Kargo işçisinin bir günü
"Baran haftada adeti en az 40 kg olan kolilerden minimum 70-80 tane taşıyor. Orada çalışan 9 kuryenin 5 tanesi tekstil mağazalarına koli taşımaktan sağlık sorunları yaşamaktadır"
Fotoğraf: Unsplash
Kargo işçisi
İstanbul
Kargo sektöründeki iş yoğunluğu şubeden şubeye farklılık gösterir. Yurtiçi Kargo’nun çalıştığım şubesine 500-600 kargo gelirken, yakın bölgedeki şubesine 250-300 kargo gelmektedir. Aynı mantık müşteriden alınan kargolarda da geçerlidir. Çalışma saatleri esnedikçe patron kârına kâr katar, şubedeki çalışan sabah 08.30’da işbaşı yapar, en iyimser tahminle 19.00’a doğru iş biter.
Cumartesi günleri yarım gün denir ama 15.00’ten önce iş bitmez. Hiçbir biçimde fazla mesai ücreti ödenmez, bunun bahsi dahi açılmaz ama şube müdürü her fırsatta “Biz bir aileyiz” der, “Elinize sağlık, Allah razı olsun” der ama hakkımızı alamayız. Hakkımızı alamayınca ücretler yetmez ama buna da kendince çare bulan kurye arkadaşlarım var.
BEL AĞRISI, KOL AĞRISI, FITIK
Baran onlardan biri. Hafta sonu ek işe çıkar. Aracıların yönlendirmesiyle -aracı dediğim taşeronlar- garsonluk yapmaktadır. Baran’ın çalıştığı şubedeki işler kolay işler sanılmasın. Baran haftada adeti en az 40 kg olan kolilerden minimum 70-80 tane taşıyor. Orada çalışan 9 kuryenin 5 tanesi tekstil mağazalarına koli taşımaktan sağlık sorunları yaşamaktadır. Bel ağrısı, kol ağrısı fıtık gibi rahatsızlıkları çıkıyor. Çalıştığımız sektörde meslek hastalığı ya da sağlık sorunu da tanımlanmamıştır. Boşuna söylememişler, “Servetiniz bizden çaldıklarınızdır.”
Şubede bir günün nasıl geçtiğini size biraz anlatayım. Sabah erken saatte kapıda çeşit çeşit kargo karşılar bizi. Domates salçası, kedi kumu, kopek maması, araba lastiği, portatif ev eşyaları, şirketler arası dosyalar... Orada herkese pay edilir kargolar. Ahmet’in payına 175 cm uzunluğunda 60 cm eninde suntalar düşer. Üç dört tane sunta, toplam ağırlığı 100 kiloya yakın. Garibim Ahmet 1.65 boyunda 65 kg ağırlığında kara yağız kurye... Bu kargolar müşteriye teslim edilecektir, gerisini Ahmet düşünsün...
ASGARİ ÜCRETİN BİRAZ ÜSTÜ
Saha Operasyon Elemanı Ahmet’in teorik olarak araçla dağıtım yapması gerekir. Ama patron maliyeti düşürmek için aracı her bölgeye göndermemektedir. Ahmet’e el arabası verilir. El arabası onun aracı olur zamanla. Ahmet el arabasıyla bir bütün yapışık ikiz gibi olur, birlikte yemeğe giderler, tuvalet ihtiyacı olursa güvendiği birine el arabasını bırakır öyle tuvalete gider. Çünkü o kargolar sabah gelen araçtan Ahmet’in payına düşmüş, artık zimmetindedir. Sorumluluk kendisindedir, başına bir şey gelmemelidir. Cuma günleri Ahmet için zifiri karanlıktır. Kargo sürecinde sömürülen Ahmet cuma günleri de anlaşmalı firmalardan tahsilat yapmaktadır.
Görev tanımı oldukça esnek olan Ahmet tüm bunlara katlanmaktadır. Ahmet’in çalışma hayatının artıları da vardır elbette; spor salonuna gitmeden spor yapmaktadır, günde 10 km’den fazla yürümektedir, kargoyla gelen spor ağırlıklarını taşırken kol kaslarını güçlendirmektedir. Kendisine sunulan asgari ücretin biraz üstü, günlük 70 TL yemek parası bir de sigorta; tüm bu cefa bunlar için...