'KCK' ana davasında 10 tahliye

Aralarında BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de bulunduğu 108'i tutuklu 175 kişi hakkında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın duruşmasında, avukatların savunmaları ardından mahkeme esasa ilişkin kararını açıkladı. Tutuklukların savunmalarına ilişkin ilk sözü alan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, davanın hukuksuz olduğunu belirterek, "İddianame bütünsel hakları ihlal etmiştir. Mahkeme ise, TBMM'nin çıkardığı yargı paketlerini göz ardı ediyor. Tutukluluk durumu bir haksızlığa neden olmuştur. Bu dava gelecek nesillere tez konusu olacaktır" diye konuştu. Elçi ardından konuşan Avukat Mehmet Emin Aktar ise, Hatip Dicle'nin DEP milletvekili iken Meclis'te yaptığı konuşmayı hatırlatarak, "19 yıl sonra yine aynı şeyler yaşanıyor. Bu dosyanın tek mağduru burada tutuklu olanlardır. Biz avukatlar olarak bu davada başarısız olduk. Davaya gelerek meşrulaşmasını sağladık. Kürtlerin temsilcileri burada 'terorist' ilan ediliyor" şeklinde konuştu. Aktar ardından söz alan Av. Meral Danış Beştaş, iddianamenin ceza usullerine göre aykırı olduğunu ifade ederek, "Siyasetle hukuk karıştığında, hukuk katlediliyor. Bu dava buna örnektir. İddianamede kriminal hangi suç var? Sorulan soruların hepsi siyasidir. Siyasi ilişkilerin yargılanması siyasi değerlendirmeye neden oluyor" şeklinde konuştu.

'ADİL YARGILAMA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI'

Beştaş, "Böyle bir davada nasıl hukuki bir savunma nasıl yapacağız" diyerek, tutuklu seçilmişlerin şahsında onlara oy verenlerin haksızlık yapıldığını söyledi. "Müvekkillerin geçmişlerini katarak bir hesaplama yaptım. Müvekkillerin şimdiki tutukluluk süresiye birlikte toplam bin yıllık bir hapis yatmışlar. Eskiden Kürtçe konuşan para cezası verirlerdi, şimdiyse ana dilde savunma yapmak isteyenden para alıyorlar. Zihniyet aynı değişmesi lazımdır" dedi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar avukatlar savunmalarını yapmaya devam etti. Savunma yapan avukatlarından biri olan Av. Öztürk Türkdoğan, mahkemenin gidişatına bakıldığında davanın uzayacağını söyleyerek, "Bu nasıl yargılamadır? 4 yıldır biz daha yargılamanın ortasına gelmiş değiliz. Heyetin adilane yargılamayı göz önüne alarak tutuksuz yargılamayı göz önüne almalıdır. Bu davada bütün deliller toplanmıştır. Tutukluluğun devamına neden olacak neden olacak hiçbir koşul yoktur. 'O şunu bu şunu söylemiş' mantığıyla hazırlanmış bir iddianame var karşımızda" dedi.

KARAR GECE 02.00'DE AÇIKLANDI

Avukatların savunmaları ardından mahkeme heyeti, kararını vermek için duruşmaya ara verdi. Mahkeme heyeti, aradan sonra kararını gece saat 02.00'de açıkladı. Yenişehir eski Belediye Başkanı Fırat Anlı, Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Batman eski Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk, Sosyolog Aslan Özdemir, Dicle eski Belediye Başkanı Abdullah Akengin, Takibe Turgay, Fadile Bayram, Kazım Kurt ve Hasan Öner'in tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, 98 Kürt siyasetçinin de tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 6 Mayıs'a erteledi.

Karar sonrası aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de bulunduğu onlarca kişi Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önüne gitti. Mahkeme heyetinin tahliyesine karar verdiği Yenişehir eski Belediye Başkanı Fırat Anlı, Şırnak eski Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Batman eski Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan, Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk, Sosyolog Aslan Özdemir, Dicle eski Belediye Başkanı Abdullah Akengin, Kazım Kurt ve BDP Sur Belediye Meclis üyesi Hasan Öner sabah saat 06.00 sıralarında tutuldukları Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden; Takibe Turgay ve Fadile Bayram da tutuklu bulundukları Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nden serbest bırakıldı.

'TEMENNİM TÜM ARKADAŞLARIMIZIN SERBEST BIRAKILMASIDIR'

Tahliyelerine karar verilen 10 kişinin cezaevindeki işlemleri sürdüğü sırada D Tipi Cezaevi önünde basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, özgürlükleri ellerinden alınan arkadaşlarının tahliye edilmiş olmasından büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, "Ama aynı şekilde halen hemen bu kapının ardında özgürlükleri ellerinden alınmış onlarca arkadaşımız var. Temennimiz, çağrımız, beklentimiz ve çabamız olabilecek en kısa zamanda diğer arkadaşlarımızın da özgürlüklerine kavuşmalarıdır. Bu kapıda karşılayacağımız ve kucaklayacağımız arkadaşlarımızın tamamı benim mesai arkadaşlarım aynı zamanda. Uzun yıllar beraber mesai yürüttüğümüz arkadaşlarımın büyük bir kısmı cezaevinde kalmaya devam ediyor. Doğrusunu söylemek gerekirse hani bir söz var 'Bir yanım bahar bahçe, diğer yanımız yaprak döker' sevinçliyiz ama buruk bir sevinç var. Temennim en kısa zamanda adaletin gerçek anlamda tecelli etmesi ve bütün arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasıdır" dedi.

Mahkemenin tahliye kararını açıklaması üzerine cezaevi önüne gelen tutuklu yakınlarının yanı sıra çok sayıda yurttaş dondurucu soğuğa rağmen uzun bir bekleyiş ardından cezaevinden tahliye olanları zılgıt ve alkışlarla karşıladı. Tahliye olanların cezaevi kapısından görünmesi ardından duygulu anların yaşandığı cezaevi önünde kimi yurttaşların gözyaşlarına hakim olamadığı görülürken, tahliye olanlarla kucaklaşan birçok kişi uzun süre onlardan ayrılmak istemedi.

'ÖNEMLİ OLAN BU BEDELLERİN GÜZEL BİR YAŞAM İÇİN ZEMİN OLUŞTURMASI'

Serbest bırakılmasının ardından cezaevi kapısı önünde kısa açıklama yapan Fırat Anlı, kendi paylarına bir kez daha hukuksuzluğun düştüğünü belirterek, 4 yıla yakın süredir son derece zorlu ve sıkıntılı bir dönemi geride bıraktıklarını dile getirdi. Kendileri açısından kişisel olarak ödenen bedellerin de çok fazla bir anlam ifade etmediğini dile getiren Anlı, "Önemli olan bu bedellerin daha iyi bir yaşam için, daha güzel bir yaşam için bir zemin oluşturabilmesidir. Bu açıdan elbette ki halen son derece yüksek sayıda arkadaşlarımız cezaevinde, demir parmaklıklar ardında tutulmaya devam ediyor. Bu sürdükçe kendimizi özgür hissetmeyeceğiz. Bu coğrafyada dilimizi kültürümüzü özgürce yaşayamadan kendimizi özgürce hissetmeyeceğiz. Bugüne kadar dayanışma gösteren, sahiplenen başta halkımıza tüm sivil toplum örgütlerine demokratik kitle örgütlerine, ailelerimize sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Bu gelişme aşamasında olan sürecin daha ileri bir noktaya gitmesi için hep birlikte el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunun sorumluluğuyla bundan sonraki yaşamımıza devam edeceğiz" şeklinde konuştu. (Diyarbakır/DİHA)