirlenmesinde herhangi bir denetim mekanizmasının olmayışı kiracılar ve ev sahipleri arasında gerginliklere neden oldu. Son 4 yılda Antalya’da yüzde 1109 oranında artan kiralar, çoğunluğunu asgari ücretlerinin oluşturduğu kiracıları ev bulmakta zorlar hale geldi.
Ülkemizde küçük bir azınlık dışında nüfusun ezici çoğunluğu giderek ağırlaşan bir barınma sorunuyla karşı karşıya. Bütçesine uygun kiralık ev bulamayan, elindeki parayla ancak sağlıksız, altyapısı bozuk, depreme dayanıksız, yağmurda su basan, derme çatma yerlere razı olmak zorunda kalan, banka kredisine, düşük faiz hikayesine inanarak ödeyemedikleri borçların altına girip zorlanan nüfus giderek büyüdü. Oturduğu evin kirasını ödeyemediği için sokağa atılan, ‘kentsel dönüşüm’ adıyla yapılan yağma sırasında evinden sökülüp çıkarılanların, camilere, otoparklara, boş arsalara akrabalara sığınmak zorunda kalanların sayısı da arttı.
Her gün ev sahipleriyle kiracılar arasında şiddete varan kavgalar yaşanıyor. Kiracılar Dayanışması Platformu Sözcüleri Cengiz ve Seda Kul ile konuştuk.
Tahliye taahhütnamesinin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten platform sözcüleri göçlerle birlikte kira artışlarının diğer illere yayıldığını ifade etti. Platform sözcüleri, konut sorununun çocukları da etkilediğini dile getirerek ayrıca emeklilerin huzurla yaşama imkanı olmadığını ifade etti. Artan kiralar nedeniyle doğu ve güneydoğu bölgelerine göç etmek zorunda kalanların olduğunu aktaran platform sözcüleri memurların yüksek kira nedeniyle artık Antalya’da kalmak istemediğini çünkü geçinemediğini söyledi.
"ASGARİ ÜCRETLİNİN YAŞAMAYA HAKKI YOK MU?"
Barınma sorunu yaşayan emekçilerin en büyük bölümü ise asgari ücretle geçinmeye çalışanlar. Asgari ücretin belirlenmesinde yoksulluk sınırının kıstas alınması gerektiğini kaydeden Seda Kul şunları söyledi: “Asgari ücret yoksulluk sınırına göre belirlenmeli. Açlık sınırı bizi zaten kurtarmıyor. Zaten biz açız. Zaten asgari ücretin üstünde ev kiraları. Eşim asgari ücret ile çalışıyor, ben çalışamıyorum çünkü üç tane küçük çocuğum var onlara bakıyorum. Devlet dar gelirliye yardım ettiğini söylüyor kesinlikle öyle bir şey yok. Büyükşehir belediyesi süt yardımı yapıyordu, eşim asgari ücretle çalıştığı için süt vermeyi kestiler. Sigortası olmayacakmış ancak öyle veriliyor. Ben zaten bu dar gelirli hikayesine inanmıyorum, torpiliniz varsa alabiliyorsunuz. Yani bu ülkede asgari ücretlinin yaşamaya hakkı yok. Okullar ücretsiz diyorlar ya o da hikaye. Tuvalet kağıdına kadar öğrenciye aldırılıyor. Anaokuluna çocuğunuzu göndermek istiyorsunuz ya mesela bu sene bizden 1500 TL kayıt ücreti istediler, ilk dönem için.”
"KİRACIDAN RİSK RAPORU İSTENİYOR"
Artık ev kiralarken Findex risk raporu istendiğini dile getiren Cengiz Kul, “Bankaya borcunuz var mı, benim kiramı ödeyecek misiniz? Bugün bir ev taşımak için en kötü 40 bin TL lazım. Antalya’da en ucuz ev kirası 10 bin lira. 1 kira bedeli emlakçıya, 1 kira depozito, 7 bin lira nakliye, 3 tane işçi gelse taşımaya 1500 lira. Elektrik, su abonesi vs. toplam 40 bin lira. İnsanlar mecburen kredi çekiyor. İnsanlar 1 ay rahat ediyor ondan sonra yine sıkıntı çekiyor. Emlakçılar da bu piyasayı yükseltiyor. Ev sahibinin 8 bin lira istediği eve, emlakçı ben burayı 10 bin liraya verebilirim diyor. Emlakçının keseceği faturanın KDV’sini de bize yüklüyorlar. Emlakçılar odası ile görüştük çözüm önerilerimizi sunduk, dedik ki ‘Niye 1 aylık komisyon ücretini kiracı veriyor bunu da yarı yarıya verelim’, ‘Olur mu öyle şey canım’ demeye başladılar” ifadelerini kullandı. Artık ikinci iş yaptığını anlatan Kul, Ben ekmek fabrikasında çalışıyorum. İş bitince o fabrikanın naylonlarını, kartonlarını toplayıp satıyorum. Oradan gelen gelirle de okula giden iki çocuğumun beslenmesini karşılıyorum. Fabrikada çalışan çoğu insan iş bitiminde, taksicilik yapıyor, hamallık yapıyor, gündelik işlere gidiyor” dedi.
"BELEDİYELER TESPİT KOMİSYONU OLUŞTURMALI"
Yerel seçimlerin yaklaştığını hatırlatan Cengiz Kul, “Belediyeler yüksek kiralara karşı taban fiyat uygulaması getirebilir. Belediyeler de tespit komisyonları oluşturup bunun takibini yapabilir. Kiralanacak evlerin onayı belediyeden yapılırsa bu yüksek kiralar kısmen de olsa durdurulabilir. Belediyeler toplu konutlar yapabilir. Düşük kredilerle kira öder gibi ödediği sonunda da evin mülkiyet hakkını verdikleri projeler olabilir. Kiracılar haklarını bilmiyorlar. İtiraz sürelerini kaçırıyorlar sonra sokağa atılıyorlar. Gelen tebligatlar kiracıya ulaşmıyor. Tebligatı komşularına bırakıyorlar, doğal olarak da süreleri kaçırıyorlar. Bunu da bizzat kimin ismine gelmişse ona vermeliler” dedi.
"YÜZDE 25 SINIRI MAHKEME DOSYALARINI ARTIRDI, EVDEN KOVULMAYI ÖNLEMEDİ"
Kiralara yüzde 25 zam sınırlamasının ise hayatta karşılığı olumsuz oldu. İktidarın yürürlüğe koyduğu sınırlamaya ilişkin, “Biz kiracılar keşke bakanımız bu açıklamayı yapmasaydı dedik. Çünkü ev sahipleri bu sefer daha fazla üstümüze gelmeye başladı. Örneğin 1000 lira olan bir evi ben yüzde 25 oranında arttırıyorum ve kirayı yatırıyorum. Ev sahibi, gıda maddelerine gelen zamları örnek göstererek düşük olduğunu söylüyor. Ben de yasa bu diyorum ev sahibi de o zaman mahkemede görüşürüz diyor. Ben de bu yasaya güvenerek bir şey çıkmaz diye düşünüyorum ama elinde tahliye taahhütnamesi olduğu için kapı önüne rahatlıkla koyabiliyor” diye konuştu. Platform sözcüleri son olarak tüm kiracıları platformla iletişime geçmeye ve birlikte yol yürümeye davet etti.