28 Haziran 2023 12:22

Türkiye’de mülteci bir üniversiteli olmak

Seçimlerdeki yoğun ırkçılık kampanyasının ardından mülteci toplumu özellikle medyayı sık takip eden üniversiteliler arasında büyük bir yalnızlık, kaygı ve çaresizlik duygusu hâkim.

Kaynak:Mr TT/Unsplah

Paylaş

İbrahim KOÇ

YTÜ

 

20 Haziran Dünya Mülteciler günü. Türkiye özellikle Suriye Savaşı’nın başlamasının ardından yoğun göç alıyor. Türkiye’nin göç politikasını ise Avrupa’dan alınan ödeneklerle Türkiye’nin bir tampon bölge olarak tutulması, bunun yanında yerli ve yabancı sermaye için yerli işçilerle ve göçmen işçilerin çok düşük ücretlerle çalıştığı bir ucuz iş gücü deposu olması gibi iki temel amaç oluşturuyor. Hal böyle olunca iki halkın da yaşam ve çalışma koşulları ağırlaşıyor, sorunların nedeni olarak ise iktidar ve politikaları değil, göçmenlerin varlığı gösteriliyor. Bu düşmanlaştırma politikalarından da her yaş ve gruptan göçmen etkileniyor. Ben de kendi okulumda okuyan Suriyeli arkadaşım Abdul Aziz’le hem mülteci sorunu üzerine konuşmak hem de mülteci üniversiteli gençliğin Türkiye’deki eğitim hayatını anlamak üzere bir sohbet gerçekleştirdim.

Türkiye’de bir Suriyeli olarak yaşamak nasıl. Günlük hayatta karşılaştığınız zorluklar oluyor mu? Kısaca anlatabilir misiniz?

Son zamanlarda Türkiye’de yaşamak Türkler için zor, mülteciler içinse çok daha zor oldu. Çünkü biz savaştan kaçan insanlarız ve genelde maddi durumuz çok iyi değil, özel ihtiyaçlarımız var. O yüzden bizim için Türkiye’de yaşamak daha zor.

Ancak Suriye’nin diğer komşu ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Türkiye’de yaşamak daha iyi, en azından burada devlet üniversitelerinde eğitim alabiliyoruz.

Türkiye’de günlük hayatta karşılaştığımız zorlukların ve sıkıntıların en önemlisi, artan ırkçılık ve bazı siyasetçilerin nefret söylemi. Bu günlük hayatımıza olumsuz yansıyor.

Seçim dönemindeki yoğun ırkçılık kampanyasının ardından mülteci toplumu arasında büyük bir yalnızlık, kaygı ve çaresizlik duygusu hâkim. Özellikle öğrenciler arasında, çünkü Türk medyasını yakından takip ediyorlar. Irkçılık her yerde bulunuyor, sadece Türkiye’de değil. Ama devlet ve yargı, ırkçılıkla mücadele etmiyor, caydırıcı önlemler alınmıyor. Şehirler arası seyahat bile sorun çünkü zorunlu yol izni belgesi gibi devletin getirdiği bazı kısıtlamalar var. Ya da bazı mahallelerin yabancılara kapatılması, bu kısıtlama öğrencileri üniversitelerinden uzak yerlerde yaşamaya zorluyor. Dil de ciddi bir sorun. Devlet dil öğretmiyordu, ücretsiz dil kursları yoktu çünkü devletin entegrasyon politikası yoktu. Şimdi Suriye’den yeni öğrenci gelmiyor, üniversiteye yeni girenler liseyi Türkiye’de okudular. Bu kesimde dil sıkıntısı veya entegrasyon sıkıntısı yok diyebiliriz. Hem üniversitenin içinde ortak projeler, grup ödevleri, kulüpler ve yarışmalar var. Üniversitenin dışında sosyal faaliyetler, STK’lerde gönüllülük faaliyetleri vb. var. O yüzden üniversiteli jenerasyonda dil ve entegrasyon sıkıntılarını daha az görmeye başladık.

Kendi durumunuzu yerli bir öğrenci ile kıyasladığınızda ne tür farklılıklardan söz edebilirsiniz?

Suriyeli öğrencilerin Türk öğrencilerden farkı harç ödemeleri. Biz uluslararası öğrenciler gibi harç ödemek zorundayız. Harçlar da çok yüksek olabiliyor özellikle tıp, eczacılık ve diş hekimliği gibi bölümlerde. Bazı üniversitelerde bu rakamlar 150.000-250.000 TL’ye kadar ulaşıyor, örneğin Hacettepe Üniversitesi. Üstelik bazı bölümlerin mezunları Türk vatandaşı olmadıkları için çalışamıyorlar. Buna ek olarak iş ve staj bulamama sorunu var. Bunun sebebi ırkçılık veya ayrımcılık değil, bunun nedeni yabancı işçilerle ilgili devlet işlemlerinin ve yasal işlemlerin zorluğu. Örnek olarak çalışma izni verilmemesi veya oturacağın mahallede nüfus kaydı yapamamak gibi zorluklar. O yüzden iş sahipleri genelde yabancı almamayı tercih ediyorlar, çünkü gerçekten yabancı çalışan almak çok uğraştırıcı bir şey.

Barınma sorunu yaşıyor musunuz? Bu süreçlerde karşılaştığınız herhangi olumsuz bir durum gerçekleşiyor mu?

