İzmir Tarihi Kent Projesi tartışması: “İzmirlileri önceleyen politikalar var mıdır?”
İzmir’in tarihi kent projesine yönelik açıklama yapan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ve Mimarlar Odası (MO) İzmir Şubeleri projenin toplumun ihtiyaçlarını değil toprak rantını gözettiğini belirtti.
Tarihi Kemeraltı Çarşısı (Fotoğraf: Evrensel)
Ramis SAĞLAM
İzmir
2500 yıllık kültürel mirasa sahip Basmane, Kemeraltı ve Kadifekale bölgelerini kapsayan, İzmir’in tarihi kent projesine yönelik tartışmalar sürüyor. Birçok kesimden gelen eleştiri ve çekincelere rağmen proje devam ediyor.
Kemeraltı ve Basmane’nin İzmir'in; tüm İzmirlilerin, İzmir’de yaşayanların, ülkenin, dünyanın değeri konumunda. Özgün kentsel miras alanı tartışmaları devam ederken, projenin sermayenin mi talep ve beklentilerine göre yoksa kamucu pratiklere göre mi yapılacağı sorularını beraberinde getirdi.
İzmir Tarihi Kent Projesine yönelik 2012 yılında Tarihi Kemeraltı İnşaat Yatırım Ticaret AŞ (TARKEM) kurulmuştu. Yine bu projeye kaynak yaratmak iddiasıyla Re-Pie Portföy Yönetim şirketi aracılığıyla “İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu” oluşturuldu.
TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası (ŞPO) ve Mimarlar Odası (MO) İzmir Şubeleri, geçtiğimiz 27 Ocak tarihinde yaptıkları ortak açıklamayla kaygılarını kamuoyuyla paylaşmıştı. İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu’nun 9 Haziran 2023’te yaptığı lansman toplantısının ardından iki meslek odası yeni bir açıklama yayımladı.
“MESLEK ODALARI DİKKATE ALINMADI”
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne aday konumundaki bölge için etik bulunmamakla birlikte, son derece tehlikeli bulunan noktalar tartışmanın odağına oturmuş durumda. ŞPO ve MO İzmir Şubeleri, kira ve satış işlemleri üzerine dayalı gayrimenkul yatırım fonlarının doğası gereği toplumun ihtiyaçlarını değil toprak rantını gözetmek ve gayrimenkul piyasasındaki spekülasyonun bir parçası olmak zorunda olduğunu dile getirdi.
“Planın hazırlık aşamasında ilgili kurullarda meslek odaları olarak yer alarak görüş ve önerilerimizi sözlü ve yazılı aktardık. Bu çalışmaların sonucunda ise onaylanan planda, iddia edildiği gibi ‘İzmir Tarihi Kemeraltı Gayrimenkul Yatırım Fonu’ kurulmasına yönelik herhangi bir veri bulunmuyordu” denilen açıklamada, meslek odalarının dikkate alınmadığı belirtildi.
YANITLANMASI GEREKEN SORULAR
Kültür varlığını gayrimenkul olarak hisse senedine dönüştüren bu fonun, tam olarak ne tür bir ortaklık modeli önerdiği belirsizliğini koruyor. Söz konusu fon aracılığı ile mülkiyetin el değiştirmesini engelleyen politikanın ne olduğunu soran meslek odaları, “Söz konusu fonun talipleri kimlerdir? İzmirlileri önceleyen politikalar var mıdır? Yabancı sermayedara dair herhangi bir kısıtlayıcı tutum var mıdır? Fiziksel mekânın dönüşümüme karşın sosyo-kültürel yaşamın değişimi nasıl olacaktır?” diyerek, sorularının acilen cevaplanması gerektiğini vurguladı.
“Alan Yönetimi Planında” sözü edilen fon arasında isim benzerliği dışında hiçbir ortak yanın bulunmadığını belirten meslek odaları, “Kurulan yatırım fonu ile Alan Yönetimi Planının arasında ilişki kuranlar ya planı anlamıyor ya da özel olarak çarpıtma içinde. İzmir Tarihi Liman Kenti’nin miras öğelerinin ekonomik sektörlerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla ‘kaynak’ olarak kullanılmasının, ‘varlık’ olarak değerlerin korunması birinci öncelik olmalıdır” ifadelerine yer verdi.
Artan uluslararası göç krizine karşı derin yoksulluk sorunu yaşanan bölgede yapılı çevrenin dönüşümünün yanı sıra sosyal ve ekonomik güçlendirme politikalarının da değerlendirildiği açıklamada, “Yoksulluğu ortadan kaldırmaya dair herhangi bir çalışma var mı? Kent yoksulları göz ardı edilerek soruna dair çözüm üretilmesi değil de başka tarafa mı süpürülmesi hedefleniyor? Hangi gruplarla bir araya gelinerek bu fon oluşturuldu? Üniversiteler, sivil toplum, alanda yaşayanlar, göçmenler ile bir araya gelinmiş midir? Bu fon oluşturulurken Türkiye’den ve dünyadan hangi örnekler incelenmiştir, yaşanabilecek riskler öngörülmüş müdür? Bu risklerin yaşanmaması için hangi önlemler alınmıştır?” denildi.