Hekimler, Dr. Karakaya’nın ölüm yıl dönümünde şiddete son verilmesini istedi
Dr. Ekrem Karakaya’nın ölümünün yıl dönümünde birçok ilde açıklama yapan hekimler, şiddetin önlenmesi için önerilerinin dikkate alınması çağrısında bulundu; “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz”
Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel)
Sağlık emek ve meslek örgütleri 6 Temmuz 2022 yılında Konya Şehir Hastanesi’nde hasta yakını tarafından görevi başında katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı unutmadı. Karakaya’nın ölüm yıl dönümünde sağlık emek ve meslek örgütleri tarafından yapılan açıklamalarda Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan şiddeti önlemediği gibi sağlık emekçilerinin taleplerine kulaklarını da tıkadığını belirterek “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” dedi.
İTO KARAKAYA’NIN ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SESLENDİ: “YAŞAMAK, YAŞATMAK İSTİYORUZ”
İstanbul’da doktorlar Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimliği önünde 12.30’da geçen sene bugün katledilen Doktor Ekrem Karakaya’yı anmak ve görevi başında şikâyet sonucu apar topar gözaltına alınan Suna Dilbaz’a destek vermek için basın açıklaması gerçekleştirdi. İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) düzenlediği açıklamaya Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şube ve Hekim Birliği Sendikası’ndan da temsilciler katıldı.
July 6, 2023
“İTO HEKİMLERİ YALNIZ BIRAKMAYACAK”
Basın açıklaması öncesinde konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Nergis Erdoğan, Ekrem Karakaya’yı anmak ve görev başında gözaltına alınan Suna Dilbaz’a destek olmak için bir araya geldiklerini ifade etti. Ekrem Karakaya’nın katledilen ilk sağlık emekçisi olmadığını fakat son olmasını ümit ettiklerini ifade eden Erdoğan, “Sağlıkta dönüşüm adı altında artan iş yükü, hekimlerin itibarsızlaştırılması ve hedef gösterilmesi, ‘giderlerse gitsinler’ denmesi bu cinayetlerin sebeplerinin başında geliyor. Genç meslektaşlarımız ülkeden göç ediyor, iyi hal belgesi için odamıza rekor başvuru oluyor. Örgütlü gücümüzden güç alıyoruz, İTO bu ülkenin en büyük tabip odasıdır. İTO Suna Dilbaz’ın arkasındadır” dedi.
“İFADE VERECEĞİMİ SÖYLEMEME RAĞMEN MESAİ SAATİMDE GÖTÜRDÜLER”
Erdoğan’dan sonra söz alan, görevi başındayken şikâyet üzerine gözaltına alınarak mesai saatleri içinde ifadeye götürülen Suna Dilbaz, yaşadığı süreci “Şehir dışında olduğum bir tarihte bir hastamı o gün rahatsız hissettiğim halde ameliyat ettim. Yatakta bağdaş kurarak oturan refakatçiyi uyardığımda el kol hareketi yaparak bana bağırdı. Görevimin başındayken beni şikâyet etmesi üzerine karakola götürmek üzere polis gelmiş. Polise bakmam gereken hastalar olduğunu, öğlen arası gelip karakola ifade verebileceğimi söylediğimde kabul etmediler. Küçük Çekmece Adliyesinde hakim olan refakatçinin görevi başındaki iki doktoru daha resmi şikâyet etmeden polis zoru ile karakola götürtmesi mesleğinin verdiği gücü kötüye kullandığını göstermektedir” diye anlattı.
“CAN KORUMANIN GÖZLERİNDE BİR DEĞERİ YOK”
Dilbaz’ın ardından konuşan Hekim Birliği Sendikası İstanbul Şube Başkanı İbrahim Halil Erdem; Ekrem Karakaya vefat ettiğinde önlemler alınacağı, x-ray'ler konulacağı, hukukun bizi koruyacağı, yasalar çıkarılacağı söylendiğini hatırlatarak alınmayan önlemlere "Kaç tane hastanede bugün x-ray var? Kaç tanesinde konulan x-ray'ler çalışıyor? Ben bugün İstanbul'un en büyük Hastanesi'nde çalışıyorum, günde belki en az 10 bin insan giriş yapıyor, en az iki bin insan yatıyor. Bir tane bile x-ray cihazı yok. Bugün gittiğiniz herhangi bir alışveriş merkezinde size silahınızı, çakınızı çıkarttırırlar fakat hastanelerde bu yok. Çünkü alışveriş merkezlerinde mal, hastanelerde can var. Canı korumak için silahla da girebilirsiniz, x-ray'e de gerek yok" diye tepki gösterdi.
Erdem’in ardından Hekim Birliği Sendikası adına basın açıklamasını Gülçin Yıldırım okudu. Kamu kurumlarında katledilen sağlık emekçilerinin ismini anarak konuşmaya başlayan Yıldırım, “Ülkemizde hekimler ve sağlık profesyonelleri aldıkları zorlu ve ağır eğitimin karşılığında gereken saygı ve özlük haklarını alamadıkları gibi; aşırı iş yoğunluğu, düşük maaş ve nöbet ücretleri başta olmak üzere pek çok motivasyon düşürücü etkenin yanı sıra bir de iş ortamlarında can güvenliğini düşünmek zorunda kalmaktadırlar” dedi.
“TOPLUMUN TAMAMI ŞİDDETE KARŞI SES ÇIKARMALI”
Kurumların can güvenliğini sağlamadığını, bu sebeple sağlık çalışanlarının akşam evlerine sağ salim dönebileceklerinin garantisi olmadığını ifade eden Yıldırım, “Geçen yıl bugün ülkemiz, meslektaşımız kardiyolog Ekrem Karakaya’nın görevi başında hasta muayene ederken canice katledilmesiyle sarsılmıştır. Bu korkunç olay, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet sorununun en acı örneğidir ve tüm toplum için büyük bir endişe kaynağı olmalıdır” diye konuştu.
Bu anma töreninde temel amaçlarının toplumun tüm kesimlerini, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının güvenliğini ve saygınlığını korumak için ortak bir çaba göstermeye çağırmak olduğunun altını çizen Yıldırım, sağlık emekçilerinin kendini güvende hissetmesi ve mesleklerini güvenle icra etmesinin en temel hakları olduğunu vurguladı. Suna Dilbaz’ı keyfi yaptırımlarda yalnız bırakmayacaklarını da ekleyen Yıldırım, herkesi Dr. Ekrem Karaya başta olmak üzere kaybedilen bütün sağlık emekçilerini anmak üzere 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti.
"TAHAMMÜLÜMÜZ KALMADI"
Ankara Tabip Odası (ATO) Genel Merkezi'nde düzenlenen basın açıklamasını ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun okudu. Dr. Coşkun siyasi iktidar ile Sağlık Bakanlığı’nın yaşanan şiddeti önlemediği gibi sağlık emekçilerinin taleplerine kulaklarını da tıkadığını dikkat çektiği konmuşmasında; “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyerek mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
ATO Genel Merkezi'nde düzenlenen basın açıklamasının açılış konuşmasını, ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür yaptı. Dr. Baytemür, sağlık alanında yaşanan şiddetin bir sonucu olarak çok sayıda hekimin yurtdışına göç ettiğine dikkat çekerek; yaşamını yitiren sağlık emekçileri için açıklamaya katılanları bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Ankara Diş Hekimleri Odası, Ankara Tabip Odası, Birlik ve Dayanışma Sendikası , Devrimci Sağlık-İş Sendikası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi’nin bir arada gelerek düzenlediği basın açıklaması metnini ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun okudu. 6 Temmuz 2022 tarihinde Konya Şehir Hastanesi’nde görev yaptığı sırada, hasta yakını tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucunda katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade eden Dr. Coşkun; “Dr. Ekrem Karakaya nezdinde sağlıkta şiddet nedeniyle yaşamını yitiren Dr. Göksel Kalaycı, Dr. Ali Menekşe, Dr. Ersin Arslan, Dr. Kamil Furtun, Dr. Aynur Dağdemir, Dr. Fikret Hacıosman’ı saygıyla anıyoruz” diye konuştu.
“SDP SAĞLIK ÇALIŞANI İLE HASTA İLİŞKİSİNE ZARAR VERİYOR”
Sağlık meslek ve emek örgütleri olarak sağlıkta şiddeti, münferit adli bir vaka veya öfkeli hasta ve hasta yakınlarının saldırılarından ibaret bir olgu olarak görmediklerini ifade eden Dr. Mine Coşkun; “Yıllardır dile getirdiğimiz üzere, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile başlayan, sağlık hizmetlerini piyasalaştırmanın bir sonucu olarak sağlık alanında yaşanan sorunlar, sağlık çalışanı ile hasta ilişkisine zarar veriyor. Sağlık çalışanları bizzat sistemden kaynaklanan olumsuzlukların sorumlusuymuş gibi gösteriliyor ve hastalarla karşı karşıya getiriliyor. Bu da çoğu kez sözlü ya da fiziksel şiddetle son buluyor" dedi.
“100 BİN BEYAZ KOD BİLDİRİMİ YAPILDI”
Sağlıkta şiddetin önlenebilir bir olgu olmasına karşılık her 24 saatte 30’dan fazla sağlık çalışanı görevi başında fiziki şiddete veya hakarete uğradığına dikkat çeken Dr. Coşkun; “Mecliste cevaplanan soru önergelerinden öğrenebildiğimiz kadarıyla 2021 sonu itibariyle Beyaz Kod sistemine 100’binden fazla şiddet bildirimi yapıldı! Görevimizin başındayken maruz kaldığımız şiddet eylemleri psikolojik ve mental olarak da yıpranmamıza yol açıyor. Sadece şiddet görme endişesi veya meslektaşlarının yaşadıkları çalışanların tükenmesine ve verimsizliğine neden oluyor. Yanlış uygulanan sağlık politikaları sağlık çalışanlarının saygınlığını ve mesleki itibarını ortadan kaldırdıkça sağlık çalışanlarına uzanan eller daha kolay kalkıyor” diye konuştu.
“ŞİDDETİ ÖNLEMEK YERİNE AKSİ TUTUMDA ISRARCI OLUYORLAR”
Açıklamasında Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve şiddetten uzak bir yaşam sürmeleri için gerekli çalışma ortamının oluşturulmasının yer aldığına yer veren Dr. Mine Coşkun; “Sağlıkta şiddeti önlemek, siyasi iktidarın ve Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğunda olmasına karşılık bakanlık, aksi yönde idari ve siyasi tutumda ısrarcı olunuyor” dedi.
Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak defalarca bu şiddet ortamını düzeltecek, iyileştirecek öneriler sunduklarına dikkat çeken Dr. Mine Coşkun; “Siyasi iktidar bu önerilere kulaklarını tıkayarak yanıt verdi. Sağlık kurumlarında meydana gelen şiddet ve silahlı saldırıların artışı nedeniyle önlemler alınmasını istedik, 6136 sayılı yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifleri önerdik, görüşmeler talep ettik, alanlardan sesimizi duyurmaya çalıştık. Ne var ki, tüm uyarılarımız ve taleplerimiz görmezden gelindi, gelinmeye de devam ediyor.Hangi ilde ilçede görev yaparsa yapsın, hangi branşta çalışırsa çalışsın, herhangi bir sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmadı!” dedi.
ŞİDDET BÜTÜNCÜL, KAMUCU VE BİLİMSEL PROGRAMLAR İLE AŞILABİLİR
Şiddetin toplumsal bir sorun olduğunu ifade eden ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun; “Ancak bütüncül politikalarla, sağlık meslek ve emek örgütlerinin de içerisinde yer aldığı kamucu, bilimsel ve demokratik planlarla programlarla aşılabilmesi mümkündür. Dr. Ekrem Karakaya’nın ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Şiddet karşısındaki taleplerimize kulak tıkayanlara, söylemleri ve politikalarıyla şiddeti teşvik edenlere karşı mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz” diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)
“GÜVENLİ ÇALIŞMA ORTAMLARINDA, İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARINDA YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ”
İzmir Sağlık Platformu, Konya Şehir Hastanesi’nde çalışırken 1 yıl önce silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Ekrem Karakaya'yı anarak sağlıkta şiddetin son bulmasını talep etti.
İzmir Tabip Odası Konferans Salonunda düzenlenen basın açıklamasında “Sağlıkta şiddet cezasız kalmamalıdır. Sağlıkta şiddete hayır” pankartı açılırken açıklamayı İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Şen okudu.
“SAĞLIKTA ŞİDDET RUTİN HALİNE GELDİ”
Şen, “Ne yazık ki sağlıkta şiddet nedenli kaybettiğimiz meslektaşlarımızın biri dışında hepsini son 20 sene içinde kaybettik. Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini haline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur” dedi.
Sağlıkta dönüşüm programının da yirminci yılı olduğunu ifade eden Şen , “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil doktor sizi bekleyecek, şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış oldu” diye konuştu.
“ŞİDDETİ UYGULAYANLARI, BUNA KAYITSIZ KALANLARI AFFETMİYORUZ”“
Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir” diyerek sözlerini sürdüren Şen, kamu otoritesinin ise böyle bir iradeyi gösteremeyeceğinin açık olduğunu belirtti. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettiklerini söyleyen Şen son olarak şunları kaydetti: “Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor. Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.”
Şen’in ardından İzmir Sağlık Platformu içnde yer alan kurum temsilcileri de şiddeti kınayarak taleplerini dile getirdi. (İzmir/EVRENSEL)
"SAĞLIK SİSTEMİ DEĞİŞMEDEN ŞİDDET BİTMEZ"
Kardiyoloji Uzman Doktor Ekrem Karakaya’yı hayatını kaybetmesinin yıl dönümünde anan Adana Tabip Odası, sağlıkta şiddetin önlemesi için düzenlemeler yapılmasını istedi.
Emekçiler Adana’da şiddete karşı Şehir Hastanesi Başhekimlik önünde bir araya geldi. Basın açıklamasını okuyan Adana Tabip Odası Başkanı Selahattin Menteş, sağlıkta şiddet nedenli kaybettikleri arkadaşlarının biri dışında hepsinin kaybının sağlıkta dönüşümün yaşandığı son 20 sene içinde gerçekleştiğine dikkat çekerek sağlık sistemi değişmeden şiddetin de bitmeyeceğini ifade etti.
“SAĞLIĞIN TİCARİLEŞTİRİLMESİ ŞİDDETİ ARTTIRDI”
Menteş, “Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur” dedi. 20 yıldır sağlıkta dönüşüm programının hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman ettiğini ifade eden Ökten, “Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek” şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idare baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamalarla sağlığın ticarileşmesinin şiddetin kapılarını sağlık kurumlarında sonuna kadar açtığını dile getirdi.
“İNSANCA ÇALIŞMA KOŞULLARINDA YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını dile getiren Menteş, “Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli, günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır” dedi. Sağlıkta şiddetin önlenmesi için oluşturdukları yasa tekliflerine karşın Bakanlık ve kamu otoritesinin talep ettikleri düzenlemeler yerine zayıf düzenlemelerle yetindiğini dile getiren Ökten, “Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor. Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hale gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” dedi. (Adana/EVRENSEL)
KARAKAYA ÖLDÜRÜLDÜĞÜ HASTANEDE ANILDI:SAĞLIK CAMİASININ KARŞILAŞTIĞI ŞİDDET SORUNUNUN EN ACI ÖRNEĞİDİR
Dr. Ekrem Karakaya, öldürüldüğü Konya Şehir Hastanesi'ni önünde meslektaşları tarafından anıldı. Hastane önünde açıklama yapan Konya Tabip Odası Başkanı Bahadır Öztürk “Bu korkunç olay hekimlerin ve sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet sorununun en acı örneğidir. Tüm toplum için endişe kaynağı olmuştur. Dr. Ekrem Karakaya da diğer meslektaşlarımız gibi mesleğine olan özverisi ve sevgisiyle tanınan bir hekimdi. Hekimler ve sağlık çalışanları, insan hayatını kurtarma ve iyileştirme misyonunu yerine getirmek için ailelerini bile unutarak gece gündüz çalışmaktadır. Bu kabul edilemez acı olaydan ders alınmamış olmalı ki hala hekimlerin ve sağlık çalışanlarının güvenlik tehdidi devam etmektedir. Bir an için hepimizi empati yapmaya ve düşünmeye davet ediyorum; her aileden hekim çıkabilir ve bu yaklaşık 25 yıl süren büyük emeklerle ortaya çıkmaktadır. Bizler bu halkın öz çocuklarıyız, hiç kimse evladına kıyılmasını kabul edemez, özellikle insan hayatını kurtarmaya adanmış hayatlara kıyma teşebbüsü sadece toplumsal cinnetle açıklanabilir” diye konuştu. (DHA)