Ben yurtta kalıyorum. Bütün öğrenciler barınma sıkıntısı yaşıyorlar. Ev sahipleri yabancı öğrencilere ev vermemeyi tercih ediyorlar çünkü hem öğrencisin hem de yabancısın. Suriyeli isen tam yandın! Evi verdikleri zaman çok yüksek kira ve depozito istiyorlar. Yurt veya ev bulamadığın zaman sokakta kalıyorsun çünkü o şehirde akrabalarının veya tanıdıklarının bulunma ihtimali çok düşük, bunu arkadaşlarımdan biliyorum, birçok arkadaşım ev bulamadıkları için üniversitenin camisinde kalmak zorunda kaldı.

Türkiye’de kalmak istiyor musunuz? Kalmak istiyorsanız veya istemiyorsanız nedenini paylaşabilir misiniz?

Bir Suriye kökenli Türkiyeli öğrenci olarak Türkiye’de kalmayı tercih ediyorum çünkü ailem ve bazı akrabalarım da Türkiye’de. Türkiye bize kültür olarak daha yakın bir ülke, bu yüzden başka bir ülkeye göçmek etmek, yeniden dil öğrenmeyi, hayatımdan birkaç yıl kaybetmeyi istemiyorum. Birçok Suriyeli öğrenci aynı şeyi düşünüyor ama yaşadığımız günlük zorluklar, özellikle biraz önce bahsettiğim iş bulmama, devlet kısıtlamaları ve yasal işlemlerin zorluğu, siyasi ortam ve her seçim döneminde artan ırkçılık, bütün bunlar bizi kovuyor. O yüzden bazen Türkiye’den ayrılmak dışında başka bir seçenek kalmıyor. Çünkü ülkemize dönme şansınız yok, Avrupa’ya gitmek zorunda kalıyoruz, Avrupa’ya gitmek de ancak deniz yoluyla ya da Yunanistan’ın ormanları ve nehirleri üzerinden mümkün ki bu yollar çok tehlikeli.

Üniversitede arkadaşlarından kaynaklı bir ayrımcılığa uğrama, psikolojik ya da fiziksel şiddet görme gibi durumlar yaşadınız mı?

Beş yıldır YTÜ’de okuyorum, ırkçılıkla ve ayrımcılıkla hiç karşılaşmadım, tam tersi, hocalardan ve öğrencilerden anlayış gördüm. Bize yabancı olduğumuzu hissettirmemeye çalışıyorlar. Genelde üniversite ortamında dışarıya göre daha fazla kabul görüyoruz. Bununla alakalı bir hatıram var, üniversitenin ilk günlerimde bölüm başkanı dersimize girdi ve bizimle konuşmaya başladı, nereden geldiğimizi, kültürümüzü ve Türkiye’deki hayatımızı sordu, ondan sonra bize şunu dedi “Siz yabancısınız çünkü kimlikleriniz, pasaportlarınız farklı ama siz garip değilsiniz. Bu iki sözün arasında büyük bir fark var, siz artık buralısınız. Siz bu üniversiteye ve bu topluma aitsiniz, kendinizi garip hissetmeyiniz.” Bu olumlu ortam yabancı öğrencilere katkı sağlıyor, her yıl bölümümüzden dereceyle mezun olan en az bir yabancı öğrenci bulunuyor. Bu yıl ise üç yabancı öğrenci dereceyle mezun olacak. Ama bazı üniversitelerde akademisyenlerden veya öğrencilerden ırkçılık görülebilir. Neyse ki dışarıdaki ortama göre nispeten daha az, bu yüzden genç jenerasyondan beklentilerim ve umudum çok büyük.

Üniversite süreci boyunca eğitim giderlerinizi çalışmadan karşılayabiliyor musunuz?

Hayır, bu mümkün değil. Yakın zamanda bir araştırma yaptık, Suriyeli öğrencilerin arasında çalışmadan, yalnızca ailesinden destek alarak, üniversiteye gidebilen öğrencilerin oranı %10. Çünkü öğrencilerin çoğunluğu ailelerine bakmak zorunda, özellikle ailesi Kuzey Suriye kamplarında olan öğrenciler. Bazı öğrenciler bir dönem çalışıp bir dönem kayıtlarını donduruyorlar. YTB gibi bazı kurumlar yabancı öğrencilere burs veriyor ama Suriyeli öğrenciler arasında burs alanların oranı %3.

Geçtiğimiz günlerde, İtalya’ya gitmek için Libya kıyılarından denize açılan ve Yunanistan açıklarında batan göçmen teknesinde en az 78 göçmenin hayatını kaybettiği ve 500’den fazla göçmene hala ulaşılamadığı söyleniyor. Seçim süreci boyunca Türkiye’de hem muhalefetten hem de iktidar kanadının göçmen karşıtlığı üzerinden politikalar tartıştığı bir süreçte bu habere ilişkin ne düşünüyorsunuz?

Bu haber gerçeğin yalnızca çok azını bize gösteriyor. Ölen insanların sayısı çok fazla, her gün Yunanistan ormanlarında ölen gençler var, her gün Ege Denizi’nde ölen gençler var. Bu gençlerin bir kısmı yıllardır Türkiye’de yaşıyorlardı, bir kısmı iş sahibi olmuşlardı. Ancak seçim sürecinde artan ırkçılık ve nefret söyleminden dolayı Avrupa’ya gitmek zorunda kaldılar ve Avrupa’ya gitmeyi tek yolu Yunanistan’dan geçiyor, maalesef birçok genç öyle hayatını kaybediyor.

ÖNCEKİ HABER

Esenyurt'ta boş arsalarda yol kenarlarında kaçak kesim

SONRAKİ HABER

CHP'li Gürer'den kanun teklifi: AKP, emekliden aldığını geri versin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa