Sade öğretmenim, 14 bin TL ile geçinemiyorum

Anacan Nurhan DEMİR
İzmir’den bir öğretmen

Ben sade bir öğretmen olarak geçinemiyorum. Benim alın terimi alıp başöğretmen dedikleri, benden bir gram farkı olmayan öğretmenlere verdiler. Uzman dedikleri ise korkudan seslerini çıkaramayan, haklarını aramayan, özlük haklarını dahi bilmeyen, her şeye razı, sindirilmiş bir öğretmen çoğunluğu…

Demiyor ki; ben zaten yıllarca 2 asgari ücret alıyordum hani benim uzmanlıktaki ücret artışım? Bu soruyu soramayacak kadar korkak olan, verilen her şeye razı olan, boyun eğen, bir sayfa kitap okumadan, uzmanlığı hak gören bir profil görmek istemiyorum. Öğretmen dediğin her zaman kendini yenileyip, geliştirecek, donanımlı olacak ki öğrencilerine o ışığı yansıtsın.

Bizim ışımalarımız iki kelimeden ibaret; uzmanlık, başöğretmenlik. Bu iki kelimenin sihrine kapılıp kendileri de o parayla geçinemiyorlar aslında. Sorsanız dışarıdaki öğretmen olmayan çocuklu bir ev kadını bile bu parayla geçinilemeyeceğini dile getirir. Ayrıca bu algıyı yaratanları yürekten kutluyorum. Sağ gösterip sol vurdular. Yüzde 5 kişi sade öğretmen, yüzde 80 uzman öğretmen, yüzde 5 kişi başöğretmen. Benim 17 bin TL’min 3 bin TL’sini kesip başöğretmene verdiniz.

Başöğretmen 3 benden, 2 de önceden olduğu için 2+3=5 bin TL fazla alıyor, bizdensin 19 bin TL. Ben sade öğretmenim 14 bin TL alıyorum şu zam şampiyonu ülkemde ve yaşamak için bir dala tutunmaya çalışıyorum okuyan iki çocuğumla. Boynundaki fularda, şapkasında, gömleğine, kravatında, çay bardağı, kahve fincanında Atatürk baskılı resim ile dolaşıp, dilinden Atatürk'ü düşürmeyen başöğretmenler, hani yalnızca Atatürk Başöğretmen idi? Ne çabuk unuttunuz? Neyin etkisi ile unuttunuz? Nasıl unuttunuz? Ne için unuttunuz? 5 bin TL para için mi? İçi boş etiket için mi? Atatürk sizlerin bu davranışlarınızı görse inanın ben ve benim gibi sade öğretmenlere teşekkür eder, bir plaket ile ödüllendirirdi.

Biz sade öğretmenler bilmiyor muyduk bu açıkgözlülüğü ve boş gösterişli unvanları, uzman ve başöğretmen gibi. İnsanca yaşam adına bu saçmalığın son bulması bir getirisinin olmaması, hiçbir öğretmene yararının olmayacağı ve öğretmenlik mesleğinin hiçbir meslek ile kıyaslanamayacak kadar ulvi meslek olduğunu bildiğimiz için 2022 ekim ayında Ankara’ya eyleme gittik. Eylem yapılan her yanlışa baş kaldırmaktır. Bu yanlış karar yüzünden evinde oturarak, itiraz etmeyerek, bir sayfa okumayarak, kendini geliştirmeyerek, en önemli varlığımız öğrencilerimizi düşünmeyerek, hatta kendi geleceklerini bile düşünmeden bir çırpıda, hokus pokusla uzman ve başöğretmen olanlar vicdanen rahat mısınız?

Kendinize sorun; benim 3 bin TL alın terimi her ay cebimden çeken başöğretmenler çocuklarımın hakkını yediğinizin farkında mısınız? Bu kararı verenler ve bu karara uyanlar hep beni ve çocuklarımı görün rüyanızda, belki bu yanlış karardan dönersiniz. 29 yıllık sade öğretmenim, 14 bin TL ile geçinemiyorum. Duyun sesimi…