28 Haziran 2023 12:46

“Hocam” derken öğretmenlere sesleniyoruz sanmıştık!

Hâlâ öğrenim gören çocukların ve gençlerin bu denli manevi açıdan özellikle din konusunda baskı görmesi son derece kısıtlayıcı bir etki yaratıyor.

Kaynak: Matthia Heyde/ Unsplash

Paylaş

Suphi Koyuncuoğlu Anadolu Lisesi öğrencisi

İzmir

 

Günümüzde, eğitim gitgide değerini kaybetmekte ve biz gençler bu konu hakkında hiçbir şey yapmıyoruz. Aldığımız eğitimler bireylerin gelişmesi, toplumumuzun ilerlemesi ve eşitlik ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmalıdır.

İMAMIN OKULDA NE İŞİ VARMIŞ?

“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi kapsamında “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, devlet okullarında öğrencilere “değerler eğitimi” veriyorlar. Bu proje henüz yeterince tartışılmamış olsa da milyonların hayatını değiştirecek bir uygulama olabilir. Hâlâ öğrenim gören çocukların ve gençlerin bu denli manevi açıdan, özellikle din konusunda baskı görmesi son derece kısıtlayıcı bir etki yaratıyor.

Kendini laik olarak tanımlayan bir öğrenci olarak, ÇEDES politikasının oldukça tutarsız olduğunu düşünüyorum. Çünkü herhangi bir eğitim projesinin, dini zorla dayatması veya öğrencilerin inançlarına müdahale etmesi doğru olmaz. Laiklik ilkesi, Türkiye’nin anayasal bir prensibi olarak din ve devlet işlerinin ayrılmasını savunur. Bu nedenle, eğitim sistemi içindeki herhangi bir uygulama laiklik ilkesine uygun olmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

Birlikte ürettiklerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz kampa!

SONRAKİ HABER

Onur Yürüyüşünde gözaltına alınan yaralı mültecinin sağlık, GGM’dekilerin avukat hakkı tanınmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa