03 Temmuz 2023 16:39

Elon’un son inovasyonu: Haberleşmeyi engellemek!

Mavi tik sahiplerine sunulan daha fazla içerik görüntüleme olanağı basit bir aplikasyonu “sınıflılaştırma” amacına göz kırparken kullanıcıların haberleşme özgürlüğüne ket vuruyor.

Elon Musk | Fotoğraf: Daniel Oberhaus/Flickr (CC BY 2.0)

Paylaş

Poyraz ERDEM

Boğaziçi Üniversitesi

 

Dün gece itibariyle, Twitter’daki görüntüleme sayısı kısıtlamasının sebebinin Google’a ait olan sunucular için gereken paranın ödenmemiş olduğu açığa çıktı ve kısıtlama kararı geri çekildi. Elon Musk’ın bir iyilik gibi sunduğu bu kararın içeriğine, nedenlerine, olayın arkasındaki ticari kaygılara ve sermayenin iletişim hakkına karşı saldırılarına birlikte bakalım.

Geçtiğimiz günlerde, 2022 yılında Twitter’ı satın almış olan Elon Musk, kendi Twitter hesabından platforma sistem manipülasyonunu belirlemek amacıyla geçici bir süreliğine içerik görüntüleme sınırı getirildiğini açıkladı. Tweet görüntüleme sayısının, kullanıcıların hesaplarının doğrulanmış olup olmamasına göre değişiklik göstereceği duyuruldu. Görüntüleme sayısı limitinin duyurulmasından önce, Elon Musk kendi hesabından paylaştığı “Derin bir transtan uyanıyorsun, arkadaşlarını ve aileni görmek için telefonundan uzaklaş” gönderisiyle, kararın nedeninin sosyal medya bağımlılığının artması olduğunu “Burada dünya için bir iyilik yapıyorum” sözleriyle açıkladı.

İYİLİĞİMİZİ Mİ DÜŞÜNMÜŞ?

Elon Musk’ın “naif” açıklamalarına rağmen diğer sosyal medya platformları gibi Twitter da yeterli kullanıcı sayısına ulaştığı zaman, bir gelir kalemi olarak reklamlara başvuruyor; kullanıcılar ile reklam şirketlerini birbirine ulaştırıyor. Kullanıcı için bir alışkanlık, reklam şirketleri için ise vazgeçilmez bir gelir kalemi haline gelen sosyal medya platformları, sonuç olarak birbirine bağımlı hale geliyor. Bu denklemin kurucusu konumundaki sosyal medya şirketleri ise oluşturdukları alışkanlık zinciri içerisinde artık iki cepheyi de kendi şartlarıyla koşullamaya başlıyor. Twitter’a getirilen içerik görüntüleme limiti, bu pratiğin başka bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Bu stratejiler insanların iletişim, sosyalleşme, kafasını boşaltma gibi eylemleri için başta ücretsiz ve kolay ulaşılabilir alternatifler oluşturarak insanların eski alışkanlıklarına geri dönecek gemileri yakmasına sebep oluyor. Sunulan hizmetler ücretli hale geldiğinde veya sınırlamalara tabi tutulduğunda ise bu eylemler tam bir esaret halini alıyor.

Türkiye’de son dönemlerde ana akım medya kanallarında artan sansürle beraber insanlar sosyal medya platformlarından haberleşmeye ve ülke gündemini takip etmeye başladı. Daha öncesinde hafif hafif tanık olduğumuz büyük medya şirketlerinin bu alanlardan müşteri potansiyeli oluşturup tüketim yelpazesini geliştirme hevesi, şimdi Elon Musk’ın eline geçirdiği Twitter ile birlikte direkt kullanıcıların uygulamayı ne düzeyde kullanabileceğine bile sınır getiriyor. Bir yandan ücretli mavi tik sahibi olanlara sunulan daha fazla içerik görüntüleme olanağı basit bir aplikasyonu “sınıflılaştırma” amacına göz kırparken bir yandan da kullanıcıların haberleşme özgürlüğüne ket vuruyor. Bu bize, şirketlerin hayatımıza müdahale şekillerini geliştirmesinde ne kadar ileri gidebileceğine dair bir görüngü sunuyor.

Elon Musk 2022 yılında Twitter’ı satın almasından sonra çalışanların çoğu, ücretleri düşürmek ve maaşları azaltmak için işten çıkarıldı. Bugünlerde karşımıza çıkan içerik görüntüleme sayısına konulan limitin altında yatan sebeplerden biri olabilir. Sayısı azaltılan yazılımcılar ve kısılan ücretlerine karşılık Twitter’ın kontrolünün zorlaşması ve spam hesap sayısının artışı paralel olarak gerçekleşiyor. Öte yandan parayla satılmaya çalışılan “doğrulanmış” hesap, şirket sahiplerinin konumunu açık eder vaziyette.

HABERLEŞME ENGELLENMEMELİ

Özellikle deprem döneminde göçük altında kalan insanlarla direkt iletişime geçilebilen ve bu sayede binlerce kişinin kurtarılmasına vesile olan bu iletişim kanalları, artık parası olmayana günde 600 görüntüleme limiti getirerek bizi dar alanlara sıkıştırıyor. İktidar tarafından kısıtlanan bu alanların hayati zamanlarda nasıl bir iletişim alanı haline geldiğine tanık olduktan kısa bir süre sonra, sosyal medya şirketleri tarafından ifade özgürlüğümüze ve bilgi erişimimize sınır getirildi. Bir yandan iktidarın bir yandan medya tekellerinin eylemleri bu odakların bizim hayatımıza benzer şekillerde tesir ettiğini akıllara getiriyor.

2020 yılında içinden geçtiğimiz küresel sağlık krizi ve geçtiğimiz şubat ayında meydana gelen deprem döneminden görebildiğimiz üzere iktidar tarafından sansür, yayın yasakları, para cezası gibi pratikler eşliğinde tekelleştirilen medya ve yayın kanallarına alternatif olan ve kitleler için bir ifade olanağı haline gelen sosyal medya, bu sefer kapitalizmin kıskacına takılmış durumda. Görünen o ki bu sistemin önümüze dizdiği taşların tümünü yan yana gelip yıkmadan bu durumun içinden çıkmak da mümkün değildir.

ÖNCEKİ HABER

Üsküdar'da kafe yıkımı sırasında imar şube müdürüne saldıran sanığa 10 yıl 9 ay hapis talebi

SONRAKİ HABER

Selçuk Belediyesi, sendika iş yeri temsilcisini işten çıkardı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa