05 Temmuz 2023 04:21

MEB'in mevsimlik işçileri: Ücretli öğretmenler

Güvencesiz, asgari ücretin altında ve ağır koşullarda çalışan ücretli öğretmenler tepkili: “MEB’in mevsimlik işçileri gibiyiz. Öğretmen değil köle gibiyiz. Kadrolu ve güvenceli istihdam istiyoruz.”

Arşiv  | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Okullardaki öğretmen açığına rağmen yeterli öğretmen ataması yapmayan AKP iktidarı, bu açığı ücretli öğretmenlerle çözmeye çalışıyor. Kadrolu öğretmenlerle aynı işleri yapan ancak meslektaşlarıyla aynı ücret ve özlük haklarına sahip olmayan ücretli öğretmenler adeta kölelik koşullarında çalıştırılıyor. Asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenler yaz tatilinde ise herhangi bir ücret alamıyor. Kendilerini Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) mevsimlik işçileri olarak niteleyen ücretli öğretmenler “Tüm öğretmenlerin kadrolu güvenceli istihdamı esas alınmalı” dedi.

‘HAYALLERİM YIKILDI’

2017’den bu yana KPSS’ye giren ve ataması yapılmayan Okul Öncesi Öğretmeni Buket, KPSS’den umudunu kesmiş. Şimdi bir devlet okulunda ücretli öğretmen olarak çalışan Buket, öğretmenliğin çocukluk hayali olduğunu söyleyerek “Maalesef mezun olduktan sonra hayallerim yıkıldı” dedi. Yüksek bir puan alsa dahi atamasının yapılmayacağını düşünen Buket, mülakat nedeniyle işlerinin daha da zorlaştığına dikkat çekerek “KPSS’den düşük puan alanların mülakatla atamaları yapılıyor. Bize umut bırakmadılar” diye konuştu.

‘İHTİYAÇLARIMI KARŞILAYAMIYORUM’

Eşinden ayrıldığını, kirada yaşadığını ve 4 yaşında bir kız çocuğu olduğunu anlatan Buket, “Hem ücretli öğretmenlik yapıyorum hem de ailemin maddi manevi desteğini alıyorum. Bakıcı tutamadığım için annem kızıma bakıyor. 2 yıldır ücretli öğretmenlik yapıyorum. Aldığımız ücretler çok komik. Ailem olmasa çocuğumun ihtiyaçlarını dahi karşılayamam” dedi.

‘GEÇEN AY 5 BİN TL MAAŞ ALDIM’

Ücretli öğretmenliği kölelik sistemine benzeten Buket, “Öğretmen değil köleyiz. Okul tatil olduğunda bizim maaşlar eksik yatıyor. Full gittiğimiz zaman asgari ücrete yakın bir maaş alıyoruz. Geçen ay biz 5 bin TL aldık, sadece kiramı verdim, diğer ihtiyaçlarımı ailem karşıladı” dedi. Okullarda da kendilerine öğretmen gibi davranılmadığını dışlandıklarını dile getiren Buket “Mevsimlik işçi gibiyiz. Aynı fakültelerden mezun olduk ama farklı koşullarda çalışıyoruz. Bu adil değil” dedi. Devlet okulunda ücretli öğretmenlik yaptığını belirten Buket “Demek ki öğretmen eksikliği var. Ama bizi düşük ücretle açlık sınırının altında çalıştırıyorlar. Kadrolu öğretmene vereceği bir maaşı 3-4 tane öğretmene veriyorlar. Niye atama yapsın ki” tepkisini gösterdi.

‘MESLEKTEN SOĞUDUM, TIR ŞOFÖRLÜĞÜ YAPIYORUM’

2014’te Ege Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümünden mezun olan Gökhan, ataması yapılmadığı için dershane, kolej ve devlet okulunda ücretli öğretmenlik yapmış yıllarca. Öğretmenlik yaptığı dönemde haftada 50-55 saate yakın derse girdiğini ve artık yorgunluktan konuşamaz hale geldiğini söyleyen Gökhan “Yoğun çalışma temposu nedeniyle özel hayat diye bir şey kalmamıştı. Haftada bir gün tatil vardı o da hafta içiydi. Kolej ve dershanelerde ise bizden öğrenci bulmamız isteniyordu” dedi. Yaşadığı mobbing, ağır çalışma koşulları ve ücret düşüklüğü yüzünden öğretmenlikten soğuduğunu ifade eden Gökhan, “Her geçen gün beni meslekten daha da soğuttu. Sektörü komple bırakma kararı aldım. Bunun için de hazırlığa başladım. Önce tır şoförlüğü ehliyeti aldım. Geçen haftadan itibaren de tır şoförü olarak çalışmaya başladım” dedi

‘UCUZ İŞ GÜCÜ, TATİLLLERDE İŞSİZ VE GÜVENCESİZİZ’

Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği Genel Başkanı Levent Atasoy, ücretli öğretmenlerin asgari ücretin altında, yarım sigorta primiyle, özlük hakkı olmadan çalıştırıldığını söyledi. Ders saati tam yatan bir ücretli öğretmenin aldığı maaşın maksimum 7 bin TL olduğu bilgisini veren Atasoy “Branş öğretmeni, resim öğretmeni, din kültürü öğretmeni, müzik öğretmeniyse bu maaş 3-4 bin liraya kadar düşüyor. Resmi bayramlar, dini bayramlar, kar tatilleri olunca da ücretli öğretmenler maaş alamıyor. Sene içinde bizim tam olarak yatan maaşımız 2-3 ay” diye konuştu. “Bizim gelecek güvencemiz yok” ifadelerini kullanan Atasoy, 15 yıl çalışan bir ücretli öğretmenin priminin 1500 gün olduğuna işaret ederek “Bu arkadaşımız emekli de olamayacak, yaş ilerlediği için başka yerlerde çalışma imkanı da yok. Mevsimlik işçi gibiyiz. Yaz tatilindeyiz ücretli öğretmenlerin hepsi işsiz. Tatiller çoğaldıkça ücretli öğretmenlerin çalışma günü de azalıyor.  Birçok arkadaşımız ek iş yapıyor. Ücretli öğretmenlerin güvencesi, tazminat hakkı, sendikalaşma hakları yok” dedi. Devletin hem sigortadan kurtulmak hem de ucuz işçi çalıştırmak için boş kontenjanlara bile ücretli öğretmenleri verdiğine dikkati çeken Atasoy, “Atama da yapmıyorlar. Çünkü işlerine geliyor ucuz işçi çalıştırıyorlar. Ücretli öğretmen eşittir ucuz işçi demek” diye konuştu.

 

‘MÜLAKAT SİSTEMİNE SON VERİLMELİ’

14 Mayıs seçimleri öncesinde AKP’li yetkililerin ‘Mülakatı kaldıracağız’ açıklamalarını hatırlatan Eğitim Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Ramazan Gürbüz, son yapılan 45 bin öğretmen atamasında ve diğer atamalarda hâlâ mülakatların devam ettiğine dikkat çekti. Dolayısıyla mülakat sisteminin devam ettiğini belirten Gürbüz “En son Milli Eğitim Bakanı da mülakatın kaldırılacağını ifade etti. Ama tüm yetkiler ellerindeyken bunu gerçekleştirmediler.  Mülakatla sübjektif değerlendirmelerle işe girmek isteyen kişilerin haklarının gasbedilmesi kaçınılmaz. Düşük puan almış biri bir bakıyorsunuz yüksek puan almış birinin önüne geçiyor. Türkiye’de binlerce şaibeli atama var. Mülakatın olduğu yerde liyakat olmaz. Mülakat sistemine son verilmeli. Atamalar sınav puanları esas alınarak yapılmalı” diye konuştu. Fen ve eğitim fakültelerinin ciddi anlamda mezun verdiğini belirten Gürbüz “Ama mezunların ancak yüzde 5’i istihdam edilebiliyor kendi alanlarında. Ataması yapılmayan 500-600 bin öğretmenden söz ediyoruz. Bu rakam her geçen gün katlanarak artıyor. Son yapılan 45 bin öğretmen ataması Türkiye’deki ihtiyacı karşılamıyor. Bu nedenle biz ısrarla en az 150 bin öğretmen atamasının hemen yapılmasını istedik” ifadelerini kullandı. 

ÖNCEKİ HABER

İliç’teki altın madeninin avukatı dava açma hakkının reddedilmesini AYM’ye taşıdı: “Siyanürlü madene her yurttaş dava açabilir!”

SONRAKİ HABER

Bahçeli'nin hedefinde bu hafta Merdan Yanardağ ve AYM vardı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa