"Kahve bahane" diyen kadınlarla ev sohbetleri | "Devletim seni korur diyemedim"
Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi, şiddete karşı yürüttükleri çalışmalar ve kadınların bilinçlendirilmesi yönündeki adımlarıyla dikkat çekiyor.

Fotoğraf: Pınar Çetinkaya/Evrensel
Pınar ÇETİNKAYA
İzmir
İzmir’de 2010 yılından bu yana en az 270 kadın katledildi. Cinayetlerin sayısı ilçelere göre farklılık göstermekle birlikte kentin en büyük ilçelerinden biri olan Karabağlar, kadın cinayetlerinin en çok yaşandığı ilçeler arasında. Farklı sosyoekonomik profillere sahip olan ilçede Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi şiddete karşı yürüttükleri çalışmalar ve kadınların bilinçlendirilmesi yönündeki adımlarıyla dikkat çekiyor. Hem artan kadın cinayetlerini hem de kadın meclisinin çalışmalarını Meclis Başkanı Funda Özdemir ve çalışma yürütücülerinden Ayla Erdoğan ile konuştuk.
"NE KOL KIRILACAK NE DE YEN İÇİNDE KALACAK"
2012’de meclisin yaptığı eğitimlerle bu mücadeleye katılanlardan biri olduğunu söyleyen Funda Özdemir, “Eskiden annelerimizin, kayınvalidelerimizin bazı öğütleri vardı. ‘Erkek köktür. Kadın yerdir. Kökten ne yağarsa yer kabul eder. Sesini çıkarmayacaksın. Huzurunu bozmayacaksın.’ Bu öğretiler ne yaşarsan yaşa bu kol kırılır yen içinde kalır diyor bizlere ama biz şimdi diyoruz ki ne kol kırılacak ne de yen içinde kalacak” dedi.
Kadın cinayetlerinin utanç verici boyutlara ulaştığını ifade eden Özdemir, “Bunun temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatıyor. Biz kadın meclisi olarak kadına yönelik şiddete, yaşadığımız ayrımcılığa karşı farkındalık yaratmak amacıyla mahalle odaklı çalışmalara ağırlık veriyoruz. Karabağlar’da 58 mahalle var. 58 mahallede toplumsal cinsiyet eşitliği seminerleri düzenliyoruz. Bu seminerlerin içerisinde kadının insan hakları eğitimi, avukat arkadaşlarımızın 6284 sayılı Yasa üzerine yaptığı bilgilendirmeler, psikolog arkadaşımızın cinsiyet üzerine seminerleri gibi konular bulunuyor. Seminerlere gelemeyen kadınlar için de ‘kahve bahane’ diyerek ev toplantıları yapıyoruz” diye konuştu.
Toplantılarda kadınların yaşadığı geçim sıkıntısından şiddete, bütün duygularını paylaşıp sorunların kaynağına inmeye çalıştıklarını aktaran Özdemir, “Toplumun geleneksel dayatmalarına karşı yasalar olduğunu vurguluyoruz. Bu yasaların uygulanışında yaşanan sıkıntılara karşı bir şiddete uğradığında nereye, nasıl başvuracağı, gerekirse hukuksal destek verme konusunda yardımcı oluyoruz” dedi.
"6284 ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ BİR YASA"
Eğitimin yürütücülerinden Ayla Erdoğan ise, “Haftada 1 gün 20 kişilik gruplarla yaptığımız ‘kadının insan hakları eğitimi’ programı içerisinde Anayasa’daki haklarımızı öğreniyoruz. 6284 sayılı Şiddet Yasası’nın hangi amaçlarda kullanılması gerektiğini, nereye, ne zaman başvurmamız gerektiğini öğreniyoruz. Bir şiddete şahit olduğumuzda neler yapılabileceğini anlatıyoruz. Kadınlar şiddet karşında korktuğunda hayata geçirilecek mekanizmaları konuşuyoruz” diyerek eğitimin içeriğine dair bildi verdi.
"ONLARA KÖLE LAZIM"
Tüm bu çalışmaların yanı sıra kadın cinayeti davalarını da yakından takip eden meclis, özellikle kadınların şikayetçi olmaktan çekindiğini de belirtiyor. Kadınların yasal yollara başvurduğunu ancak yine de kurban olduklarını belirten Funda Özdemir, “Geçenlerde şiddet görmüş bir kadın arkadaş ulaştı bize. ‘Yalnız gidemiyorsan birlikte gidelim. Şikayet edelim. Durumunu bildiririz, 6284 sayılı Kanun’dan yararlanmak istiyorum diye de vurgularız, en azından bir uzaklaştırma kararı çıkartırız’ dedim. Kadın ‘Şikayet edeceğim ne olacak ki, o adam daha çok sinirlenip bu sefer vurmakla yetinmeyip benim canımı alacak’ dedi. Ben devletim seni korur diyemedim” diyerek kadınların korunmadığını anlattı.
Özdemir son olarak şunları söyledi: “Tabii bu süreç bize mevcut iktidarın kadına nasıl baktığını da gösteriyor. Yasaları uygulamadıkları gibi İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiler. Şimdi de amacı şiddeti sonlandırmak, kadını tamamen şiddetten korumak olan 6284 sayılı Yasa’yı elimizden almaya çalışıyorlar. Çünkü onlara kadın değil evlere kapatacakları, yeri geldiğinde stres atacakları köle lazım. Yine de şikayetçi olmak gerekiyor. En azından devletin bu konuda görevini yapmadığının da ispatı olacak. Kadına şiddet davalarında sadece katil değil, görevini ihmal edenlerin de yargılanması gerekiyor ki başka kadınlar ölüme terk edilmesin.”
Evrensel'i Takip Et